İstinye’deki Kavel Kablo’da 1963’de Türkiye’nin ilk grevi olmuştur. O günden itibaren ülkemizde, işçi-işveren ilişkileri her gün daha kötüye gitmiştir. Bu gidişat yüzlerce fabrikanın grevde olduğu 12 Eylül 1980 darbesine kadar sür-müştür. Kenan Evren’in tahkim sistemini yasalaştırması, bir dönüm noktası olmuş ve ilişkiler 1980’den bu yana bir hayli düzelmiştir. Bu yasa sayesinde, THY başta olmak üzere havacılık, turizm ve imalat sanayisi, ciddi bir gelişme kaydetmiştir. Ancak kıdem tazminatı meselesi, artık grev sebebi olmasa bile, işçi-işven ilişkilerinde karın ağrısı olmaya devam etmiştir.

KIDEM TAZMİNATI FONU TASARISINI HAZIRLIYORDUM

Çalışma hayatımın ilk döneminde yani 1961-1976 arasında, zamanımın çoğunu insan kaynakları yönetimi ve sendikal ilişkiler almıştır. 1975 yılında bana “Kıdem Tazminatı Fonu” tasarısı hazırlama ödevi verildi. Zaten yıllardır uygulamanın içinde yaşadığım bu meseleyi sıfır noktasından alıp “iktisadi ve sosyal” açılardan tutarlı bir model inşa etmeye çalıştım. Ama bu çalışmalarım hiçbir sonuç vermedi.

KIDEM TAZMİNATININ TARİHÇESİ VE GEREKÇESİ

Kıdem Tazminatı, 1936 yılında kabul edilen “İş Kanunu” nun gerekçesinde “emeklilik/işsizlik sigortası kuruluncaya kadar yürürlükte olsun” denilen bir maddesinden doğmuştur. Önce emeklilik daha sonra da işsizlik sigortaları kurulmasına rağmen kıdem tazminatının kalkması bir yana, her düzenlemede işverene külfeti daha da artırılmıştır.

KIDEM TAZMİNATI ÇİFT İŞLEVLİDİR

İşçilerin indinde kıdem tazminatı öncelikle, işini iradesi dışında “kayıp” eden işçiye, işverenin ödemesi gereken bir “tazminat/ceza”dır. Kıdem tazminatı, işçi açısından hem bir “istihdam güvencesi” hem de bir “ayrılma” veya “emeklilik” ikramiyesidir. İşverenler için ise, şirketin zora girdiği bir dönemde batmaktan kurtulmak için safra atması/kadro azaltması gereken günde, hareketini engelleyen parasal bir prangadır.

KIDEM TAZMİNATI İKİYE AYRILIRSA ÇÖZÜM BULUNABİLİR

İşverenler toplu işten çıkarma zorunda kalabilecekleri hallerde ödemeleri gereken “kıdem tazminatı” riskini sigorta ettirebilirler. Bunun için “Fon” bir çözüm olabilir. Hakeza işçiler için de “emekli ikramiyesi” işlevi görmesi bakımından “Fon” bir çözümdür. Ancak bireysel iş akdi fesihlerinde “caydırıcı” olması istenen kıdem tazminatı veya fesih tazminatı işverenin sırtında kalmaya devam edecektir.
Son söz: Tanımda anlaşamayan, çözümde anlaşamaz.