TBMM Genel Kurulu'nda dört eski bakana yöneltilen yolsuzluk suçlamaları ile ilgili olarak CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, 'karar yeter sayısına ulaşılmadığı için' yenileme gerektiği itirazında bulunmuştu. Hamzaçebi’nin kamuoyuna yaptığı açıklamaya göre Egemen Bağış için yapılan oylamada 255'e 245 olarak Yüce Divan'a gidilmemesi yönünde ortaya çıkan sonuç, Anayasa'nın 96. Maddesi 1. Fıkrası'na yer alan ‘karar yeter sayısı’ gerekliliğine aykırıydı.

Hamzaçebi, “Egemen Bağış'ın Yüce Divan’a sevkini öngören önergelerin oylanmasında 517 milletvekili oy kullanmış ve ret oyları 255 ve kabul oyları ise 245 olarak ortaya çıkmıştır. Anayasanın 96. Maddesi’nin birinci fıkrasında, "(...) Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasa’da başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir, (...) hükmü yer almaktadır. Bu hüküm çerçevesinde Egemen Bağış'ın Yüce Divan’a sevki oylamasında karar yeter sayısı oy kullanan 517 milletvekilinin yarısından fazla olan 259 sayısıdır” deniliyordu.

BURHAN KUZU: HAMZAÇEBİ EKONOMİ İŞLERİNE BAKSIN!

Bu itirazı TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'ya sorduğumuzda itiraz sahibinin uzmanlık alanını hatırlatarak şunları söyledi, “Akif Hamzaçebi gitsin ekonomi ile uğraşsın... 276'yı bulacak olan onlardı, bulsalardı. Oylamayı yeniledik diyelim yine aynı sonuç çıkarsa ne yapacaklar? Tekrar tekrar oylama mı yapacağız? Ne amaca hizmet edecek bu? Meclis'e 'gitsin mi gitmesin mi' diye soruldu ve gitmesin dendi.”

Peki oylamanın itirazda söylendiği gibi Anayasa'nın 96. Maddesi Birinci Fıkrası’na aykırı bir yanı söz konusu muydu? Kuzu, Hamzaçebi’nin yanlış yorum yaptığını belirtiyor: “Yüce Divan oylamasında zaten 96. Madde yorumlanmaz. O ayrı bir genel hükümdür. Burada bakılması gereken 100. Madde’dir. 100. Madde Yüce Divan oylaması için özel hüküm getirir ve özel hüküm varken de genel hüküm uygulanamaz.”

İBRAHİM KABOĞLU: 100. MADDE UYGULANIR

Konuyu değerlendiren Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da Yüce Divan oylamalarında 100. Madde’nin ve ‘karar yeter sayısı’ değil de ‘salt çoğunluk’ kuralının geçerli olacağını belirtiyor. Bunun nedeni ise 96. Madde’de getirilen, "Anayasada başkaca bir hüküm yoksa…” düzenlemesi. Buna göre bakılması gereken yer 100. Madde, çünkü bu madde tam da Yüce Divan konusunda getirilen ve ‘özel hüküm’ olarak yapılan tarife uygun. Dolayısıyla bu madde ile ‘259 oy’ gibi bir ‘karar yeter sayısı’ aranmaksızın salt çoğunlukla karar alınabiliyor.

PEKİ SÜREÇ BİTTİ Mİ?

Egemen Bağış ve diğer üç eski bakanla ilgili bu CHP’nin bu itirazı geçerli olmasa da Haziran 2015 seçimlerinden sonra oluşacak TBMM’de 276 milletvekilinin oyuna ulaşıldığında Yüce Divan’a gönderilmeleri için tekrar bir süreç başlatılabilecek. Ancak bu, 20 Ocak 2015 günü yapılan oylamanın ‘tekrarı’ değil tamamen yeni bir süreç olacak. ‘Zamanaşımı’ ihtimali de bulunmuyor. Çünkü bu konuda içtihat oluşturduğu belirtilen karar, eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın Yüce Divan’a sevkine ilişkin olarak 2006 yılında yine Yüce Divan tarafından alındı. Buna göre zamanaşımı ancak iktidar partisi mensupları ve kabine üyelerinin görev sürelerinin tamamlanmasının ardından başlatılabiliyor. Dört eski bakan artık bakanlık görevlerini yürütmese de halen iktidar partisi üyesi milletvekilleri olarak görevlerini sürdürüyorlar.

TARTIŞMAYA KONU OLAN İKİ ANAYASA MADDESİ

Toplantı ve karar yeter sayısı

MADDE 96- (Değişik: 21/10/2007-5678/3 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz.

Bakanlar Kurulu üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin katılamadıkları oturumlarında, kendileri yerine oy kullanmak üzere bir bakana yetki verebilirler. Ancak bir bakan kendi oyu ile birlikte en çok iki oy kullanabilir.

Meclis soruşturması

MADDE 100- (Değişik: 3/10/2001-4709/31 md.) Başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar.
Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu
belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık yeni ve kesin bir süre verilir. (Ek cümle: 3/10/2001-4709/31 md.) Bu süre içinde raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na teslimi zorunludur.
(Değişik: 3/10/2001-4709/31 md.) Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır.
Meclisteki siyasî parti gruplarında, Meclis soruşturması ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.