ÖSYM'nin internet sitesinde yer alan açıklamada, ÖSYM ile yakından ilgilenen çevrelerin, sınav sistemine ilişkin görüşlerini dile getirmek ve iyileştirme çalışmalarına destek olmak yerine insanların kafasını karıştırma girişimlerini sürdürdüklerine işaret edildi.

ÖSYM yönetiminin güvenli bir sınav sistemi oluşturma gayretindenr kesinlikle taviz vermediğine ve bu güveni bozacak her türlü yolu kapattığına değinilen açıklamada, menfaatleri kesilen bazı çevrelerin, çareyi sahte soru kitapçıkları veya sahte cevap anahtarları pazarlamakta buldukları ve ÖSYM'nin kurumsal imajını bozma gayretlerini sürdürdükleri aktarıldı.

 

ÖSYM'nin "Her Adaya Farklı Soru Kitapçığı" teknolojisini geliştirip devreye alınca bu hayallerin de suya düşürüldüğünün vurgulandığı açıklamada, "Çünkü 2011 yılı başından itibaren sınava giren herkesin soruları aynı olmakla birlikte soru kitapçığı ve cevap anahtarı farklı olarak tasarlanmakta ve üretilmektedir. Bu uygulama ile ÖSYM sınavlarında toplu kopya çekme girişimleri tamamen tarih olmuştur" denildi.

Menfaat çevrelerinin başlangıçta kitapçıkların adayların isimlerine gönderilmesini hemen suistimal ederek, ''Bin bir yalan ve düzmece'' haberler ile "Yandaşlara cevap anahtarı da kitapçıkta gönderildi" iftirasını başlattıkları ifade edilen açıklamada, bir tek örneği gösterilemeyen bu yalanın her ortamda, hatta üniversitelerin senatolarında dahi dile getirilmekten kaçınılmadığı bildirildi.

Açıklamada, bu amaçla kullanılan teknolojide böyle bir şeyin mümkün olup olmayacağının dahi sorgulanmadığı aktarılarak, şu ifadelere yer verildi:

"ÖSYM yönetimi bu durumdan kendisine ders çıkartarak kitapçıkların üzerinden aday bilgilerini kaldırıp sınav salonlarında rastgele adaylara verilmesini sağlamış ancak kullanılan teknolojiden vazgeçmemiştir. Her basılan kitabın hem diğerlerinden farklı hem de ayrı bir poşet içerisinde paketlenerek sadece aday tarafından açılması sağlanmış ve önceden kitaba kimsenin erişmediğinden emin olunmak için adayların açılmış poşetli kitap olursa kullanılmadan rapor edilmesi istenmiştir. Her adaya farklı soru kitapçığı uygulaması ile tüm ümitlerini yitiren menfaat çevreleri bu defa ÖSYM'nin adaylara ait sınav sonuçlarını ve değerlendirmelerini yanlış yaptığı algısı oluşturmak sureti ile kurumu yıpratmanın derdine düşmüşlerdir. Sınav adaleti ve güvenliği kadar şeffaflığı da yönetim felsefesinin temel ayaklarından birisi olarak kabul eden ÖSYM, bu durumda adayların cevap kağıtlarını el değmeden önce bilgisayar ortamında taratarak internet üzerinden adayın kendisine göstermiştir. Adaylara aynı zamanda puanlama sistemleri ile kendi cevap anahtarları internet üzerinden sunularak kendi puanlarını kendilerinin hesaplamaları sağlanmıştır. ÖSYM tarihinde hiç bir zaman bu kadar şeffaf olunmamıştır."

 

Soru havuzu

ÖSYM ile ilgili konularda yazanlar ve konuyu kendisine dert edinenlerin, ÖSYM gibi 40 yıldır hizmet veren bir kurumda kaçınılmaz olan, her şeyin merkezinde bulunması gereken bir soru bankasının neden yer almadığını hiç sorgulamadıklarına işaret edilen açıklamada, "Her sınavı sadece 2-3 akademisyenin hazırladığı sorular ile yürüten, soruları bilenlerin sınav öncesi serbest olarak toplum içinde yaşadığı, hatta dershanelerde dersler verdiği, ÖSYM çalışanlarının dahi dershanelerde çalıştığı, sınavlar ile ilgili kitaplar yazdığı bir kurumu teslim alan ÖSYM yönetimi bu duruma da gecikmeden el atmıştır" değerlendirmesinde bulunuldu.

Türkiye'nin her tarafından akademisyenlerin göreve çağırıldığı ve soru temin etme çalıştaylarının düzenlendiği anımsatılan açıklamada, ülke genelinde güvenli alanlar oluşturulup temin edilen soruların ÖSYM merkezinde bilimsel denetimlerden geçirildiği bildirildi.

Bu çalışmaların son 2 yıldır yoğun bir şekilde devam ettiği belirtilen açıklamada, "40 yıl boyunca soru biriktirmeyi düşünmeyen bir kurum yerine 2 yıl gibi bir sürede her alanda çok sayıda ve toplamda ise yaklaşık 60 bin sorusu olan bir kurum oluşturulmuştur" ifadesi kullanıldı.

 

Açıklamaya, şu görüşlere yer verildi:

"ÖSYM sınav sistemleri ile ilgili olarak söz söyleme hakkını kendisinde görenler 2010 yılı ve öncesinde, sınavlarda görev alanların nasıl atandıklarını arkadaş, yandaş kayırmalarının nasıl yürütüldüğünü hiçbir zaman dile getirmemişlerdir. Göreve geldiklerinde her gün onlarca görev talep eden ama görev verilmeyenlerin şikayetini alan ÖSYM yönetimi, 'ÖSYM Merkezi Görevli İşlemleri Sistemini' geliştirmiş ve devreye almıştır. ÖSYM sınavlarında eskiden olduğu gibi artık görevliler yerel sorumlular tarafından atanmamakta ve merkezden görevlendirme yapılmaktadır. Böylece arkadaşların, yakınların kayrılması dönemi bitmiştir. Herkes istediği zaman istediği kişisel ilişkilerini kullanarak istediği yerde görev alamamaktadır. Oluşturulan görevli havuzunda 500 binden fazla görevli kayıtlı olup sınav öncesi toplanan tercihlere göre puan usulü ile görevlendirme yapılmaktadır. Görevlilerin görevlerini ihmal etmeleri durumunda merkezden ihmal yönergesi kapsamında ilgili işlemler yapılmakta gerekirse tekrar görev verilmemektedir."

Açıklamada 2010'lu yıllara gelindiği zamanda her şeyin kredi kartı ve banka hesapları üzerinden kolaylıkla gerçekleştirilebildiği bir dönemde sınav ücretlerinin görevlilere neden elden gönderildiğini kimsenin sorgulamadığına değinilerek, her sınavda yüz binlerce lira tutarında para zarflar içerisinde ülke geneline gönderilip elden görevlilere teslim ediliyorken, ÖSYM yönetiminin 2011'de bu çağdışı uygulamaya son verdiği vurgulandı.

Ücretlerin artık görev yapanların banka hesaplarına yatırıldığına işaret edilen açıklamada, ÖSYM yönetiminin bünyesinde ve matbaada almış olduğu tedbirlerle yetinilmediği, sınav salonlarının kamera ile kaydının yapılmasının da sağlandığı belirtildi.

Bu kayıtlar düzenli olarak incelenip haksız kazanım peşinde olanların sınavlarının geçersiz sayıldığı hatırlatılan açıklamada, sınav evrakının illere taşınmasında kullanılan araçların araç takip sistemi ile izlenmesinin de sağlandığı aktarıldı.

Belirlenen hız ve molalar dışında aracın rotasından çıkmasına müsaade edilmediğinin vurgulandığı açıklamada, her ilde ve ilçelerde bulunan saklama merkezlerinin sınav günü öncesinde, sırasında ve sonrasında kesintisiz olarak 24 saat Ankara'dan izleyen kamera sistemleri ile donatıldığı ifade edildi.

Açıklamada, ÖSYM sistemlerinin yeniden yapılandırılması veya iyileştirilmesinin önüne geçmek için her türlü girişimi çekinmeden yerine getirenlerin, faaliyetlerine devam ederek sahte sınav sonuçları üretip ve daha sonra ÖSYM sisteminden gerçek sonuçları çekerek "ÖSYM sonuçları değiştirdi" iddiası ile zihinleri karıştırmanın telaşına düştükleri savunuldu.

Açıklamada, her soruna büyük bir dikkatle yaklaşan ÖSYM yönetiminin, bu tür çabaların da önünü kesmek için ÖSYM sonuç doğrulama sistemini uyguladığı belirtilerek, sistem üzerinden otomatik olarak sonuç belgelerinin doğruluğunu gösterecek şekilde bir sonuç doğrulama kodu oluşturulduğu, bu kod ile gerçek sonuca direkt olarak ulaşmanın mümkün hale getirildiği ve ÖSYM sistemlerine yönelik saldırıların hedefine varmasının engellendiği bildirildi.

Elektronik çalışmaları tamamlandı

Tüm dünyada elektronik sınav yapılması kaçınılmazken ülkenin bu alanda çok gerilerde kalmasını kabul etmeyen ÖSYM yönetiminin hızla elektronik sınav projesini tetikleyerek ilgili alt yapıyı oluşturduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi.

"2014 yılı içerisinde YDS sınavını elektronik ortamda gerçekleştirecek tüm çalışmaları tamamlamıştır. Bunun için ilgili teknik alt yapı kurulmuş, yazılımlar kurum personeli tarafından geliştirilmiş, ilgili donanım ve mekan tasarımları tamamlanmış, Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı ile birlikte ilgili mevzuat alt yapısı oluşturulmuştur. Kısa zaman içerisinde bu sınavların yürütülmesine de başlanacaktır.''

Tüm dünyada özellikle ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde, açık uçlu sorular ile yazılı sınavları gerçekleştirilmekteyken bu alanda da ÖSYM'den beklenen gelişmenin önceki dönemlerde gösterilmediği ifade edilen açıklamada, bu konuda 2013'te başlatılan çalışmalara aynı hızla devam edildiği aktarıldı.

Sistem geliştirme ve iyileştirmeleri

Açıklamada, 2010'dan bu yana yapılan sistem iyileştirme ve geliştirme çalışmaları ise şöyle yer aldı:

"-Öğrencilerin notları Milli Eğitim Bakanlığı'nın e-okul sisteminden veya üniversitelerden direkt olarak alınacak şekilde bir diploma notu temin etme sistemi oluşturuldu.

-Yerleştirmeye kaynak teşkil eden eğitim bilgileri beyana göre alınırken artık belgeye dayalı olarak temin edilmeye başlandı

-Adaylara daha önce posta ile gönderilen tüm belgeler internet üzerinden sunulmaya başlandı.

-Ortak Aday Havuzu Projesi ile bir bilgi adaylardan artık sadece bir kere alınmaya ve adayın gireceği tüm sınavlarda kullanılmaya başlandı

-Aday havuzunda adayların sınav tarihçeleri de tutularak sadece T.C. kimlik numarası ile yapılan sorgulama neticesinde adayın girdiği tüm sınavların bilgilerine otomatik olarak ulaşılması sağlandı

-Eskiden sınav evrakı önceden il sınav merkezlerinde saklama depolarına indirilip sınav günü oradan binalara sevk edilirken, 2013'den itibaren, sınav evrakının yerel depolarda saklanması sadece zorunlu hallerde gerçekleştirildi.

-2013'den beri sınav evrakını taşıyan araçların veya saklama depolarının kapısına Ankara'dan kumanda edilen ve açılmasına müsaade verilen bir elektro-mekanik kilit takılarak evrakın güvenliği temin edildi. Bu kilit ÖSYM Sınav Koordinasyon Merkezinden gönderilen sinyal olmadan kesinlikle açılmıyor. Sınav sabahı bu sinyal gönderilmekte ve evrak dağıtımı görevliler tarafından kamera ile Ankara'dan izleniyor.

-Şehirlerarası sınav evrakı nakil araçlarında olduğu gibi kent içi sınav evrakı taşıyan araçlar da araç takip sistemi ile Ankara ÖSYM merkezindeki Sınav Koordinasyon Merkezi tarafından izleniyor.

-40 yıllık tarihinde 2010 sonrasında, ÖSYM ve Milli Eğitim Bakanlığı birlikte müfredat değerlendirmeleri yapma çalışmaları hızlandırdı ve süreklilik getirildi.

-ÖSYM ilgili sınavlar sonrasında MEB Talim ve Terbiye Kurulundan sınavların sonrasında soruları içerik ve müfredat uyumu açsından inceleyip rapor etmesi talep edildi

-2010 yılından sonra yapılan her sınav sonrasında ilgili sonuçlar bilimsel yöntemler ile analiz edilerek (madde analizleri) sınav koordinatörleri ve ilgililer ile paylaşıldı.

-Yeni sınav sistemlerinin tasarlanması, sınav sonuçlarının analiz edilmesi, aday itirazlarının değerlendirilmesi, kamera ve tutanak incelemede raporların değerlendirilmesi, sağlık raporlarının değerlendirilmesi ve benzeri tüm adaya özgü aktivitelerde ilgili bilimsel uzmanlar ve bilim heyetleri görev yaparak onların bağımsız görüşleri doğrultusunda kararlar verilmeye başlandı."

Açıklamada, ÖSYM'de kurulduğu zamandan bu güne, olabilecek en adil sınav sisteminin oluşturulmasının sağlandığına ve çalışmaların neticesinde 2 milyon insanın sınav sonuçlarının 6-7 gün gibi kısa bir sürede açıklanmasının başarıldığına işaret edildi.

Sınavlara katılan adaylara sadece hak ettiklerini veren ve haksız kazanımlara fırsat tanımayan bir ÖSYM'nin oluşturulduğu vurgulanan, ÖSYM'nin yüzde 100 güvenli ve güvenilir sınavlar yapmaya gayret edeceği ve sınavın her aşamasını otomatik olarak gerçekleştirme çabalarından geri durmayacağı kaydedildi.