Bu belki bizim ayıbımız ama çocukların cinsel istismarını yeni yeni yüksek sesle dile getirir olduk. Geç de olsa artık konuşuyoruz. Hele ENSAR Vakfı olayından sonra olaylar iyice değişti. Peki biz “asalım keselim” diye konuşuyoruz ama hukukun bakış açısını çok da bilmiyoruz. İşte bu nedenle konunun uzmanı bir avukatla Ceren Şarman ile görüştüm. Ve çok şaşırtıcı gerçeklerle karşılaştım. En çok da ABD ve Avrupa ülkelerinin çocuk istismarcılarına karşı nasıl acımasız olduğunu öğrenmek şaşırttı. Bizde bakanlar söz konusu olayların geçtiği kuruluşların önüne yatarken, bakın bizim siyasetçilerin gözünde ‘ahlaksızlığı ile meşhur’ Batı’nın olaya bakış açısı nasıl…

24


- Klasik bir giriş olacak ama önce kendinizi tanıtabilir misiniz okurlarımıza?

2009 Yılında Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Hemen ardından Bahçeşehir Üniversitesi’nde Kamu Hukuku yüksek lisansımı tamamladım. Yüksek lisans tezimin konusu Türk Ceza Kanunu’nda çocukların cinsel istismarıydı. Ülkemizde hatta dünyada çok yaygın olan bu konuyu nedenleriyle sonuçlarıyla ve yaptırımlarıyla araştırmaktı amacım. Türkiye’deki mevcut durumu iyice irdeledikten sonra dünyada cinsel istismar ile ilgili yaptırımları araştırdım. Öncelikle New York’a giderek NYU, Fordham ve Columbia üniversitelerinin hukuk fakültelerinde sonrasında ise çeşitli Avrupa ülkelerinde araştırmalar yaptım. Beş yıldır avukatlık yapmaktayım. Çok sayıda ceza davası ile ilgilendim. Ancak soruşturma ve kovuşturma aşaması en hassas ve zor olan suç cinsel istismar suçudur.

- Ensar Davası’nın kararı kulağa müthiş bir ceza gibi gelse de infaz yasası yüzünden suçlu 28 yıl yatıp çıkacak. Bir de dava gerçekten çok çabuk bitti. Bu normal bir durum mudur sizce?
Normal bir yargılama değil. Gerçekten şaşırtıcı bu kadar çabuk karar çıkması. Bir çocuğun bile mağdur olduğu davalar en az altı ay sürmekte. Bir takım usuller var. Mesela bu çocuklar fiziki muayeneye gönderiliyor, pedagogla görüştürülüyor bunlar kısa süreçler değil. Üstelik sadece çocuklar değil zanlılar için de DNA testi gibi, akıl sağlığı kontrolü gibi çeşitli konularda araştırmalar yapılıyor.

21

- Bu kadar hızlı karar çıkması sağlıksız mı? Kamuoyu daha fazla konuşmasın diye mi karar çabuk çıktı?
Çocuklar açısından baktığımızda bu çok iyi bir durum. Çünkü çocuklar bu yargılama sürecinde çok yıpranıyor. Ve geçen süre zarfında olayı tekrar tekrar yaşıyorlar. Kararın büyük bir hapis cezası olması da tamam herkesi memnun etti. Ama tabii bu kadar kısa süre içinde olması gerçekten şaşırtıcı.
- Beş yıldan fazla süren davalar var mesela. Anlamadığım şey bu davada bu kadar hızlı adalet gelirken diğer davalarda neden bu yaşanmıyor. Çocuklar ergenlik dönemini geçirip hayata atılıyorlar ve hala bu davanın yüküyle gezmeye devam ediyor. Neden bunu çözemiyoruz?
Normal bir sürece baktığımızda mahkeme diyor ki, “Ben bu çocuğu görmek istiyorum” çocuğu zanlıyla karşı karşıya getirmek istiyor. Bu zaten zaman alan bir süreç… Çünkü çocuklar adliyeye bile girmeye korkuyor. Çocuğun adliyeye gelmesi birkaç celseyi bulabiliyor. Çocuğa fiziksel muayene yapılıyor. Ruhsal muayene yapıyor. Çocuk pedagogla görüştürülüyor. Bunlar kısa süreçler değil. Bu yüzden bu davanın bu kadar çabuk sonuçlanması gerçekten şaşırtıcı. Bir yanda bu dava bir an kapatılsın, bu kişi ceza alsın unutulsun ya da kamuoyu baskısıyla bir an evvel cezasını verelim insanlar ayaklanmasın şeklinde olabilir. Çünkü normal yargılama süreci çok daha uzun sürüyor.

22


OSMANLI ZAMANINDA DA İSTİSMAR VARDI


- Biz kamuoyunda yeni yeni konuşmaya başladık çocuk istismarını. İstismar demeyi bilmiyoruz, tecavüz deyince anlıyoruz işin vahametini. Yüzyıllardır bu ülkede böyle şeyler olmuyor değil ama sanırım bir yüzleşme süreci yaşıyoruz.
Evet. Çok uzun zamandır hatta Osmanlı zamanından bile var. Artık insanlar şunu demeye başladı: “Benim de başıma geldi, benim de çocuğumun başına geldi. Ben de haber vereyim.” Herkes artık patlama noktasına geldi. Çocuklarımızı kaybediyoruz.
- Benim Ensar Davası özelinde bir sorum var. Çok ağır bir suç işlenmiş. Ve suç bir vakıflara ait illegal evlerde işlenmiş. Bu adamın suçlanmasıyla biter mi bu süreç?
Aslında hukuki olarak sadece yapan kişi suçlu ama biz geniş olarak baktığımızda Milli Eğitim Müdürü de sorumlu, Milli Eğitim Bakanı da sorumlu. Mesela bu vakıfın kapatılması gerekir. Çünkü çocuklar hala burada kalmaya devam ediyorlar ve bununla ilgili bir hukuki süreç yok. İnsanların vicdani olarak bir şeyler yapması gerek.

23

YURTDIŞINDA HADIM EDİYORLAR


- Yurtdışında konuyla ilgili araştırmalarınızdan bahsettiniz, yurtdışında ne gibi önleyici cezalar var bu konuda?
Orada da hapis cezası var ama bu ceza yetmez diyorlar. Mesela bu suçu birden fazla kez işleyen ya da hasta olan kişiler var. Bu kişilere kimyasal hadım yöntemi uygulanıyor. Yani kişiye ilaç vererek yavaş yavaş cinselliğini bitiriyorlar. Bunun yanı sıra mesela hükümlü cezasını yatıyor, bu yetmiyor “Sen beş yıl boyunca üzerinde ‘Cinsel İstismar Hükümlüsüyüm’ yazan tişört giyeceksin” deniliyor. Evinin kapısına, arabasının kapılarına “Cinsel istismar hükümlüsüyüm, çocuklarınızı uzak tutun” yazılıyor. O zaman ne oluyor, aileler de önlemini almış oluyor. Çocuklarını belki o mahalleye bile götürmüyorlar.
- Tabi biraz ironik ama Avrupa İnsan Hakları Beyannamesine aykırı mı bu cezalar?
İnsan haklarına aykırı olabilir belki ama burada biz başka bir şeyden bahsediyoruz. Bir yanda bir çocuğun menfaati var. Biz bir çocuğun hayatıyla bir insanın cezalandırılmasını bir tutamayız. Burada bir kişi var ama karşısında milyonlarca çocuk var.

BELİRTİLER ÇABUK YOK OLUYOR

- Mesela çocuk gelin meselesi çocukların istismarını kolaylaştırıyor olabilir mi?
Evet. Çünkü gelin dediğimiz zaman nasıl olsa evlendiler diye düşünülüyor. Gerçi o yaşlar resmi evlenme yaşı da değil ama baktığınız zaman bu kişi bunun kocası her türlü cinsel davranışta bulunabilir, yapabilir gözüyle bakıyor insanlar.
- Allah korusun ama çocuğumuzun başına böyle bir şey geldiğini hissettiğimizde ne yapmalıyız? Haklarımız neler?
Bir kere eğer çocuk bize bunu söylediyse çok şanslıyız. Çocuğu kıyafetlerini bile çıkarmadan karakola götürmeliyiz. Oradan da hastaneye götürülmeli. Çünkü bir takım belirtiler üç gün içinde yok olmaya başlıyor. Ve öyle bir noktaya geliyor ki sadece çocuğun sözü ve psikolojik yapısındaki değişiklik kalıyor.

YASALAR GÜNCELLENMELİ


- Peki bu süreçlerde çocuklar kollanıyor mu? Yeterli yetişmiş eleman var mı bu alanda?

Aslında kişi sayısında bir problem yok. Yöntemde problem var. Ama bu soruşturma ve kovuşturma aşaması o kadar uzun sürüyor ki, çocuk mutlaka mahkeme salonuna getiriliyor, sanıkla yüzleştiriliyor, tekrar muayeneye götürülüyor. Bunlar çocuğu yıpratıyor. Örneğin savcı iddianameyi veya mütalaayı okuyor. Çocuk baştan yaşamaya başlıyor herşeyi. En zor dava çocuk istismar davaları. Çünkü hayatında en büyük travmayı yaşayan bir çocuk var karşımızda.
- Son olarak şunu merak ediyorum, acaba yasalarımız bu konuda güncel mi yoksa güncellenmesi gerekiyor mu?
Güncellenmesi gereken çok tarafı var. Hapisle önüne geçilemiyor bu suçların. Ya kimyasal hadım yöntemi uygulanmalı ya da bu suçlular teşhir edilmeli. Böyle olursa aileler çocuklarını daha kolay koruyabilir.