Haber bayatladı ama hatırlatmakta fayda var; Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2014 küresel yolsuzluk listesinde, geçen yıla göre en sert düşüşü yaşayan ülke Türkiye oldu. Türkiye küresel yolsuzluk sıralamasında bir yılda 11 basamak birden yükselerek 64’üncü sıraya tırmandı.
Buradan nereye geleceğim? Yaşanan rezaletler yetmemiş ki şimdi işi kılıfına uydurmaya çalışıyorlar. Şöyle ki:
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun yıldönümüne girerken kamu banka müdürleri ile işadamlarının tapelerini hatırlar mısınız?
Vereceği krediler hakkında işadamı Mehmet Cengiz’e “tape”lerde ne demişti Ziraat Genel Müdürü Hüseyin Aydın? “Ben sana dedim bak, bunların hiçbirinin projesiz hiçbir yerde bu limitleri yok. Ya bak sırf ayıp olur diye ben bunlardan şey istemedim, gayrimenkul falan... Ayıp olur diye...”
 Bu ayıp bize yeter
Tabii bu işin bir de hukuki yaptırımı var. 2003 yılına kadar verdikleri usulsüz krediler nedeniyle zor duruma düşen ve batan 21 banka yüzünden 2005 yılında hukuki düzenlemeye gidilmişti.
Neydi bu düzenleme? Bankacıları verdikleri batık kredilerden sorumlu tutan düzenleme... Artık usulsüz kredi veren bankacılar 6-12 yıl arasında hapis cezası isteniliyor. Tabii öyle üç-beş liralık değil, kallavi kredilerden bahsediyorum.
Şimdi, Türkiye Bankalar Birliği, Bankalar Kanunu’nun değiştirilmesi için çalışma başlattı. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı, aynı zamanda Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın...
Özel sektör bankalarının neredeyse hepsi yabancılaştığı için onlar babalarının oğluna bile kredi verirken kılı kırk yarıyorlar. Dolayısıyla risk taşımıyorlar.
 Ayıbın yolları kayıp
İş Bankası bu işin ceremesini çok çekti. Kendi mekanizmasını kurdu. Onda da böyle bir risk yok. Peki, kimde var? Kamu bankalarında!
İlgili düzenlemeyle yüz milyonlarca dolarlık kredilerin altına imza atarken stres oluyorlar. Yukarıdan siyasi baskı da gelince elleri ayaklarına dolaşıyor. Bu değişiklik onları kurtaracak. Ortalık “batık krediden” geçilmese bile ne sorun ne sorumlu olacak.
Aslında bütün bunları özetleyen cümle, ahbap çavuş ilişkisi tapelerle sabit “milletin a’sına koyan” Mehmet Cengiz ile Hüseyin Aydın arasında geçmiş; “Abi cenazeyi bir kaldıralım, ondan sonra ne yaparsan yap!” demişti...
Doğru da söylemiş. Düzenleme değiştirilirse ortalık cesetten geçilmez olur.
Sonrasında buyurun cenaze namazına.