Zaten, Sadrazamı Ahmet Bey de söylemişti:
“IŞİD canlı bombalarını eyleme geçmeden tutuklayamayız... Türkiye bir hukuk devletidir”
Hukuk devleti olmanın böyle zorlukları var; canlı bomba eyleme geçmeden yakalanamıyor, eyleme geçtiğinde de kendini patlatmış, birkaç yüz kişiyi öldürmüş oluyor...
Hukuk devletine de canlı bombanın cesedini tutuklamak kalıyor!..
* * *
Güzel ülkemizde Hukuk devleti örneklerinden son bir kaçına bakalım:
TRT’de Cumhuriyet’in kurucuları ve elbette ki başta Atatürk ve İsmet İnönü için şu ifadeler kullanılıyor:
“Firavunlar gibi saltanat sürdüler... Yediler, içtiler, kustular... Bol harcırahlar, hususi vagonlar, padişahların saraylarında şahane hayatlar. Vur patlasın çal oynasın. Halkı ve köylüyü ‘Efendimiz sensin’ diye soydular... Ne utandılar, ne doydular”
* * *
Bu sözler RTÜK’e şikayet edildi...
Uzmanlar, Atatürk ve silah arkadaşlarına yönelik sözlerin ihlal olduğu yönünde rapor hazırladılar...
Fakat...
Türkiye bir hukuk (!) devletiydi!!!
RTÜK’te AKP’li 4 üye ve onlara katılan MHP’li 1 üye bu sözleri “düşünce ve ifade özgürlüğü” olarak kabul edip, eleştiri sınırları içinde olduğu yönünde oy vererek cezalandırmaya gerek görmedi...
Zira Türkiye bir hukuk devletiydi ve memlekette demokrasi vardı!..
* * *
Gezi Davası sonuçlandı, 255 sanıktan 244’ü cezalandırıldı...
Dolmabahçe Camii’ni kirletmek, yaralıların tedavisini yapan doktorların kamu görevini usulsüz üstlenmek, özel işaret ve kıyafetleri kullanmak, güvelik güçlerine direnmekten çeşitli hapis cezalarına çarptırıldılar...
Niye?..
Çünkü Türkiye bir hukuk devletiydi!!!
Hukuksuzluğa asla müsamaha edilemezdi!..
* * *
Gençlerbirliği-Osmanlıspor maçında birkaç Gençlerbirliği taraftarı sessizce “Ankara 10.04”, “İyi değiliz iyi olmayacağız”, “Barış kazanacak” pankartları açtı...
Gözaltına alındılar, savcı ceza kanununa göre “Bunda bir şey yok” deyip bıraktı ama, bir de “Kabahatler kanunu” vardı...
Hukuk işlemeliydi ve polis gençlerin kabahat işlediklerine karar vererek hepsine 208’er lira ceza kesti...
* * *
Türkiye bir hukuk devleti olduğu için...
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarından sonra dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala ile dönemin İstanbul Polis Müdürü Selami Altınok arasında geçtiği iddia edilen ve herkesin defalarca okuduğu görüşme tapelerinin yayınlanmasını yasakladı...
Zira orada kişilik hakları ihlali vardı...
Özel hayatın gizliliğine giriyordu; memlekette hukuk vardı ve hukuku guguk yapmak olmazdı!..
* * *
Sayın okurlar, siz “Memlekette hukuk yok, demokrasi yok” diyenlere aldırmayın...
Yukarıda örneklerini verdik, Türkiye’nin nasıl bir hukuk devleti olduğunu anlamalısınız atık!..
IŞİD’in beli!..
Diyarbakır’dan yine bir acı haber geldi, 2 polisimiz şehit, 5 polisimiz yaralı...
Çatışmada 7 IŞİD militanı da öldürülmüş...
Bir yanda PKK, diğer yanda IŞİD...
İkisi de bu iktidarın Türkiye’de palazlanmasına göz yumduğu vahşi terör örgütleri...
Şimdi bunları bastırmak için şehitler veriyoruz, evlere ateşler düşüyor, analar feryat ediyor...
7 IŞİD militanının öldürülmesi üzerine Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş hemen çıkıp “Önemli bir DAEŞ grubu etkisiz hale getirilmiştir” diye açıklama yaptı...
IŞİD’in Türkiye’de örümcek ağı gibi örgütlenmesine seyirci kalan iktidar şehitler vererek 7 IŞİD militanının öldürülmesinden medet umar hale geldi...
Sadrazam Ahmet seçim meydanlarına çıkıp, “DAEŞ’in (IŞİD’in) belini kırdık” diye bağırmaya başlayabilir artık!..