Bir ramazan daha geçti. Geçen ay içinde halkın gözüne ve kulağına, adeta bardaktan boşanırcasına “Müslüman’a İslam’ı öven” söz yağdı. Kökten laik bir insan olmama rağmen, ben de bu yağmurda ıslandım. Bu yağmurdan aklımda iki şey kaldı. Birincisi, dini sohbetlerin veya yazıların hurafesiz olamamasıydı. Dinde hurafeye inanmak şart galiba! Ama bende uyanan intiba, anlatanların da dinleyenlerin de bunlara inanmadığı oldu. Anladım ki; burada amaç kendinle barışıp, hoşça vakit geçirmek. Benim için bu yılın sürprizi ise bazı din adamlarının bu “din show”lara dayanamayıp İslam’ın avamlaşmasına itiraz etmesiydi. İnşallah bu itirazdan hayır çıkar.

DİN YASA(K) DEMEKTİR

1400 yıllık İslam’ın kullandığı “din” kelimesinin kadim dillerdeki anlamı “yasa/kanun”dur. 2000 yıllık Hıristiyanlığın kullandığı “religion” (din) sözcüğünün de kök anlamı “kurallar” veya “yasaklar”dır. 3300 yıllık Museviliğin kitabı “Tevrat”ın anlamı da kanun veya dini kurallar yani “şeriat”tır. Musevilerin diğer kitabı Talmut da “Medeni Kanun”dur. Musa’ya gelen “On Emir” aslında “yap” değil, “yapma” emirleridir. Yani “On Yasak”tır. Bu emirlerde “yapılması yasak fiiller” zikredilir. Buradan da anlıyoruz ki; farklı fayda ve işlevleri olmasına rağmen, dinlerin en önemli niteliği “hukuk” müessesesi olmalarıdır. Bu hukukun amacı, yaradılışı gereği “bencil” olan bireyin, kendi çıkarını kollarken, diğer bireylerin ve toplumun tümünün haklarına tecavüz etmemesidir. Din, bireyleri bu şekilde davranmaya ikna ettiği ölçüde, amacına hizmet etmiş olur.

LAİKLER Mİ, DİNDARLAR MI DAHA ÇOK KUL HAKKI YER

Pek tabii, ister laik ister dindar olsun bazı bireyler “başka kulların ve toplumun hakkını” yiyebilir. Ama yine de aşağıdaki örneklerde kendini “laik” veya “dindar” diye tanımlayanların davranışlarını kıyaslayın.
Trafik kurallarını çiğnemek,
Kaçak inşaat yapmak, kamu arazisine el koymak
Piknikte etrafını kirletmek, çöpünü bırakıp gitmek,
Kızınca, çocuğunu veya karısını dövmek, gerekirse öldürmek,
Üniversite yerleştirme sınavlarında hile yapmak,
Bekleme kuyruklarına önden girmek,
İhtilafları yumruk, sopa, bıçak veya tabancayla çözmek,
Başkalarını rahatsız edecek tarzda ve yüksek sesle konuşmak,
Hayır derneği/vakıf kurup yolunu bulmak, müşteri kazıklamak,
Kirli elbise ve bedenle toplum içinde dolaşmak,
Bahşiş veya rüşvetle iş halletmek,
Kan davası gütmek, canlı bomba olmak, kafa kesmek.
Son söz: Davranış dinin aynasıdır.