70’li yıllar...
İstanbul’daki Kuleli Askeri Lisesi’nde yeni ders yılı başlıyor.
Okula yeni alınan öğrenciler, koğuş arkadaşlarını seçmeye çalışırken, bir ranzanın başında şöyle bir konuşma geçiyor:
- Merhaba ben Ahmet...
- Ben de Hüseyin...
Sohbet derinleşince Ahmet ‘Işık’çılardan olduğunu söylüyor. Arkadaşı merakla soruyor:
- Yani sinemalarda yer gösteren ışıkçılardan mı?
- Amma da safmışsın!.. Zamanla ‘Işık’çıların kimler olduğunu öğrenirsin!

*  *  *

Aradan yıllar geçiyor.
Yaklaşık 6 yıl önce...
TSK’nın pırıltılı, yurtsever subayları kumpas davalarının dalgalar halinde gelen operasyonlarıyla zindana atılırlarken, çok takipçili bir sosyal medya sitesinde şunlar yazılıyor:
“Deniz Harp Okulu’ndaki ‘abi’, kontrolüne verilen cemaatçi kardeşini karşısına almış, gelecekte neler yapacaklarını anlatıyor:
‘Düşünsene! Sen Cenab-ı Allah’ın izniyle amiral olmuşsun. Filona emir verip Boğaz’dan içeri sokuyor ve İstanbul’a gözdağı için çeşitli hedefleri topa tutuyorsun! Önümüzde kim durabilir?..”

*  *  *

Bir başka mekân...
Havacı subay ‘abi’, askeri okuldaki öğrencisine jet pilotu olması
gerektiğını telkin ederek
görevini tebliğ ediyor:
“O savaş uçaklarını Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üzerinden, sesten hızlı uçuracak ve icap eden hedefleri bombalayacaksın!..”

*  *  *

Şimdi 15 Temmuz gecesini hatırlayın...
Meclis’i bombalayan, kulakları sağır edecek hızla Ankara semalarından geçen F-16’ları gözünüzün önüne getirin...
Yaşananlar emekli Kıdemli Üsteğmen, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Hocası Sinan Kocaoğlu’nun altı yıl önce yazdıklarıyla birebir örtüşüyor değil mi?..

*  *  *

Durun daha bitmedi!
15 Temmuz Cuma gecesi...
Okula çağrılan Kuleli Askeri Lisesi’nin öğrencilerine teçhizat kuşanmaları emrediliyor. Gerekçe olarak önce tatbikat yapılacağı sonra da eğlence düzenleneceği söyleniyor.
Oysa okul komutanı albay, bu çağrıyı Çengelköy Polis Karakolu’nu ele geçirmek amacıyla yapıyor.
Ancak Özel Harekatçı polisler ve karakol personelinin ateşle cevap vermesi sonucunda okula çekilmek zorunda kalıyorlar.
Komutan ve öğrenciler, polisle çatışarak geldikleri okulda bir süre sonra derdest ediliyorlar!

*  *  *

Şu vahim duruma bakar mısınız?
FETÖ’cüler 70’li yıllardan beri TSK’ya sızıyorlar...
Ordunun kılcal damarlarına kadar yayılıyorlar...
AKP iktidarıyla kol kola girip, hedeflerine ulaşmalarını engelleyecek tüm yurtsever ve Atatürkçü subayları ‘darbe yapacaklar’ iftirasıyla tasfiye ediyorlar...
Nihai darbeyi indirmek için de
15 Temmuz gecesi harekete
geçiyorlar...

*  *  *

Soruyorum;
Bunun adı gaflet ve dalâlet
değilse nedir?