8

Ne köprüymüş arkadaş!
Uğruna İstanbul’un son doğal ormanı Kuzey Ormanları’nı iğdiş ettiler.
Milyonlarca ağacı kestiler, binlerce hayvanı evsiz bıraktılar. Muhtemelen ağaç kesme işlemi sırasında binlerce yavruyu, yumurtayı katlettiler.
Yetmedi.
Kentin ana arterlerine çok uzakta planlanan köprüden geçecek araç sayısı konusunda garanti verdiler. Yani gelecek olan paradan, kârdan bile vazgeçtiler.
Köprünün giriş-çıkışları trafiği daha da tıkıyor, fiyatı akıldışı denecek kadar pahalı, ABD Doları’na endeksli.
Ama yetmiyor da yetmiyor.
Bütün bedeli biz yani vatandaşlar sırtlanıyor.
Ağacımızı, ormanımızı kaybettik. Şimdi de para kaybetmeye başlıyoruz.
Köprü aşırı pahalı ve uzak olduğu için nakliye masrafları artmış durumda.
Nakliyeciler bu nedenle verdikleri hizmete yüzde 20’ye varan fiyat artışı yapmaya başlamış.
Ki bu daha başlangıç. Başkanlık referandumu lafları dönmeye başladığından beri Doların ateşi düşmüyor.
dolara endeksli köprülerimiz, otoyollarımız zamlandıkça zamlanıyor!
Çok mu lazımdı zaten yük dolu olan sırtımıza bir yük daha eklemeniz?
Zaten ezilmişiz; onca maddi manevi sıkıntının altında yetmiyor mu bizi bunalttığınız?

7


29 Ekim
10 Kasım...


Ankara’da yürümek yasak, toplantı yapmak yasak...
Zaten uzunca bir süredir alışığız milli bayramlarımızda kutlama yapılmamasına.
Her seferinde sanki göbek atarak kutluyormuşuz gibi bir yasak koyuyorlar.
Mesela milli bayramlarda Taksim’e çiçek koymak da yasak.
Şimdi 10 Kasım’da, hani her yıl sayısı milyonlarca artarak Anıtkabir’e özlemimizi, hasretimizi dile getirmeye çıktığımız yürüyüş de yasak.
AKP’nin bir etkinliği olsa güvenlik sağlanıyor ama biz Ata’mızın ölüm yıldönümünde, Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünde Ankara’da yasaklıyız...
Evet biz yasağız. Milli irade yasak...
Ülkemize, vatanımıza, kurucu liderimize saygımızı göstermemiz yasak...
Böyle ülkeye başkanlık gelse ne olur, parlamenter sistem kalsa ne olur...