Cumhuriyet tarihinde oy avcılığı amaçlı din sömürüsünün böylesine doruğa çıktığı, buna karşılık dinimizin yasakladığı her türlü ahlaksızlığın da zirve yaptığı bir dönem görülmemiştir!
Rüşvet ve yolsuzlukta sınır tanınmaması bir yana, küçük çocuklara yönelik istismar, cinsel saldırı ve kadına şiddettin olağan sayıldığı, insan hayatının en ucuz şey olduğu, tüyler ürpertici bir süreçten geçiyoruz.

*  *  *

Yıllar önce “Sağlık Bakanlığı’nda rüşvetin adı umre oldu” diye yazmıştım.
İddiaya göre; bakanlık bürokrasisinde yapılmaması gereken bir işi kitabına uyduran yetkililer, elden nakit para almıyorlar, buna karşılık o kişilerin kendilerini umreye götürmelerini istiyorlardı.
Bazıları daha da ileri giderek işadamlarıyla birlikte Tayland’a geçiyor ve bu ülkenin meşhur gece alemlerinde gönül eğlendiriyorlardı.

*  *  *

Sonra her şey daha da bozuldu!
Hele 17-25 Aralık’ta ortaya saçılan belgeli, tapeli dudak uçuklatıcı rakamların takipsiz kalması, balık baştan kokar misali, bürokrasideki rüşvetçileri daha da cesaretlendirdi!
Rıza Sarraf’ın, affedersiniz Rıza Bey’in ortağı Babek Zencani’nin ülkemizdeki yetkililere 8.5 milyar dolar tutarında komisyon dağıttığını öne sürmesi, vahim durumun en çarpıcı kanıtı oldu.

*  *  *

Böylece Umre ziyareti ve renkli Tayland alemleriyle yetinilen rüşvetlerden, milyonlarca doların bir çırpıda verildiği “rüşvet cenneti” ülke haline geldik.
Fazla geriye gitmeye gerek yok. Reuters Haber Ajansı’nın iddiasına göre; geçen hafta Çin’de rüşvet vermekten 460 milyon dolar cezaya çarptırılan İsviçreli ilaç devi Novartis, Türkiye’de de 85 milyon dolarlık iş alabilmek için rüşvet dağıtmış!..
Bunu da Novartis ilaçlarının hastane listelerine alınabilmesi ve iki ilacın kamu izniyle değiştirilebilmesi için yapmış!
Sosyal Güvenlik Kurumu da bu iddia karşısında soruşturma başlatmış. (Dünkü Hürriyet’ten)

*  *  *

Peki sonuç alınır mı?
Umutlanamıyorum!
Ama bakarsınız bir İsviçreli savcı çıkar ve tıpkı Amerikalı meslektaşının Rıza Bey’e yaptığına benzer bir operasyonla duruma el koyar!
Dürüstleri tenzih ederek söylüyorum; adaletin tecellisine yönelik umudunuz, ne yazık ki artık yabancı savcılar oldu!

*  *  *

Sevgili okurlarım,
Nereden nereye savrulduğumuza bakar mısınız?
Durmak yok!.. Yola, pardon yemeye devam!..