Türkiye bir korku tünelinden çıkmadan, öteki korku tüneline giriyor...
Bu gidiş, iyi gidiş değil...
Türkiye her geçen gün daha kötüye gidiyor...
Dokunulmazlıkların kaldırılması, sonrasında meydana gelecek olaylar düşünülmezse iyi...
Ancak, terör örgütü propagandası yapan, masum insanları katleden canlı bombanın taziyesine gidenleri yargıya teslim etmekle iş bitmiyor...
İşin içine demokrasi de, ifade özgürlüğü de giriyor!..

*  *  *

Bu bir torba... İçine hepsi dolduruldu...
Recep Bey’e hakaret iddiaları da torbanın içinde...
Örneğin, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun fezlekelerinin tümü Recep Bey’e hakaret iddialarını içeriyor...
Peki, Kılıçdaroğlu hakkında bu kadar fezleke varken, CHP dokunulmazlıkların kaldırılmasına neden “evet” dedi?..

*  *  *

Bu “40 katır mı, 40 satır mı?” hikayesidir!..
CHP, HDP ile yan yana görünmemek, hakkında terör suçuyla fezleke düzenlenen HDP’li milletvekillerini himaye görüntüsü vermemek için “evet” dedi...
Daha da önemlisi, referanduma gidilmesini önlemek için “evet” demek zorunda kaldı...
Eğer referanduma gidilseydi, Recep Bey’in meydanlara çıkıp propaganda yapacağı biliniyordu...
İkincisi, referandumda dokunulmazlıklar için konulan sandığın yanına, “partili cumhurbaşkanı” sandığının konulması ihtimali de kuvvetliydi...

*  *  *

Şimdi Türkiye yeni bir korku tüneline giriyor...
Anlaşılan, haklarında fezleke olan HDP’li vekiller savcılık tarafından çağrıldığında gitmeyecekler...
“Zorla getirme” kararı verilirse de 90’lı yıllardaki manzaralar ortaya çıkacak...
Yaka paça gözaltına alınmalara bir de mahkemelerin tutuklama kararları eklenirse, seyreyleyin gümbürtüyü...
Bir yanda azan terör...
Diğer yanda Batılı ülkelere göre “olmayan demokrasinin” iflası!..

*  *  *

Nitekim şimdiden başladı...
AB endişelerini bildirdi; ABD Dışişleri Bakanlığı da yazılı bir açıklama yaparak Türkiye’de olmayan demokrasi için kaygılarını belirtti...
Bunun ileriki zamanlarda daha büyük dalgalar haline gelerek Türkiye’yi vuracağı ortada!..
Türkiye, Kuzey Kore, bazı Orta Amerika ülkeleri, bazı Türk Cumhuriyetleri gibi oldu...
Hep demokrasiden söz edilen, ama demokrasinin d’sinin bile olmadığı bir ülke...

*  *  *

Türkiye’de her darbe olduğunda ABD ve diğer Batılı ülkeler “Türkiye’nin bir an önce
demokrasiye dönmesini temenni ederiz” gibi mesajlar yayınlarlardı...
Türkiye şimdi o günlere döndü ama tek farkla...
Milletvekillerinin dokunulmazlığı kalktı,
hırsızlarınki duruyor!..
Ve şu kadere bakınız...
Türkiye, ileri demokrasiden (!), normal demokrasiye geçmeyi bekliyor!..

Taş ve yumurta!..


CHP lideri Kılıçdaroğlu’na bir şehit cenazesinde yumurta atıldığını duyduğumda ilk aklıma gelen İsmet İnönü’nün Uşak’ta başına taş atılmasıydı...
Menderes ve partisi de şimdiki iktidar gibi çok demokrattı (!) ve Atatürk’ün en yakın silah ve siyaset arkadaşı, 2. Cumhurbaşkanı İsmet Paşa’yı Uşak’a sokmamıştı... Ve aynen bugünkü iktidarın elemanları gibi paralı militanlar Garp Cephesi Komutanı’na taş atarak küçük çapta yaralanmasına yol açmışlardı...
Onunla da kalmamış, o günlerin çok de-mokrat (!) iktidarı tarafından parayla örgütlenen yandaş işçiler, Topkapı’da İsmet Paşa’ya linç girişiminde bulunmuşlardı...
İsmet Paşa oradan bir Binbaşı sayesinde yoluna devam edebilmişti...
Bu olaydan tam bir yıl sonra 27 Mayıs darbesi geldi...

*  *  *

Kılıçdaroğlu’na yumurta atanların da kim olduğu belli...
Türkiye’yi bölen, insanları birbirine düşman eden, ülkeyi dikta rejimine sürükleyenler attı o yumurtayı...
Kılıçdaroğlu’na atılan yumurtanın sahibi iktidardır!..
Bunun da sonu iyi gelmez!..