Adalet Bakanı Bekir Bozdağ darbe duruşmalarının Ankara'nın Sincan ilçesinde F Tipi Cezaevi’nin yakınında yapılacağını açıkladı. Bu amaçla Sincan'daki spor salonu, mahkeme salonu haline getirilecek. Ergenekon, Balyoz gibi davalarda da İstanbul Silivri Cezaevi’nde duruşma salonu oluşturulmuştu. Ankara'nın Sincan ilçesi, 28 şubat post-modern darbe sırasında tankların geçtiği ilçe olarak da hatırlanıyor.

Bekir Bozdağ, 15 Temmuz darbe girişimi yargılamalarının Ankara’nın Sincan ilçesinde yapılacağını açıkladı. Sincan’ı sağlıklı bir bölge olarak değerlendiren Bozdağ, “Ciddi sayıda gözaltı, tutuklama var. Bu davaların görülmesi ve duruşma salonlarını bizim düşünmemiz gerekiyor. Ankara'daki duruşma salonlarında bunların görülmesi imkanı yok. Bizim büyük bir alana ihtiyacımız var. Bakanlık olarak tedbir aldık. Yargılamaların yeri Sincan tarafında. Yargılamaların sağlıklı yapılabilecek bir mekanı oluşturmaya ihtiyacımız var” dedi.

CEZAEVİ DE SİNCAN'DA

Ankara'daki F tipi cezaevi de Sincan'da bulunuyor. FETÖ davasından tutuklanan siviller Sincan cezaevine, muvazzaf askerler ise  Mamak Cezaevine konuluyor. İstanbul'da Ergenekon, Balyoz, KCK gibi büyük davaların görüldüğü Silivri Cezaevi yerleşkesine de mahkeme salonu kurulmuştu.

Silivri Kampüsü içerisine çok sanıklı davalar için yüksek güvenlikli iki duruşma salonu inşa edilmiş, binalara savcı, hakim ve kalem odaları yerleştirilmişti. Aynı kampüs içesindeki bir spor salonu da duruşma salonu haline getirilmiş ve Ergenekon ana davası ve Balyoz davası ve İstanbul KCK davasının Silivri'deki duruşma salonunda görülmesi kararlaştırılmıştı.


SİNCAN'DA NE OLMUŞTU?



4 Şubat 1997'de Ankara'nın Sincan ilçesinde askerler 20 tank ve 15 zırhlı araçla geçiş yapmıştı. Bu askeri araçların geçişi 28 Şubat 'post-modern' darbesinin habercisiydi. Tankların yürümesinin ardından 28 Şubat 1997'de düzenlenen MGK'nın ardından dönemin Başbakanı Necmeddin Erbakan görevi bırakmıştı.

FOTO:DHA FOTO:DHA


ERDOĞAN 28 ŞUBAT SÜRECİNDE CEZAEVİNE GİRMİŞTİ

28 Şubat sürecinde en çok mağdur olan isimlerden birisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan olmuştu. 28 Şubat 1997'deki Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası gelişen süreçte, 6 Aralık 1997'de Siirt'te düzenlenen bir açıkhava toplantısı sırasında topluluğa yaptığı konuşmada, Ziya Gökalp'e ait "Asker Duası" adlı şiiri okuduğu için soruşturma geçiren dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Erdoğan hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 312/2 maddesine göre "halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" suçlamasıyla iddianame düzenlenmişti.

Erdoğan'ın yargılanmasına 31 Mart 1998 günü başlanmış, 21 Nisan 1998'de sonuçlanan davanın ardından bir yıl hapis ile 860 bin TL ağır para cezasına çarptırılmıştı. Daha sonra kendisini duruşmadaki hâli ve tavrı göz önüne alınarak cezası 10 ay hapis ve 176 milyon 666 bin 666 TL para cezasına çevrilmişti. 25 Eylül'de Yargıtay tarafından açıklanan gerekçeli kararda Erdoğan'ın söylemlerinin "savaş çağrısı" niteliği taşıdığı belirtilmekteydi. Ceza infaz yasası gereği hapis cezası 4 ay 10 güne inen Erdoğan çeşitli ertelemeler sonrasında İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı görevini bırakarak 26 Mart 1999 günü Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesindeki Pınarhisar Cezaevi'ne girdi. Erdoğan 24 Temmuz 1999'da ceza süresini tamamlayarak cezaevinden tahliye edildi.




Bekir Bozdağ'ın CNNTür'teki açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"BİZZAT ABD'YE GİDEBİLİRİM"


- "ABD'ye FETÖ ile ilgili 4 iade dosyasını gönderdik. Bu süreç devam ederken acil tutuklanma talebini ilettik. Adli merciler de taleplerin ulaştığını açıkladı. Türk yetkililerle işbirliği ve dayanışma içinde olacaklarını ifade ettiler. Karşılıklı görüşerek bu konuyu değerlendirmeyi ifade ettiler. Bakanlıktan uzman gönderebiliriz, hatta ben de ABD'ye bizzat giderek bu konuyu değerlendirebiliriz."


GÖZALTI SÜRELERİ UZUYOR


- (Gözaltı süreleri) Bireysel suçlarda 24 saat, toplu suçlarda 4 güne kadar uzatılabiliyor. Bunun tek istisnası OHAL'dir. Bunun dışına çıkılabilir. Terör suçları ve toplu suçlarla ilgili bir uzatma OHAL içinde getirilmektedir. Arkadaşlar çalışıyor. Mevcuttan uzun olacağı kesin. İlk etapta 7-8 gün olup gerekli olduğunda uzatılması şeklinde düşüncemiz var" dedi.

İDAM CEZASI TALEBİ VAR


-Halkın bu konuda büyük bir talebi var. Cumhurbaşkanımız da “bu karar gelirse imzalarım” dedi. Millette böyle bir talep varsa bu değerlendirilir. Bir değerlendirme yapılacaktır. AB’nin bize söyleyeceği fazla bir söz yok 53-54 senedir Türkiye’yi kapıda bekletiyor. İdamı kaldırdık bizi aldılar mı almadılar. Her sözümüzü yerine getirdik ama her defasında bizim AB’ye girişimizi engelleyici gerekçe bulmakta hiç zorlanmadılar.

ÖCALAN’IN SAĞLIĞI YERİNDE


- Bu iddialar yoğun bir şekilde dile getirildi Öcalan’ın öldürülmesi suretiyle PKK ve çevresinin sokağa dökülerek Türkiye’de bir iç çatışmanın hedeflendiği ortaya atıldı. Hükümetimiz orada gerekli tedbirleri aldı. Türkiye’yi karıştırmak isteyen bir kirli planın olma ihtimali yüzde 1 bile olsa önlem almamız gerekir. Herhangi bir güvenlik sorunu olmadığı gibi sağlık sorunu da yoktur. Milletimi uyarmak istiyorum asılsız haberlere itibar etmesinler.