Avrupa Konseyi Parlamenterler meclisi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından Ankara’da düzenlenen brifinge davet edilen Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, Türkiye’de basın, düşünce ve özgürlüğünün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidar uygulamalarıyla ortadan kaldırıldığını belirtti.

Gazetecilerin, yazarların, çizerlerin ve iktidara yandaş olmayan basın kuruluşlarının ağır baskı altında olduğunu ifade eden ÇGD Genel Başkanı şöyle dedi:
“Gazetecilerin yazdıkları haberler artık casusluk suçu, hükümete darbe teşebbüsü olarak kabul ediliyor. Bunun son örneği Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından iki kez ömür boyu hapsi öngören dava açmasıdır. Suriye’ye silah taşıyan Mit tır’ları ile ilgili Yazılan haberin doğruluğunu iktidar da cumhurbaşkanı da herkes kabul ediyor.Haber doğru, ama casusluk davası açılıyor.
Erdoğan cumhuriyet tarihi boyunca gazeteciler, yazarlar, çizerler hakkında en fazla dava açma rekorunu elinde bulunduruyor.Ülkemizde halen 22 gazetceci demokratik ülkelerde yeri olmayan Terörle Mücadele Yasası nedeniyle yıllardır cezaevlerindedir.
Medyanın ağırlıklı bölümü iktidarın denetimi ve kontrolü altına sokulmuştur.Kimi gazete ve Televizyonlar iktidara yakın işadamları tarafından satın alınarak iktidarın saflarına dahil ediliyor.
Gazeteciler, aydınlar olarak mahkemelere, adalete de güvenmiyoruz, çünkü yargı da önemli ölçüde iktidarın denetiminde, kontrolündedir.
Türkiye’de basın, ifade özgürlüğü de seçim güvenliği de büyük tehdit altındadır.
Cumhurbaşkanı yürürlükte olan parlamenter rejimin bekleme odasına alındığını belirtiyor. Bu yürürlükteki anayasayı, parlamenter rejimi tanımıyorum demektir ve tanımıyor.Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı seçimlere katılan partiler gibi kampanyalar düzenliyor, propaganda mitingleri yapıyor.
Toplantıya, Hürriyet Gazetesi yazarı Şükrü Küçükşahin ve SBF öğretim üyesi prof. Dr. Kerem Altıparmak da tonuşmacı olarak katılanlar arasındaydı. Küçükşahin ve Altıparmak ta AKP iktidarının ve Cumhurbaşkanının basın özgürlüğüne yönelik baskılarından örnekler sundular.