Bölücü terör örgütüyle mücadele 2013 yılından itibaren “müzakere”ye dönüştü. Bu süreçte örgüt alabildiğine yol aldı. Bugün, il ve ilçe merkezlerinde güç gösterisinde bulunan örgüt, güvenlik güçleriyle halkı karşı karşıya getirtme hesaplarında kadın ve çocukları da kullanmaktan çekinmiyor.
Bakıyorsunuz ilçelerde ellerinde uzun namlulu silahla kahvehaneye geliyorlar. Örgüt adına haraç toplanıyor. Unutmayalım, örgüt milislerini silahlandırdı. Onlar, halk üzerinde daha etkin olabilmek, bölücü örgütün her yerde olduğunu göstermek için teröristlerin giydiği kıyafetleri giyiyor.

YERLEŞTİRİLENLERİ BULABİLMEK İÇİN...

Yollar asfaltlanmadan önce el yapımı patlayıcılar yerleştirildi. Güvenlik güçleri geçerken patlatılıyor. 7 Haziran seçimlerinden sonra 137 güvenlik görevlisi şehit edildi. Yanınızda ne kadar koruma olursa olsun artık faydası yok. Patlamalar uzaktan kumandayla ya da kabloyla gerçekleştiriliyor.
O yollar yapılırken tonlarca patlayıcının yerleştirilmesinden istihbarat birimlerimizin habersiz kalması şaşırtıcı... Şimdi bunun sıkıntıları çekiliyor, yollardan güvenlik güçlerimiz geçemiyor ya da “her an patlama olacak” kaygısıyla gidiliyor. Aracınız zırhlı da olsa her an patlama olacakmış gibi gerilim yaşamak kolay değildir.
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi’nin talimatıyla Doğu ve Güneydoğu’da yolları yapan, asfaltlayan müteahhitler, yapım ve asfaltlanma sırasında çalışan işçiler tek tek belirleniyor. Bunlardan, patlayıcıları kimlerin yerleştirdiği, nerelerde daha gömülmüş olabileceği, kimlerden şüphelenildiği konularında bilgi edinilmeye çalışılıyor. Olan oldu, bundan sonra patlamaların nasıl engellenebileceği üzerinde duruluyor.

O KOMUTANLAR GÖNDERİLDİ

Siyasetçilerin “Terör bitti, kamplar dağıtıldı” dediklerine bakmayın. Sadece hava harekatlarıyla terör örgütünün bitirilemeyeceğini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, RP İstanbul İl Başkanlığı sırasında söylemişti. “Bunlar terörle mücadele etmiyorlar. Uçaklarla dağı taşı bombalıyorlar. Amaç ABD’den alınan bomba stoklarını eritmektir” diyordu. Askerin postalının değmediği, gidilemeyen yerde terörün bitmiş olduğu söylense de bunlar inandırıcı olmuyor.
Bu köşenin okurlarına, komutanların önemli bir bölümünün “terörle mücadele deneyimi olmadığını, o yörelerde geçmişte görev yapmış komutanlardan yararlanılması gerektiğini” belirtmiştik. Kuşkusuz bizim önerimizin daha ilerisini, kapsamlısını Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi de düşünmüştür.
Güneydoğu’da terör olaylarının yoğun, mücadelenin etkili olduğu dönemde görev yapmış, köy korucuları tarafından da sevilen komutanlara “Deneyimlerinize, çalışmalarınıza ihtiyacımız var” denildi ve yetkilendirilerek Güneydoğu’ya gönderildi.

KARMA BİRLİKLER OLUŞTURULUYOR

Terörün yaygın olduğu dönemde asker ve köy korucularından oluşan “karma birlik”ler oluşturulmuştu. Asker, polis ve köy korucularından oluşturulan bu birlikler dağlardan hiç inmiyor, sürekli teröristleri arıyordu. Açıkçası terörist gibi yaşıyorlardı. Korucuların yöreyi iyi bilmesi, atış gücü yüksek askerlerin bu birliklerde görev yapmaları sonucu teröristlere önemli darbeler de indiriliyordu. Dağıtılan o birliklerin yeniden oluşturulması için deneyimli komutanlar şimdi çalışma yapıyor. Karma birliklerin oluşturulmasından sonra ortak eğitimler yapılacak ve o birlikler sahaya sürülecek.
“Terör olayları yok” yaklaşımı nedeniyle komando eğitimlerine alınanların sayısı
azaltıldığı gibi, bu eğitimden geçenlerin dönem dönem yapılması gereken eğitimlerine de ara verilmişti. Şimdi daha çok askerin komando eğitiminden geçirilmesi, daha önce bu eğitimi alanların da kurslara tabi tutulması öngörüldü.

DURUM İYİ OLSA HATIRLAMAZLARDI

Bir ara “dağıtalım” denilen köy koruculuğu yeniden gözde oldu. Bunun için yeni bütçe yılı beklenmeden köy korucularına verilen maaş 250 lira artırıldı ve bin 250 lira ödenmeye başlandı. Korucuların görev bölgesi dışına gitmeleri durumunda ise daha önce ödeme yapılmazken şimdi 32 lira ödenecek.
5 bin köy korucusu alınmasını yörede “AKP’nin seçim yatırımı” olarak niteleyenler de, gençlerin işsizlik nedeniyle örgüte katılmasını önlemek için bu kadroların verildiğini söyleyenler de var. Eğer hükümet yetkililerinin dediği gibi Güneydoğu’da işler yolunda olsaydı ne yeni köy korucusu alınır, ne de aşiret liderleri hatırlanırdı.