Sevgili okuyucularım, okuyanımız azdır ama hemen herkes bilir ki Time dergisi dünyanın en saygın ve güvenilir yayın organlarından biridir.
Bu dergide yalan haber yoktur. Yanlış bulamazsınız.
Palavra yorumlara yer yoktur.
Time her yıl aralık ayında “Yılın devlet adamını” seçer. Bu seçim yüz binlerce okuyucunun oyları ve dergi yönetiminin son kararı ile yapılır.
Bu yıl seçimi Almanya Başbakanı Angela Merkel kazandı.
1954 doğumlu Merkel bunu acaba hak etti mi, birazdan göreceğiz!...
(Bu hanım önce bir başkasıyla, fizikçi Ulrich Merkel ile evli iken boşanmış ve kimya profesörü Joachim Sauer’le ikinci evliliğini yapmış.)

* * *

Time dergisi iki gün önce piyasaya çıkan son sayısında Merkel’in siyasi geçmişine uzun uzun yer verirken özel yaşamını da anlatıyor...
Ve bakınız neler diyor:
“Bitmiş bir resmi rezidansı (Köşkü, sarayı) yoktur. Olsa bile Merkel yaşamını Berlin’de kocasıyla birlikte yaşamakta olduğu apartman dairesinde sürdürmeye kararlı.”
Allah Allah, okurken kendi kendime düşündüm, bu nasıl iştir!
Sen Almanya’nın dünyaya yön veren koskoca Başbakanı olacaksın ve emrinde saraylar, köşkler olmayacak...
Ve yaşamını bir apartman dairesinde sürdüreceksin!
Dergi devam ediyor:
“Apartmanın kapı zilinde kocasının ismi yazılı.”
Bu daire 100 veya 120 metrekarelik bir yermiş ve dünya lideri orada mütevazı bir biçimde yaşıyormuş.
Türkiye’de yaşayıp da buna inanan insan sayısı herhalde pek fazla değildir.

* * *

Dergi anlatımını sürdürüyor:
“Dünyanın en güçlü kadını evinin alışverişini kendisi süpermarketten yapıyor. Eğer şansınız varsa, onu her cuma günü öğleden sonra kendisi ve kocası için, akşam yemeği için marketten bir şişe beyaz şarap ve balık alırken görebilirsiniz.”
Peki ama Bayan Merkel’in kocası kimmiş?
Almanlara sorun, adını bilen belki yüzde 10 çıkar!
O adam törenlere falan katılır mıymış? Yani toplu açılış törenlerine, siyasi toplantılara, gidip oralarda boy gösterir miymiş?
Hayır, öyle bir şey yapmazmış.

* * *

Şimdi palavradan değil ama gerçek bir dünya devi olan bir başbakan düşünün ki köşkleri, sarayları yok!
120 metrekarelik bir apartman dairesinde yaşıyor, evinin alışverişini kendisi yapıyor...
Kapı zilinde kocasının adı yazılı...
Yanında birkaç kişi dışında koruma orduları gezdirmiyor...
Ne biçim dünya devi bu!..
Nasıl oluyor da dünyanın en güçlü devlet yöneticisi seçiliyor!..
Bu kadar mütevazı olmanın hiç gereği yok. Gelsin de hava basmayı, şov yapmayı falan bizdeki dünya devlerinden (!) öğrensin.
Eşini toplantılara götürsün, onu da medyatik yapsın.

* * *

Vallaha ben Merkel’i ciddiye alırdım...
Time dergisini okuyunca hayal kırıklığına uğradım!
Bu kadar kişiliksiz, sağa sola posta koymayan, kendi adına hava basmayan, yalan söylemeyen, demokrasiye saygı gösteren, kendi halinde mazbut yaşayan bir dünya devi olmaz, olamaz!
İnanmam.

Daha ne diyecekti!


Sevgili okuyucularım, Türkiye’nin büyük devlet adamı İsmet İnönü 25 Aralık 1973 günü vefat etmişti.
İki gün önce ölüm yıldönümü idi...
Beklerdim ki bütün CHP milletvekilleri ile birlikte partinin çok sayıda örgütleri, binlerce kişi o gün Anıtkabir’deki mezarı başında toplanıp saygı duruşunda bulunsunlar.
Ne yazık ki olmadı...
Anma töreninde Kılıçdaroğlu dahil belki 30 kişi ile protokol görevlisi birkaç kişiden başka hiç kimse yoktu.
İşin ilginç yanı, CHP’ye yakın duran medya bile bu anmayı görmezden geldi.
Atatürk’le birlikte İnönü’yü de unutturmak için elinden geleni ardına koymayan AKP hükümetleri sonunda bunu da başarmış oldu.

* * *

Ancak o gün Tayyip bir mesaj yayınladı. Bir cümlelik bir mesaj ve aynen şöyle:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı İnönü’yü vefatının yıldönümünde saygıyla anıyorum.”
Hepsi bu kadar!..
Bazıları çok bozuldu “Böyle baştan savma anma mesajı mı olur” diye ama Tayyip haklı, daha ne desin! Herhalde şöyle diyecek hali yoktu:
“Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşı, İstiklal Harbinde Batı Cephesi Komutanı, Lozan Anlaşması’nı kotaran, Atatürk’le birlikte devrimlerin uygulayıcısı, Başbakan, sonra Cumhurbaşkanı, Türkiye’yi bütün baskılara karşın İkinci Dünya Savaşı’na sokmamayı başaran, 1946 ve 1950 yıllarında çok partili demokrasiye geçmemizi sağlayan İsmet İnönü...”

* * *

Eee, ne de olsa İnönü döneminde camiler ahır (!) yapılmıştı!
Tayyip partisinin grup toplantısında alkol yasakları konusunda Meclis
kürsüsüne çıkıp birilerinden (!) “İki ayyaş” diye söz etmişti:
“İki ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da dinin emrettiği bir yasanın
niye reddedilmesi gerekiyor.”
Kimdi acaba o iki ayyaş!

* * *

İster bir cümle olsun ister daha uzun, Tayyip’in İnönü’den söz edip onu saygıyla andığını söylemesi çok olumlu bir gelişmedir!
Camileri ahır yapmaktan, iki ayyaştan yola çıkıp şimdi o devlet adamını saygıyla andığını söylemiş olması hepimizi gururlandırmış, İsmet Paşa’yı mutlaka taçlandırmıştır!
Ne mutlu bize!