Bundan 10 yıl kadar önce biri çıkıp “Gün gelecek Aydın Doğan’ın televizyonunda Cumhuriyet’in yerine yeni bir devletin kurulduğu konuşulacak” demiş olsa, “Siz aklınızı mı yitirdiniz? Ne Aydın Bey, ne de kızları televizyonlarının ‘Cumhuriyet’i yıkma’ söyleminin dile getirileceği bir platform olarak kullanılmasına asla izin vermezler. Çünkü benim bildiğim Aydın Bey, katıksız Cumhuriyetçidir” derdim.
Ama ne yazık ki önceki gün CNN TÜRK ekranında bunun olduğunu gördük.
Hem de bir süredir konuşmaya başladıklarında pimi çekilmiş el bombasını akla getiren kişileri ekrana çıkarmakta ısrar eden Ahu Özyurt gibi deneyimli bir televizyoncunun tartışma (!) programında!..
“Yeni bir devlet kuruyoruz” diyen kişiye gereken cevabı veremeyen Ahu Özyurt ve programını bir yana bırakıp, halktan saklanan ülke gerçeklerine dönelim.

*  *  *

Aslında AKP’li konuşmacının sözleri itiraf niteliğinde!..
Çünkü partisinin 15 yıllık iktidarı boyunca kilit kadrolara yerleştirdikleri -geçmişte çoğu FETÖ’cü olan- yandaşlar, liyakata sahip bulunmadıkları için, devlet kurumlarını çökme noktasına getirdiler.
Örnek mi istiyorsunuz?
Alın Milli Eğitimi... Her hükümet değişikliğinde, sanki yeni bir parti iktidara gelmişçesine Milli Eğitim Bakanı koltuğuna bir başka kişinin oturması, başarısızlığın tescili değil mi?..
AKP’nin tek başına iktidar olduğu 2002’den bu yana yapılan tüm uluslar arası değerlendirme sınavlarında çocuklarımızın “Türkçe okuyup anlama”, matematik ve fen bilimleri dallarında sürekli gerilemesini başarı olarak yutturabilmek mümkün mü?..

*  *  *

Rakam da vereyim:
2012 yılı PISA sınavlarına 65 ülke katılmış.
Çocuklarımız “Türkçe okuyup anlama”da 42’nci, matematikte 43’üncü, fen bilimlerinde ise 44’üncü olabilmişler.
2015 yılı sınavlarında tablo daha da kötüleşmiş:
70 ülke arasında 50’ncilik!..

*  *  *

Biliyorsunuz iktidar her alanda başarı çıtasını 2023’e göre ayarladı.
O yıl geldiğinde ülkemizin dünyanın en gelişmiş 10’uncu ekonomisine sahip olacağı açıklandı.
Ne güzel...
Ama rakamların yansıttığı gerçek ne yazık ki hiç de güzel değil!..
Dünkü SÖZCÜ’de okudunuz.
Güzelim Türkiyemiz “Dünya Sefiller Ligi”nde 6’ncılığa yükselmiş!
Hep yazıyor, söyleyip duruyoruz: “Ana dilini okuyup anlayamayan, matematik ve fen bilimlerinde sınıfta kalan bu çocuklarımızın kendilerine hayrı yok ki, Türkiye ekonomisini yukarılara taşısınlar ve en gelişmiş 10 ülkeden biri yapabilsinler!..”
Kaldı ki bu ürkütücü tablonun oluşmasında çocuklarımızın en ufak sorumlulukları bulunmuyor.
Zira müfredat denilen “yap-boz” önlerine ne getirirse onu okuyorlar! Bu sene de “cihat”ı okuyacaklar!
Eğitimdeki çöküşün tek sorumlusu, akla, bilime, laikliğe sırtını dönüp, eğitimi ısrarla çağdaşlıktan uzaklaştıran, hatta bir ara FETÖ’ye teslim edecek kadar gaflete düşen zihniyet!..
Ve bu zihniyetin dayattığı çağdışı eğitim anlayışı!
Yani sistem!..

*  *  *

Ana dilini okuyamayan, okusa bile anlayamayan öğrenciler yetiştiren... Gelişmiş teknolojiler üretemeyen... Yeterince üçlü patent yaratamayan... Üretimde yapısal reformları gerçekleştiremeyen... İhracatı patlatıp gelirini istihdam artırıcı alanlara yatıramayan sistem, her alanda tehlike sinyalleri veriyor.
İktidar sözcüleri ise yanlışları görüp, düzeltmek yerine, yeni bir devlet kurmaktan söz ediyor!
Oysa kurdukları (!) yeni devletin Türkiye’yi getirdiği yer ortada:
Sefiller liginde 6’ncılık!..
Siz hayal peşinde koşmayı bırakın da, bu depremin yıkıcı etkisinden hepimizi korumak için Cumhuriyet’in laiklik, çağdaşlık, akılcılık, bilimsellik gibi asla yıkılmayacak olan taşıyıcı kolonlarına bir an önce sıkı sıkıya sarılmaya bakın!..