Muğla’nın Bodrum İlçesi’nde yaşayan, Türkiye’nin ilk sualtı arkeoloğu 82 yaşındaki Oğuz Alpözen 45 yıl müdürlüğünü yaptığı Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde 15 yılda yapılan yanlışları anlatan ‘Bodrum Kalesinde Olanları Bilin İstedim’ isimli kitabını yayınladı. Evli ve iki çocuk babası Alpözen, kitabını neden yazdığını SÖZCÜ HaftaSonu’na anlattı: - Her yıl yaklaşık 300 bin turistin ziyaret ettiği Bodrum sualtı Arkeoloji Müzesi 1960’lı yılların başında harabe halindeydi. Yaklaşık 15 yıl içerisinde yapılan düzenlemelerle dünyanın en büyük sualtı arkeoloji müzesi ve Avrupa’nın en iyi sekiz müzesi arasına girmesini sağladım. - 1964 yılından 2005 yılına kadar benden başka hiçbir müdür sergi salonu açmadı. 2005 yılında emekli oldum. 2017 yılına kadar geçen sürede müdürler sergi açmama geleneğini sürdürdüler. Aynı yıl kale ziyarete kapatıldı. 2 yıl sonra açıldığında ise benim bıraktığım sualtı arkeoloji müzesi artık yoktu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in açılışını yaptığı Doğu Roma Gemisi başta olmak üzere kale içerisindeki tüm salonlar ortadan kaldırılmıştı. Her sergi salonunda Atatürk’ün sözleri ve fotoğrafları vardı, bunlarıda kaldırdılar. - Türkiye’de ençok soruşturma geçiren müdürlerden biriyim, tam 154 soruşturma geçirdim. Tek bir ceza almadan emekli oldum. Yıllarca Bodrum Müzesi’nde yapılan yanlışları tarihin yok oluşunu anlatmaya çalıştım. Anlamadılar. Bu nedenle anlattıklarımı eşim Gülşen Alpözen ile birlikte bir kitapta topladım. - Ömrüm yettiğince konuşmaya yazmaya devam edeceğim. Bu ülke ne çektiyse konuşamamaktan çekti. - Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin son 17 yılına kadar geçen sürede Kültür Bakanı İsmail Cem, İstemihan Talay ve dünya sualtı arkeolojisinin babası olarak bilinen Prof. Dr. George bass ile sayısız arkeolog ve tarihçilerin emeği var. Tüm bu emekler yok edildi.
Gülşen Alpözen - Oğuz Alpözen

YAPILAN NE VARSA YOK ETTİLER

Kalede genç bir arkeolog olarak göreve başladığımda içinde bir dut ve çınar ağacı vardı. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in aynı yıl yayımlanan ‘Mavi Sürgün’ kitabında “Bakanlık, kaleyi antika diye saklıyor. Oysa ne sanat ne de tarih bakımından bir değeri vardır” diye yazmıştı. İşte bu kaleyi bilimin ışığında Türkiye’nin en güzel, dünyanın en büyük sualtı arkeoloji müzesine dönüştürdük. Emekli olurken onarılmış bir kale teslim etmiştim. Bir botanik bahçesiydi. Şimdi tek bir gül yok.

NELERİN YOK EDİLDİĞİNİ KİTAPLARDA OKUYACAKSINIZ

Kitabında geçmişte yapılan ve yapılanların nasıl bozulduğunu tarihin nasıl yok edildiğini kitabımda fotoğraflarla anlattım. Kale müzeyi yeniden yapıyoruz döneminde, bakanlığın verdiği yüz milyonları Türkiye’nin hiçbir müzesi görmedi. Neyi yok ettiklerini kitaplarda okuyacak, belgesellerde göreceksiniz. Tüm bunların ortaya çıkması için hayatının 20 yılını Bodrum Kalesi’ne veren eşimle birlikte bu kitabı üzülerek yayınlamak zorunda kaldım. Bodrum ve tarihin yaşatılması için, anlatmaya devam edeceğim.