Muğla’da iktidar partisi belediye başkanı adayı ekonomi profesörü ile muhalefet partisi otel sahibi adayı yarışıyor. Son anketlere göre arada az bir fark var. SONAR Araştırma Şirketi sonuçları şöyle:
CHP Ahmet Aras:
Yüzde 38.9.
AKP Aydın Ayaydın:
Yüzde 36.1.
İktidar partisi adayını tarafsızlık yemini etmiş Cumhurbaşkanı, devletin tüm gücünü de arkasına almış, destekliyor. Aday profesör de Cumhurbaşkanı için “ diploması var, benim öğrencimdi” demişti.
Muğla’yı istiyorlar.
Deniz, kum, güneş.
Turizm geliri.
Oteller, koylar.
Bereketli topraklar.
Yerin üstü zeytinlik.
Yerin altı madenler.
★★★
Bugün 17 Mart.
11 Mart günü Muğla’da 190 parsel devlet malı hazine arazisi üstü zeytin bahçeleri, altı kömür madeni 190 parsel devlet malı hazine arazisi “kamulaştırma kararı” verilerek; iktidar yanlısı maden şirketine sunuldu. Muğla’da zaten var olan halk öfkesi iyice kabardı. İktidar partisi Muğla Belediye Başkan adayı ekonomi profesörü, bu öfkeyle oylarının azalacağını düşünüp Cumhurbaşkanı’na koştu. “Muğla için tarımın çok önemli olduğunu anlattı, kamulaştırma kararının geri alınmasını” istedi. Cumhurbaşkanı da yıldırım hızıyla kararı kaldırdı. Muğla seçmeninde birikmiş öfkenin önü alınmak istendi.
★★★
Öfke baldan tatlıdır.
Muğlalılar haklıdır.
Muğlalılar, Akbelen Ormanları içinde vücutlarına inen jandarma copunu unutup, seçimlerde Cumhurbaşkanı’nın adayı ekonomi profesörüne oylarını kaydır mı?
Kaydırsın istiyorlar.
Özet yazayım: Muğla AKBELEN Ormanları’nın içinde 740 dönüm arazi parçası; devlet (bakanlık) tarafından istimlak edildi ve toprağın altındaki kömürü çıkarıp devlete yüksek fiyata satsınlar diye iktidar yakını müteahhit şirketine verildi. Bu şirket ve ortağı aynı zamanda kömürden elektrik üreten birkaç termik santralin de sahibi olmuşlardı. Akbelen Orman köylüleri direnişe geçtiler; jandarma geldi; “kesmeyin bu ağaçları” diye feryat eden köylü kadınların ve erkeklerin üzerine biber gazı ve yüksek tazyikli ilaçlı su sıktı. Köylüler daha önce de; “Bu toprağın can verdiği zeytin ağaçları, toprağın altındaki ölü kömürden daha fazla geliri ülkeye kazandırır” diyerek adalete başvurmuş ama sonuç alamamışlardı.
★★★
Aslında; bugün değil seçimden çok önce Muğla için (ve tüm Anadolu coğrafyası için) namuslu, dürüst, bilimsel bir gerçeğin bulunması gerekiyordu.
O gerçek şuydu:
Zeytin ağacından zeytin ürünü elde etme ile kömür çıkarıp ondan elektrik üretme birlikte olabilir mi? Olması için neleri yapmalı? Olmuyor ise hangisini seçmek bölge için, insanlar için, ülke için, gelecek kuşaklar için daha uygun?
★★★
Ekonomi fakültelerinde ders veren ekonomi profesörleri, insan ve toplum denilen “canlıların yaşam ve geçim mücadelesini” bilimsel olarak inceleyip, öneri geliştirirler. Bu açıdan bakınca Muğla’ya belediye başkanı seçilmek için iktidar partisinden aday olan eski CHP milletvekili ekonomi profesörü Aydın Ayaydın’ın; “Muğla’da toprağın üstündeki zeytin ve ondan zeytinyağı, yan ürün olarak da karasu ve pirina üretimi ile aynı toprağın altındaki kömürü çıkarıp elektrik üretimi yapmak arasında kıyaslamalı üstünlüğü” arayan bir araştırma yapmış olmalıydı.
Yaptı mı?
Yaptıysa nerede?
Yapmadıysa Muğla’ya niçin belediye başkanı olmak istiyor? Muğla’yı yönetme aşkı nereden?
Deniz, kum, güneş!
Oteller, koylar!
★★★
Seçimden önce Muğla toprağında kömürden elektrik üretip devlete satan iktidar yakını şirketleri kayırıp, kollayanlar seçime iki hafta kala; “Muğla için tarım çok önemli” dediler.
Seçim var.
Dün tükürdüler.
Bugün yalıyorlar.
Muğla’nın 3 altın koyu daha kiraya çıkarıldı!
SÖZCÜ muhabiri Fırat Fıstık’ın yazdığı habere göre, Muğla’nın altın değerinde 3 koyunun işletme hakkı kiraya çıkarıldı. Muğla- Bodrum- Bitez’deki 3. derece doğal sit alanı: 1.235.14 metre kare. Muğla- Dalyan- İztuzu’ndaki özel çevre koruma bölgesi: 46.371,54 metre kare. Muğla- Marmaris- Kızkumu’ndaki nitelikli doğal koruma alanı: 2.609,63 metre kare. Muğla’nın koylarını çoğunlukla iktidar partisi önde gelenlerinin yönetimde olduğu bir şirket, iyi fiyatlarla kiralıyor. Danıştay bu şirketin koy kiralama girişimine dur demişti. Ama Danıştay’ı kimse dinlemiyor.