Sevgili okurlarım, hangisi olursa olsun her ülkenin bazı güvenilir kurumları vardır. O kurumlara siyaset sokulmaz...
Oralar, iktidar kadrolarına peşkeş çekilmez.
Sorumlu makamlarına adam gibi adamlar getirilir.
Bizde çok uzun yıllardan beri Dışişleri Bakanlığı böyle idi. Taa Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri, bunların iktidar olmasından önce!
Hatta aramızda konuşurken hep aynı şey söylenirdi:
“Siyaset ve particilik sadece Dışişleri Bakanlığı’na sokulmadı.”
★★★
Bu bakanlığa girenler çok zorlu sınavlardan sonra alınır...
Sınavlarda torpil olmaz.
İyi okulları bitiren, yabancı dil bilgisi çok iyi olan gençlerin bütün amacı, iyi bir diplomat olup doğal yollarla yükselmektir.
O yükselmenin en özlenen boyutu ise sırası geldiğinde büyükelçi olup Türkiye’yi yabancı ülkelerde temsil etmektir.
Binlerce kişinin çalıştığı bu bakanlıkta, büyükelçi sayısı zaten kısıtlıdır.
Siz buna bir de torpili, siyaseti katarsanız iş iyice çığırından çıkar ve kargaşa giderek artar.
İnsanlar çalışma hevesini yitirir...
Aynen bugün, bu iktidar döneminde olduğu gibi!
★★★
Büyükelçi olmak hem manevi, hem de maddi açıdan iyidir.
Manevi açıdan, ülkenizi ve devletinizi gittiğiniz ülkede tam yetkili olarak temsil edersiniz.
Maddi açıdan derseniz, devlet tarafından her büyükelçiye sağlanan standart olanaklar vardır.
Yüksek bir dövizli maaş, adına rezidans denilen lüks konut, makam aracı, diplomat olan ve olmayanlardan oluşan hizmet kadroları...
Ve bunların ötesinde aşçılar, garsonlar, temizlikçiler, şoförler ve korumalar.
Bazı Batı ülkelerinde ise özel barmenler...
★★★
Cumhuriyet döneminde, bu iktidara kadar ülkemizden nice deneyimli ve bilgili büyükelçiler çıktı. Onlar bütün dünyada bilinen, tanınan ve tuttuğunu koparan diplomatlardı.
Devletimiz bu konuda hassastı. Ne torpil yapar, ne de kin güderdi.
Kin gütmezdi derken somut örnek vereyim...
★★★
Gazeteci Ali Kemal, Milli Mücadele döneminin en önde gelen hainlerinden biri idi. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına ağır hakaretler savurur, dümdüz söverdi.
1922 yılında İzmit’te halk tarafından linç edilerek öldürüldü.
Tek çocuğu Zeki sonraki yıllarda İsviçre’de okudu. İki yabancı lisanı ana dili gibi bilirdi. Türkiye’ye dönüp Dışişleri’ne girdi ve sınavı birincilikle kazandı...
İsmet İnönü cumhurbaşkanı idi... Kendisine bu durumu anımsattılar...
“Efendim bu genç, Ali Kemal isimli hainin oğludur, ne yapalım?”
İnönü “Babası bizi ilgilendirmez. Madem sınavı kazanmış, elbette alacaksınız” dedi...
Ve Türk Dışişleri’nin en önemli, dünyada bile en önde gelen büyükelçilerinden biri olan Zeki Kuneralp’in serüveni işte böyle, 1940’lı yıllarda başlamış oldu... Türkiye Cumhuriyeti’ni görevle gittiği her yerde şerefle, onurla temsil etti.
★★★
Şimdi gelelim torpil olayına!..
Pazar günkü SÖZCÜ’nün manşetinde okudunuz.
İktidarın ve Recep Bey’in ne kadar torpillisi varsa bazı ülkelere büyükelçi olarak atanıyor.
Bunlar diplomat değil... Dışişleri Bakanlığı’nda bir gün bile çalışıp dirsek çürütmemişler.
Bazıları geçmişte AKP milletvekili ya da adayı. (Egemen Bağış gibi.)
Bazıları başka ülkelerin vatandaşı, çifte vatandaş. (Merve Kavakçı gibi.)
Bazıları ilahiyatçı.
Bazı kadın büyükelçilerin başı örtülü.
Bazıları lise mezunu. (Son atanan ve geçmiş yıllarda bir ülkücüyü öldürdüğü iddia edilen Ozan Ceyhun gibi.)
★★★
Bu isimler Recep Bey tarafından belirleniyor, Hariciye Nazırı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından uygulamaya konuluyor.
Şu an itibariyle bu özelliklere (!) sahip olan 22 büyükelçimiz var.
Vatikan, Kenya, Somali, KKTC, Moritanya, Karadağ, Polonya, Malezya, Japonya, Çin, Makedonya, Endonezya, Hollanda, Kuveyt, Gana, Kamerun, Cezayir, Çekya, İran, OECD ve son olarak Avusturya!
★★★
Geçmişte adı çikolata paketleri içerisinde Reza Zarrab’tan rüşvet alma olaylarına karışmış ve bakanlık görevinden istifa etmek zorunda kalmış bir Egemen Bağış...
ABD vatandaşlığı belgelerle kanıtlanan, vatandaşlığa girmeden önce sadece ABD’ye hizmet vereceğine Kuran üzerine el basarak yemin eden bir Merve Kavakçı...
Hangisini saymalı!
Demek ki yılların Dışişleri Bakanlığı’nda bu seçmece isimlerden başka büyükelçi yapılacak birileri var olsa bile aslında yokmuş!
Recep Bey’in seçmeceleri bunlar.
Bakın da örnek alın, ülkemizin ne hallere düşürüldüğünü görün!
Vah zavallı bakanlık vah...
Emin Çölaşan
Yayınlanma: