Tarihler ulusların yaşam belgeleridir. Geçmişten geleceğe uzanan zamanın renkli renksiz tüm dilimlerini olayları değerlendirerek insanların belleğine işleyen bilim dalıdır. Ulus varlığına ışık tutan, ders niteliğinde bilgiler yanında önemli uyarılar da içeren kaynaktır. Her ulusun yaşamında savaştan barışa, yenilgiden zafere değişik tür yaşam aşamaları olmuştur. Türk Ulusu’nun tarihi daha çok zaferlerle, başarılarla, örnek sayılacak olaylar ve atılımlarla doludur.

Lise 2. ve son sınıf öğrencisiyken Sivas’ta iki kez 1951-52 yıllarında, bir izci olarak nöbet tuttuğum tarihî Kongre Salonu’nun ulusal yaşamımızdaki yeri alınan kararların önemi nedeniyle büyük değer taşımaktadır. 4 Eylül 1919 Perşembe günü saat 14’te toplanan Sivas Kongresi’nde alınan kararlarla cumhuriyetin yolu açılmıştır. Mustafa Kemal’in “Yurdun ve ulusun karşılaştığı tehlikelerle İtilâf Devletleri’nin ulusumuza haksızlıklarını belirterek” yaptığı açış konuşmasından sonra İstanbul yönetiminin teslim olduğunu, yıkım durumunda bulunulduğunu anlatmasından sonra Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin tüzük ve proğramı hazırlanarak Erzurum Kongresi’ nin tüm “..vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli” için alınmış kararları benimseyerek genelleştirdi. Tek cemiyet kuruluşu tüm vatanı kapsadı, benimsendi. Misâk-ı Millî’nin ilkeleri kabûl edilerek İrade-i Milliye adlı bir gazete de yayımlandı. Kurtuluş Savaşı’mızın ateşi böylece hukuksal niteliğiyle de özgünlüğünü sürdürdü.

Kongre’de alınan kararlarda:

“1) 30 Ekim 1918 tarihinde sınırlarımız içinde kalan ve her noktasında İslâm çoğunluğunun yaşadığı Osmanlı ülkesinin bölgeleri birbirinden ve Osmanlı toplumundan ayrılmasına olanak bulunmayan ve hiçbir nedenle bölünmez olan bir bütün oluşturur.

2) Osmanlı toplumunun bütünlüğü ve ulusal bağımsızlığın sağlanması, halifelik ve saltanat makamının dokunulmazlığı için ulusal iradeyi egemen, ulusal güçleri etken kılmak kesin ve temel ilkedir.

3) Devlet ve ulusun iç ve dış bağımsızlığıyla insancıl ve çağdaş amaçlar doğrultusunda yurdun tümlüğünü korumak amacıyla ulusallık ilkelerine saygılı ve ülkemize karşı yayılma emelleri beslemeyen devletlerin yardımlarını olumlu karşılarız. Dünya ve insanlığın rahata kavuşması için insancıl ve adaletli bir barış ulusal emelimizdir.”
sonuçları açıklanmıştır.

Daha sonra 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla hukuksal yapılanma gerçekleşmiş, Ulusal Kurtuluş Savaşı bayrağı açılarak cumhuriyet koşusu başlamış 30 Ağustos 1922 zaferiyle ulusumuzun güneşli geleceğinin güçlü ve örnek temeli atılmıştır. Başkomutanlık Meydan Savaşı zaferi, ulusumuzun sonsuza değin bağımsız yaşama ülkü ve amacının, temelinin atıldığı gündür. Bu durumu sağlayan tüm kahramanlarımızı başta Mustafa Kemal olmak üzere en iyi duygularla anıyoruz.