Tarih: 9 Ekim 1978.
Yer: Ankara Bahçelievler, 15. Sokak’taki 56 nolu apartmanın 2 numaralı dairesi.
O gece...
Apartmanın iki yanındaki gözcüler nefes almadan giren çıkanları takip etti. Az ilerideki otomobilin direksiyonunda Reis’leri vardı... Adı Abdullah Çatlı idi.
Plana göre, apartmana dört kişi girdi. 2 numaralı dairenin önüne gelince, bellerindeki silahları çıkarıp kapıyı zorladılar, açamadılar; zile bastılar. Kapının açılmasıyla eve daldılar.
İçeride, Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi beş öğrenci vardı:
ODTÜ Elektrik Bölümü öğrencisi, 23 yaşındaki Serdar Alten...
Ankara Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi öğrencisi, 26 yaşındaki Hürcan Gürses...
Ankara İktisadi Ticari Bilimler Akademisi öğrencisi, 23 yaşındaki Efraim Ezgin...
Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü öğrencisi, 20 yaşındaki Osman Nuri Uzunlar...
Ve aynı okuldan, 20 yaşındaki Latif Can...
Televizyon seyretmekte olan öğrenciler, elleri silahlı dört kişiyi görünce şaşırdılar.
Saldırganlar odaları dolaşıp arama yaptı. İçlerinden en soğukkanlı olanı, “böyle devrimcilik mi olur, evde bir silah dahi yok” dedi. Saldırganların evde bulabildikleri, Genç Öncü, Çark Başak ve Yürüyüş adlı dergilerdi. Bir de bolca kitap...
Saldırganlar, evdekilerin sayılarının fazla olması nedeniyle aralarında tartıştı. Dışarıda otomobilde bekleyen Reis’e danışmaya karar verdiler.
Reis, dışarıya gelen iki kişiden birini yanına alarak, “ben şimdi geliyorum, beni
bekleyin” dedi. Aradan 20 dakika geçti...
Reis bir şişe eter ve pamukla döndü. Evden çıkan iki kişi eter ve pamuğu alıp 2 numaralı daireye döndü. Yere yatan beş üniversiteli gencin yüzüne sırasıyla, etere batırılmış pamuğu bastırdılar.
Tam o sırada...
Tarlada infaz
2 numaralı dairenin kapısı kısa aralıklarla üç kez vuruldu. Saldırganlar telaşlandı, kim olabilirdi?
Saldırganlar kapıyı açıp, gelen iki kişinin kafasına silah dayadı. Gelenler...
Türkiye İşçi Partisi üyesi Faruk Erzan ve Salih Gevence idi. Arkadaşlarıyla sohbete gelip, karşılarında silahlı dört saldırgan bulunca şoke oldular.
Evde bulunan TİP’lilerin sayısı yedi oldu...
Saldırganlar yeni durumu bildirmek üzere tekrar Reislerine koşup, durumu haber verdi. Reis, soğukkanlılığını kaybetmedi; emrini verdi: “Sonradan gelen iki kişiyi alıp otomobile getirin.” Salih Gevence ile Faruk Erzan’ı, Reisleri Çatlı’nın otomobiline
getirildi.
Otomobil, Bahçelievler’den çıkıp süratle İstanbul-Eskişehir yoluna yöneldi.
15 dakika sonra...
Reis, aracın motorunu çalışır durumda tutarken, farlarını söndürdü. İki TİP’li genç, iki saldırgan tarafından, yol kenarındaki tarlanın içine doğru 600 metre götürüldü.
24 yaşındaki Faruk Erzan’ın kafasına üç, 26 yaşındaki Salih Gevence’nin kafasına da üç kurşun sıktılar.
Gece daha bitmemişti. Kana doymamışlardı...
Telle boğdu
Reis’in kullandığı otomobil aynı hızla yine Bahçelievler’in 15. Sokağı’na döndü. İki saldırgan arabadan inip eve girdi. Evde bulunan diğer iki saldırgan beş TİP’li genci eterle bayıltmıştı.
Saldırganlar evde, beş genci nasıl yok edeceklerini konuştular. İçlerinden “İdi Amin” kod adlı olanı, “ben iple boğarım” dedi. İçeri girip, telden yapılmış bir askı getirdi. Devrimci öğrencilerden Osman Nuri Uzunlar’ı, sürükleyerek mutfağa götürdü. Telle boğazını sıktı. Sıktı. Sıktı. Öldüremedi. Telle boğamayacağını anladıktan sonra, gidip banyodan bir havlu aldı. 20 yaşındaki Uzunlar’ın yüzüne havluyu bastırdı. Dakikalar geçti. Osman Nuri Uzunlar, can çekişerek hayatını kaybetti...
Uzunlar’ın öldürülmesi zaman alınca; “İdi Amin” arkadaşlarına dönüp; “bu böyle olmayacak, siz evden çıkın, ben hepsinin kafasına sıkıp gelirim” dedi. Eskişehir yolunda kullandığı tabancasını, arkadaşıyla değiştirip, ondan mermi dolu 14’lü tabancayı aldı.
Üç saldırgan dışarı çıktı. “İdi Amin” evde tek başına kaldı. Ve yerde yatan dört gencin kafasına birer kurşun sıktı...
“İyi bilirdik”
Saldırganlardan biri...
Ünal Osmanağaoğlu idi...
Gladio’nun Türk tetikçilerinden biriydi...
Tarih: 22 Temmuz 1980.
TİP kurucusu, DİSK’in efsanevi Başkanı, Kemal Türkler, 18 yaşındaki kızı Nilgün’ün gözleri önünde dört saldırgan tarafından kurşun yağmuruna tutularak katledildi. Vücudundan 38 mermi çıkarıldı.
Saldırganlardan biri...
Ünal Osmanağaoğlu idi...
12 Eylül 1980 askeri darbesi olunca Ünal Osmanağaoğlu Avustralya’ya yerleşti. Burada 1989 yılında uyuşturu kaçakçılığından hüküm giyip 3 yıl hapis yattıktan sonra sınır dışı edildi. 19 yıldır firarda olmasına rağmen, MHP koalisyon hükümeti döneminde Kuşadası Güzelçamlı’da mülkiyeti devlete ait olan milli parkta işletmecilik yaparken 11 Nisan 1999’da yakalandı. Bahçelievler katliamı davasından her bir cinayet için bir kez olmak üzere toplam yedi kez ölüm cezasına mahkum edildi. 9 Ağustos 2002’de idam cezasının kaldırılmasıyla Osmanağaoğlu hakkında verilen ölüm cezası en az 25 yıl cezaevinde kalması şartıyla ömür boyu hapis cezasına çevrildi. 3. Yargı Paketi olarak bilinen yasal düzenleme doğrultusunda 10 Temmuz 2012’de tahliye edildi. Ve...
1996 yılında tekrar açılan Kemal Türkler davası yargılama süreci devam ederken, 1 Aralık 2010’de zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldı.
Tarih: 30 Haziran 2014.
Ünal Osmağaoğlu geçirdiği kalp ameliyatı sonrasında öldü. Cenazesinde başta Devlet Bahçeli olmak üzere eski dava arkadaşları vardı.
İmam sordu; “mevtayı nasıl bilirdiniz?”
Hep birlikte üç kez, “iyi bilirdik” dediler...
Kaç Madımak Var
Soner Yalçın
Yayınlanma: