Sevgili okurlarım, gazeteci arkadaşım Murat Bardakçı yakın tarihimizi, özellikle Osmanlı’nın son dönemlerini ve Cumhuriyet tarihini en iyi bilen uzmanlardan biridir.
Devlet arşivlerine girer, araştırır, tozun toprağın içinden belgeleri ayırır, yazılarında ve kitaplarında kullanır.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından çıkarılan kitaplarını okudunuz mu, bilmiyorum.
Hele yakın tarihimize biraz merakınız varsa, bu ilginç konuları öğrenmek istiyorsanız mutlaka okumanızı öneririm.
Şimdi Murat Bardakçı’nın son kitabını bitirdim.
Yine dört dörtlük, muhteşem bir eser:
“Yıkılış ve Kuruluş. Osmanlı İmparatorluğu’nun Çöküş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluş Belgeleri.” (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.)

* * *

Kitap iki ana bölümden oluşuyor. İlk bölümde yıkılış belgeleri yer alıyor.
Yenilgiye uğradığımız Birinci Dünya Savaşı için ilk kez açıklanan belgeler:
Bu savaşa müttefikimiz Almanya’nın kurduğu bir tuzakla bulaşmıştık. Türkiye’ye sığınan, sonradan Yavuz ve Midilli adlarını verdiğimiz iki Alman savaş gemisinin komutanı Amiral Souchon gemileri Boğaz’dan çıkarıp Rus limanlarını bombalamış ve Rusya, aynı gün Osmanlı’ya savaş ilan etmişti.
İşte size ilk bölümde yer alan yıkılış belgelerinden birkaç örnek:
- Almanya ile aramızda imzalanan gizli ittifak anlaşmaları. Bu anlaşmalar yıllar sonra ortaya çıktı.
- Enver Paşa’nın Amiral Souchon’a verdiği gizli emir: Rus limanlarını bombardıman edin, gemilerini batırın.
- Savaş ilanı belgeleri.
- Mekke Emiri Şerif Hüseyin’in isyan bildirileri.
- Sevr Antlaşması’nın orijinal belgesi.

* * *

İkinci bölümde yeni devletin, TBMM Hükümeti’nin kuruluş dönemine ilişkin orijinal belgeler geliyor:
- Mustafa Kemal Paşa’ya Samsun’a çıkmasından önce verilen talimat.
- Mustafa Kemal Paşa’nın askerlikten istifa belgesi.
- Hain Vahdettin’in, Mustafa Kemal Paşa’yı askerlikten ihraç eden belgesi.
- İdam kararının onanması.
- Kuruluş döneminin ilk anayasası. (20 Ocak 1921.)
- Büyük Nutuk’un orijinal el yazması.
- Ankara’nın başkent olması kararı. (9 Ekim 1923.)
- Cumhuriyet’in ilan belgesi...
Ve daha niceleri.

* * *

Yakın tarihimizle kendi çapında ilgilenen bir vatandaşım. Ancak Murat Bardakçı’nın bu kitabından bir şey daha öğrendim.
Kurtuluş Savaşı’nda saldırıya geçen ordularımıza Atatürk’ün 30 Ağustos zaferinden hemen sonra vermiş olduğu çok önemli emri hepimiz biliriz:
“Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”
Doğrusunu isterseniz, ben 1 Eylül 1922 tarihli bu emrin sözlü olarak verildiğini zannederdim.
Murat’ın kitabından öğrendim ki, yazılı bir emirmiş.
Demek ki yanlış biliyormuşum.

* * *

Belge iki bölümden oluşuyor. İlki, Garp Cephesi Komutanlığına imzasıyla verdiği yazılı emir:
“Garp Cephesi Kumandanlığına. Orduya hitaben yazdığım bildiri ilişikte takdim edilmiştir. Bütün Garp cephesi kıtalarına duyurulmasını ve subaylar vasıtasıyla askerlere dahi okunmasının temin buyurulmasını rica ederim. Başkumandan M. Kemal. İmza.”
Bu bölüm ve eki, bütün birliklere sahra telefonları ve telgrafla ulaştırıldı... Ana bölüm ise (günümüz Türkçesi ile) aynen şöyle:
- Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları! Afyonkarahisar-Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi’nde zalim ve mağrur bir ordunun asıl unsurlarını inanılmayacak kadar az bir zamanda imha ettiniz. Büyük ve soylu milletimizin fedakârlıklarına lâyık olduğunuzu ispat ediyorsunuz.
Sahibimiz olan büyük Türk Milleti geleceğinden emin olmakta haklıdır. Muharebe meydanlarındaki maharet ve fedakârlıklarınızı yakından görüyor ve takip ediyorum. Milletimizin hakkınızdaki takdirlerine aracılık etme görevimi hiç durmadan yerine getireceğim.
Başkomutanlığa tekliflerde bulunulmasını Cephe Komutanlığına (İsmet Paşa’nın başında olduğu Garp Cephesi Komutanlığına) emrettim. Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini dikkate alarak ilerlemesini ve herkesin aklını, yiğitliğini ve gayretini yarışırcasına göstermeye devam etmesini isterim.
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkumandan Mustafa Kemal. İmza.”

* * *

Çok kişiden duymuşumdur, Atatürk o zaman niçin Ege değil de Akdeniz demiştir? Madem böyle bir emir vardır, ordularımız niçin Akdeniz’e yönelmemiştir?
Yanıtını hemen vereyim...O zaman Ege Denizi denilmezdi.
Akdeniz ile Ege aynı idi ve “Ege” kavramı yoktu...
İlk hedef Yunan işgalindeki İzmir’in geri alınmasıydı ve alındı.

* * *

Evet, gazeteci arkadaşım Murat Bardakçı devletin arşivlerine girmiş, aylarca araştırmış, henüz gün yüzü görmemiş olan çok değerli belgeleri tozlu çuvallardan ve raflardan indirip yine çok güzel bir kitap yapmış.
Ellerine sağlık diyorum.
Günün birinde Murat belki devlet arşivlerinin durumunu da yazar, yazarsa çok iyi eder.