Türkiye'de yılda 150 bin prematüre bebek dünyaya geliyor. Bu bebeklerin önemli bir kısmı da ciddi bir destekle hayatta kalıyor. Üstelik onların bu mücadelesi hastanede bitmiyor. Evlerine gittikten sonra ve hatta belki de uzun yıllar boyunca bakım ve kontrol sürecine ihtiyaç duyuyorlar.

Bu noktada hem bebeklerin yaşam kalitelerini artırmak hem ebeveynlere destek olmak hem de Türkiye'de bu konudaki farkındalığı artırmak için Prima bir proje başlattı. Firma proje kapsamında, bu bebekler için dünyanın en küçük bebek bezlerini üretti ve Türkiye'deki hastanelere bağışladı. Ayrıca El Bebek Gül Bebek'in Anne Bebek Fonu için bağış yapılan projede, #prematüregücü ve #prima etiketiyle farkındalık videosunu paylaşanlar adına da bu fona destek verileceği duyuruldu.

17 Kasım Dünya Prematüre Günü dolayısıyla konuya dikkat çekmek isteyen uzmanlar, proje kapsamında düzenlenen etkinlikte önemli bilgiler paylaştılar.

premature-bebek-gunu

Proje etkinliğinde konuşan El Bebek Gül Bebek Derneği kurucularından Yenidoğan ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülnihal Şarman, dernek olarak gerçekleştirdikleri faaliyetleri ve konunun önemini şöyle anlattı:

El Bebek Gül Bebek Derneği olarak 10 yıldır, hastanedeki mücadelesinden sonra eve giden bu yorgun yolcularımızın ve ailelerinin yaşam kalitelerini yükseltmek için çalışmalar yapıyoruz. Çünkü bu aileler evlerine döndüklerinde birçok sorunla baş etmek konusunda yalnız kalıyorlar. Onlara doğru yönlendirmeler vermek, aynı zorlu süreçten geçen aileleri bir araya getirmek, bu konuda farkındalığı artırmak için çalışıyoruz. Dernek olarak elimizden geldiğince bazı küçük ihtiyaçlarını da karşılamaya gayret ediyoruz. Sitemizde ailelere önemli bilgiler veren uzman videoları koyuyoruz. Ayrıca Avrupa Prematüre Destek Vakfı'nın (EFCNI) Türkiye'deki temsilcisiyiz.

"EL KADAR BEBEĞE, GÜL GİBİ BAKMAK"

Derneğimizin adını neden böyle koyduk? Bizim bir deyimimiz vardır; El kadar bebeğe gül gibi bakmak. İşte bu bakımda hemşirelerden uzmanlara, ailelere kadar birlikte hareket etmek çok önemli. Gönüllü annelere ve aslında herkesin desteğine ihtiyacımız var. Bu sayede farkındalığı artırarak hastanelerdeki aile uyum odaları sayısını da artırmak istiyoruz.

Bu odalar neden önemli? Yurtdışındaki hastanelerde, ailelerin bebekleriyle ilk günden itibaren beraber kalmalarını sağlayan odalar düzenleniyor. Prematüre bebekler çok hassas olsa da onların o aileye ait olduklarını hissetmelerini sağlamak çok önemli. Biz de dernek olarak bu konuya vurgu yapmak istiyoruz. Kanguru Bakımı dediğimiz bu bakımla ilgili yapılan araştırmalar gösterdi ki, bu şekilde bakılan bebeklerde kalp ritmi, solunum, yutma, nefes durakları gibi konulardaki sorunlar azalıyor.

"BAZEN BİR FOTOĞRAF BİLE ONLARIN HAYATTA KALMALARINA FAYDA SAĞLIYOR"

Prima'nın uzman kurulu üyelerinden Uzman Psikolog ve Çocuk Gelişim Uzmanı Yeşim Çaylaklı ise, prematüre bebeklerin fiziksel destek kadar psikolojik desteğe de ihtiyaç duyduklarını vurguladı. Çaylaklı'nın aktardıkları ise şöyle:

premature-bebek-1

Prematüre bebekleri olan anneler ilk olarak bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Çünkü her zaman hayallerini kurdukları o ilk birliktelik gerçekleşemiyor, onları hemen kucaklarına alamıyorlar. Bundan sonra da kendilerini suçlama gibi durumlar en sık rastlanan tepkilerden biri. Annelerin en sık yaşadığı kaygı ise ilk gün kurulamayan o duygusal bağın bebeklerinde kalıcı etki yaratacağı ya da o bağın daha sonra bir daha asla kurulamayacağı. Ancak bu bilgi doğru değil. Doğru bir yönlendirmeyle bu sorun yaşanmıyor. Bebeği yaşatan tek şey teknolojik ya da tıbbi destek değil. Peki bu duygusal bağ nasıl güçlenir? Kanguru Bakımı'nda ten tene temas vurgulanır. Çünkü bebekler doğduktan sonra tanıdıklarına, güvendiklerine gitmek isterler. Bu uygulamada bazen bir fotoğrafı küveze koymak gibi basit çözümlerle bebeğin yaşam mücadelesine önemli katkılar sağlanabiliyor. Türkiye'de bu bakımın öneminin farkına varılmalı. Şu an sağlık sistemimiz bunu zorunlu olarak görmüyor ne yazık ki. Ama bu gibi çalışmalar farkındalığı artıracaktır. Ailelere de bebeklerini hastane sonrası süreçte sıkı bir takip bekliyor.

"UZMAN SAYIMIZ ARTMALI"

Pediatrist Prof. Dr. Mehmet Vural ise sozcu.com.tr'ye özel açıklamalarda bulundu ve prematüre doğumun risk faktörlerini sıraladı.

Biz prematüre bebekler konusunda eskisinden farklı bir noktadayız. 20 sene önce onları yaşatmaya çalışırken şimdi onları yaşatma çabasını aştık, daha kaliteli yaşamaları için çalışıyoruz. Ülkemizde bu konudaki başarı oranları neredeyse aynı. Ancak makineler bu konuda bir yere kadar önemli. Hastanelerimizde uzman sayılarımız az ne yazık ki. Hem uzman sayısı bakımından hem de bakım ünitelerinin yaygınlığı bakımından ülke olarak daha çok adım atmamız gerekiyor.

Türkiye'de prematüre oranı yüzde 10-12 civarında. Yani yılda yaklaşık 150 bin prematüre bebek doğuyor. Bunların bir kısmı normal doğuma yakın ancak 30-40 bin kadar çok ağır durumda. Bu bebeklerin çok iyi bir bakıma ihtiyacı var. Türkiye'de bin gramın üzerinde doğan bebeklerin yüzde 90'ı yaşatılabiliyor. 750-1000 gram arasındaki bebeklerde ise yüzde 50 civarında yaşamda kalma oranımız var. Ancak burada yaşatmanın ötesinde kaliteli yaşatma noktasındayız.

yenidogan

NE KADAR SÜREDE NORMAL BEBEKLERİN DÜZEYİNE GELEBİLİYORLAR?

Bu süreyi vermek çok zor. Her bebeğin kendine göre bir hızı var. Genellikle 8. ayda yaşıtlarını kilo olarak yakalayabiliyorlar. Ancak sorunlar 1 yaşında da, okul çağında da ortaya çıkabilir. Bu nedenle uzun bir takip dönemi bizi bekliyor.

PREMATÜRE DOĞUMU TETİKLEYEN RİSK FAKTÖRLERİ NELER?

Annenin yaşadığı bazı rahatsızlıklar erken doğumu tetikleyebilir. Aşırı tansiyon yükselmesi, kronik hastalıkları, plasentadan beslenememe, rahimdeki bazı sorunlar prematüre doğum sebepleri arasında sayılıyor.

Bu konuda çoğul gebelikler de bir risk faktörü yaratabilir. Örneğin tüp bebek tedavisindeki çoklu doğumları kontrol altına almak için bakanlık bazı önlemler almaya başladı. Çünkü tüp bebek uygulamasında şansı artırmak için birden fazla döllenmiş yumurta ekilmesi, çoklu doğuma ve bu da prematüre bebeklerin doğmasına neden olabiliyor. Ancak bunun bilinen genetik bir yatkınlığı yok. Yani prematüre olarak doğan kız çocuklarının ileride prematüre doğum yaptıklarına dair bir veri yok.