Çok ilginç bir araştırmaya rastladım. “Güven sosyal sermayenin temel bir unsurdur” diye başlıyor ve biz Türklerin de dahil olduğu uluslararası bir inceleme yapılıyor.
Uzun bir makalenin sonunda, ekonomik eşitsizlik ile güven arasında doğrudan bir bağ olduğunu ortaya koyuyor. Sadece bu kadar değil tabii...… Güven ile hızlı kentleşme de birbirleri ile oldukça ters orantılı bir ilişki içerisindeler. Bir sürü sebep var.

Babasına bile güvenmeyen millet

Aynaya bakacak olursak; dünya literatüründe, “babana bile güvenme” sözü Türkçeden başka bir dilde var mı? Oysa ülkede kime sorsan en hoşgörülü, en misafirperver, en cana yakın millet olarak anlatır bize bizi...…
Gerçekte ise kimse kimseye güvenmiyor. Türkiye bilimsel olarak kişiler arası güvenin, yani “çoğu insana güvenebilirim” diyenlerin oranının, dünyada en düşük olduğu ülkelerden biri...
OECD ülkelerinin olduğu bir liste yayınlanmış, Türkiye yüzde 24 güven oranıyla sondan ikinci.… Bunun Türkçe meali ülkemizde her 100 kişide 76’sının güven problemi var. Diğerleri “enayi” kategorisinde!

Güvenmek saflık mı?

Güven oranının en yüksek olduğu Danimarka, Norveç, Finlandiya, İsveç gibi İskandinav ülkelerinin ortak özelliği zengin olmaları. Adamların güven aralığı oranı yüzde 84 ile yüzde 89 arasında...
Nitekim o ülkeleri ziyaret edenlerden “öyle salaklar ki” diye başlayan hikayeleri duymuşsunuzdur. Sizce gerçekten salaklar mı? Ya da zengin oldukları için mi birbirlerine güveniyorlar?

Neden güvenmiyoruz?

Devletin milletini kazıkladığı, milletin devleti dolandırmaya çalıştığı bir ülkede yaşadığımız imajı hepimizin kafasına oturmuş durumda...
Güvensizliğin en başta gelen sebebi Türkiye’de hukukun tam anlamıyla işlememesi.… Bir ülkede kural hakimiyeti güçlendikçe, mahkemeler etkin çalışmaya başladıkça, kurnazlık yapanın yanına kâr kalmadıkça, insanların birbirine duyduğu güven de artıyor.

Arkanı dönmeden ilerleyemezsin!

Güven olmayınca ülkede çok şey olmuyor. İnsanların birbirlerine rahatlıkla güvenebildiği ülkelerde, öngörülebilirlik artıyor, işlem maliyetleri düşüyor, iş yapmak daha kolay oluyor, kurumlar daha iyi çalışıyor, yolsuzluk daha az oluyor, verimlilik yükseliyor, mutluluk yayılıyor.
Zira Türkiye gibi bir ülkede kolay kolay kimseye güvenip, arkanı dönemiyorsun! Arkanı dönemeyince de ilerleyemiyorsun. Peki, arkanı dönmemekte haklı mısın? Maalesef Türkiye’de haklısın! Ülkece çözmemiz gereken en önemli problem de bu...