Sevgili okuyucularım, Meclis çatısı altında önceki gün tanık olduğumuz olay Türk siyaseti açısından ibret vericidir.
MHP, Meclis Başkanlığı makamını oylarıyla AKP’ye ikram etti.
Neden, niçin?..
Bu sorunun yanıtını kendileri de bilmiyor.
Bahçeli emir verdi, MHP milletvekillerine de o emri aynen uygulamak kaldı.
Oysa tersi olsaydı, 13 yıldan bu yana AKP’nin elinde olan ve tepe tepe kullandığı o çok önemli makamı AKP-Tayyip-Ahmet üçlüsünün elinden alsalardı, bugüne kadar çeşitli zamanlarda en ağır bir dille suçladıkları AKP’ye tarihi bir ders vermiş olacaklardı...
Ve herkese “Helal olsun MHP’ye, sözünün eri imiş” demek kalacaktı.
MHP geçmişte sadece AKP-Tayyip-Ahmet üçlüsüne en ağır sözlerle saldırmadı.
Bu saldırılardan, önceki gün Meclis Bakanı seçtirdikleri İsmet Yılmaz da payına düşeni almıştı.

* * *

Meclis’in 25 Mart 2015 tarihli oturumuna dönüyorum. Kürsüde Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz var.
MHP milletvekilleri çeşitli konularda kendisini suçluyor.
O sözlerden bazılarını tutanaklardan aktarıyorum:
“Süleyman Şah Türbesi’ni terk ettiniz, Mehmetçiği ne hale düşürdünüz...”
“Türbeyi terk edip kaçtınız. PYD ve PKK’nın kontrolünde kaçtınız. Yazıklar olsun size. 700 bin askeri olan bir devlet...”
“Utanmıyorsun...”
“Size terörist başı teşekkür etti, şeref madalyandır senin...”
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz çok bozuluyor ve sınıra yakın Eşme Köyü’ne taşınan göstermelik Süleyman Şah Türbesi için konuşuyor:
“Biz onur duyuyoruz, gurur duyuyoruz. Türk Bayrağı’nı Suriye’de dalgalandırdık...”
MHP’liler yanıt veriyor:
“Bayrak dalgalandırmış. Bayrak kim sen kimsin be... Bir mezarı koruyama ama bayrak dalgalandır. Utanmaz...”
Kürsüdeki Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a hitaben:
“Milli sıvışma bakanı...”
İsmetYılmaz: “Çok şükür ki iktidarda değilsiniz...”
MHP’liler: “Yuh lan sana be... Yazıklar olsun sana sıvışma bakanı...”
“Sen kime hizmet ettiğini söyle...”
“Yalan atıyor sayın Başkan...”
“Sen hükümetinin hesabını ver hükümetinin. Kendi döneminin hesabını soruyoruz sana...

* * *

Bundan sadece üç ay önce Meclis çatısı altında Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a bunları söylüyorlardı.
AKP’nin MHP’li kurtarıcı melekleri bir kez daha imdada yetişip aynı İsmet Yılmaz’ı önceki gün oylarıyla Meclis Başkanı seçtirdiler!
Helal olsun Devlet Bahçeli’ye, helal olsun onun tüm milletvekillerine.
Dünkü yazımın sonunda aynen şöyle demiştim:
“AKP genel merkezinin bahçesinde en görünür yere kocaman bir Devlet Bahçeli heykeli dikilmelidir.
Altına şu ifade yazılmalıdır:
Büyük devlet adamı Devlet Bahçeli 1 Temmuz 2015 günü imdadımıza yine Hızır gibi yetişti. Onunla gurur duyuyoruz.”
Yani böylesine başka ne demeli!

* * *

Devlet Bahçeli ile partisi, bu son oylamadaki marifetleriyle en büyük yalanı kendilerine seçimde oy veren milyonlarca seçmene söylemiş oldular.
Seçmenlerine “Senin bizden ne istediğin ve partimize verdiğin oylar bizim için önemli değildir. Biz kısa vadede kendi işimize bakarız” diyerek aslında ihanet ettiler.
Onlara değer vermediklerini bir kez daha kanıtladılar.
Oysa seçim meydanlarında bangır bangır bağırmışlardı:
“Bu yolsuzlukların, rüşvetlerin, terör örgütü ile yapılan pazarlıkların hesabını haram yiyenlerden soracağız!..”
Ve itiraf edelim, bu konularda en sert söylemler onlardan gelmişti.
Oysa hesap sormak yerine daha ilk günden AKP ile anlaşıp Meclis Başkanlığı makamını onlara sundular!
Şimdi seçmenleri bunun hesabını kendilerinden sormayacak mıdır?

* * *

Hiç kuşkunuz olmasın, bir süre sonra AKP ile ortak hükümet kurdukları takdirde yine uysal kedi gibi davranıp geçmişte tükürdüklerini yalayacak, iktidar partisinin adeta kulu kölesi olacaklardır.
Bunları söylüyorum diye beni sakın yanlış anlamayın...
Eleştirilerim sadece ve sadece Devlet Bahçeli ile partisinin yönetim kademesi içindir.
Söylemlerine aldanıp MHP’ye oy veren milyonlarca insanımıza saygım sonsuzdur ama gerçekleri artık onların da görmesi gerekir.
Aldatılan, kandırılan ve göstermelik hesap sorma söylemlerine kurban edilen kendileridir.
Onlar adına üzgünüm.