Onlar; ilkokulda derse girmeden şu çöpe atılan “Andımız”ı okudular...
Sınıflarında Atatürk resimleri asılıydı... Öğretmenleri onlara Mustafa Kemal’i anlatırdı... Onu tanıyarak ve anlayarak büyüdüler...
Ben size söyleyeyim; ortaokulda etekleri de dizin üzerindeydi...

*

Erkeklerle aynı merdivenden inip çıktılar...
Müdür “Bakıyorum da erkeklerle aynı merdiveni kullanıyorlar, geceleri uykum kaçıyor, hiç içime sinmiyor Hüseyin” demedi...
Erkek-kız arkadaşlığını, güveni, dostluğu, saygıyı böylece öğrendiler...

*

Resimlerine baktım dişleri de gözüküyor...
Gülüyorlar Allah muhafaza...
Oysa “İffetli kadın kısmı öyle orta yerde şuh gülmez” demişti... Öbürü de “Dişlerin gözükmesi iyi değil” diye tanımlamıştı...
Bunlar hep güldüler...
Çünkü kadını yücelten, eşit kılan, özgüven veren Cumhuriyet’in
genç kızlarıydı onlar...

*

“Ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, bi defa adeta farklı yaratılmışlardır” dediğinde pek anlamadılar...
Kendi oğulları askerlikten tüyerken, Cumhuriyet’in kızları, madem gerekiyor, polis-subay olup silahlarını alarak vatanlarının bölünmemesi için savaşmaya gittiler...

*

Bu dönemde dört kadın şehidimiz var:
Nefize Özsoy...
Şerife Özden...
Mürüvvet Akpınar...
Hamiyet Aksoy...

*

Onları unutmayın...
Dinci bir soytarı çıkıp size “Hayvan-mayvan” derse, onlara askerden kaçan dinciler ile vatan için canını veren Cumhuriyet’in kızlarını anlatırsınız...