Nerelisiniz? Nasıl bir evde büyüdünüz? Adapazarı’nda doğdum. Annem ev hanımı, babam sanayiciydi. Otomotiv parçaları alıp satardı. Ama babamı 11 yaşındayken kaybettim. Ortaokulu, liseyi Adapazarı’nda okudum. Üç ablam liseye kadar gelmişti, ilk üniversite okuyan benim. Ankara Ziraat Fakültesi'ni bitirdim; ziraat yüksek mühendisiyim. Ziraat Fakültesi’ndeki bölümüm Gıda Mühendisliği idi, o zaman Gıda Teknolojileri olarak geçiyordu. Mezun olduktan sonra devlet dairesine giremeyince, bir yıl İngilizce öğretmenliği yaptım Adapazarı’nda. Daha sonra Amasya’da meyve suyu fabrikasında çalıştım. - Peki bütün bu yaşananların ardından mı başladı girişimci iş kadınlığı hikayeniz? 1998 yılında başladım girişimciliğe. O zamana kadar da hep maaşla çalıştım.Gerçi makine sanayiini hiç düşünmemiştim! Burda Dergisi’nin özel yarışmalarına katılır, terzi olarak birinci olurdum hep. Hatta 4 yıl üst üste ödül aldım. Tasarımlarımın mankenliğini de kendim yapıyordum. - Kendinize de güvenmişsiniz... İşe nereden başladınız? Müşterileri tek tek dolaştım. Kadın görünce şaşırıyorlar ve ilk anda güvenmiyorlar. Hepsiyle konuştum. Eski faturalarımızı buldum, enflasyon oranlarıyla çarparak ürünlerimizin yeni fiyatlarını tespit ettim. 1c4a9752

HAUTE COUTURE KIYAFET DİKMEYİ HAYAL EDİYORUM

- Makine sektörüne nasıl girdiniz? 1997’de eşimi kanserden kaybettik. Onun vefatından sonra işyerini 3 ay kapattım ama sonra kendim sanayici oldum! - Babanız da sanayiciymiş. Anlıyor muydunuz bu işten? Tam tersine, hiçbir fikrim yoktu. Eşimin işyerine iki kez gitmiştim, babamın işyerine ise hiç! Çocuklarım küçüktü o zaman, biri üniversiteye gidiyordu, diğeri de ortaokula. Ama mühendislik okuduğum için matematiğim iyi, mühendis kafam var. - Ne makinesi yapıyordu eşiniz? Otobüs ve traktör parçaları yapıyordu.Bir gün kayınpederim “Kızım, kapalı dükkanın önünden geçiyorum ve çok üzülüyorum... Sen yapabilir misin bu işi?” dedi. Ben de eşimin hatırasını yaşatmak istedim ve “Tamam baba, yaparım ben bu işi” dedim.   resimid_1415652

2023'E KADAR İŞBİRLİĞİNE DEVAM

- CERN’le de çalışıyorsunuz değil mi? 2016 yılında CERN’e de yedek parça ürettik. Şu anda CERN’e tedarikçi olarak çalışan Türkiye’deki 4 firmadan biriyiz. CERN’de atom parçacıklarının çakışması sırasında kullanılmak üzere koruma kalkanında yer alan 4 bin 500 parça ürettik. Üretime 2016 yılı başında başladık. 2023’e kadar da bu işbirliği devam edecek. - Bu, müthiş bir başarı... Kadınların bir işi sadece kafaya koymaları yeterli. Her şeyi yapabilirler. Banka müdüründen tutun sanayideki tüm diğer işletmeler, hepsi beni mercek altına aldı “Bu kadın ne yapıyor” diye? Açığımı yakalamak istediler hep! Ve şimdi “Zuhal Hanım, bileğini bükemedik” diyorlar...

resimid_1415656

LAZERLİ TEZGAHLARA YATIRIM YAPTIM

- Bugünkü iş hacminiz ne? Atölye olmaktan kurtulduk. Eski model tezgahlarımızı tamamen bilgisayarlı sisteme döndürdüm. Lazerli, kalite kontrolü ölçülen tezgahlara yatırım yaptım. Bu arada iki oğlum okullarını bitirdi ve benim yanıma geldiler. 125 metrekarelik yerimiz 2500 metrekareye çıktı. İlk önce Kayseri içine iş yapıyorduk, daha sonra şeker ve pancar fabrikalarına ürün vermeye başladık. - Peki şimdi ne üretiyorsunuz? Makinelerde kullanılan talaşlı tüm parçaları üretiyoruz. Özel teknolojik parçalar da üretiyoruz. İhracatta normalde kg fiyatı 10 dolarla 20 dolar arasıdır. Bizimki ise 100 dolarla 1000 dolar arasında değişiyor. Uçak kargoyla ürün gönderiyoruz. resimid_4367340

ERKEK ÇOCUĞA DAHA ÇOK YATIRIM YAPILIYOR

- Kadınlar sizin başarı hikayenizden ne öğrenebilir? “Ayaklarımızın üzerine basabiliriz, yapılmaz denen işi yapabiliriz” diyebilirler, başkalarını örnek alabilirler. Özellikle genç kızlar, mühendis adayları. Türkiye’de 12 milyon kadın evde oturuyor, ne işte, ne eğitimde... Ben ona çok üzülüyorum. Zannediliyor ki sadece eğitimsiz kadın evde. Oysa eğitim almış kadın da evde. Kapalı kapılar ardında bu kadın gücümüz yok oluyor. İş devlette değil her zaman. - Babalar kızlarını, kadınlar kadınları nasıl destekleyebilir? Aileler daha çok erkek çocuğa yatırım yapıyor ama kızı olan babalar daha şanslı! Haklarımıza sahip çıkarsak ümitli olabiliriz, elimizdekileri asla kaybetmemeliyiz.