TEMA Vakfı, ihalesi 4. kez ertelenen santralin çevresel, ekonomik ve sosyal etkilerine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, 1/100 bin ölçekli Eskişehir Çevre Düzeni Planı (ÇDP) değişikliği, çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararı ve Toprak Koruma Kurulu (TKK) kararlarına karşı  TEMA tarafından dava açıldığına dikkat çekildi.  Termik santral ve kömür madenciliği projesinin tüm izin süreçleri Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın elektrik şirketi EÜAŞ tarafından yürütüldüğü ancak projenin özelleştirme kapsamına alındığı kaydedildi. Santralin 15 sene boyunca üreteceği elektriği piyasa fiyatlarının üstünde bir fiyat ile bakanlık tarafından satın alınacağı belirtilerek “Kamu projesi gibi gözüken bu proje aslında bir özel sektör projesidir. Diğer yandan kömürden üretilen elektriğin fiyatı, sağlık, çevre, iklim maliyetleri ve yatırım maliyetleri nedeniyle yükseldi. Güneşten üretilen elektriğin birim fiyatı 2,99 dolar cent düzeylerindeyken kömür için bu fiyat 6,04 dolar cent seviyelerindedir. Piyasadaki elektrik fiyatları ise 2,8 - 3 dolar cent civarındadır. Yani, kömürden elektrik üretmenin pahalı olduğu görülüyor” denildi.

BÜYÜK OVAYA TERMİK SANTRAL


TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç da projenin yer seçimindeki hatalara  değinerek “Proje yer seçimi olarak iki temel yanlışı barındırıyor; birincisi Alpu Ovası’nın ‘büyük ova’ olması ikincisi de maden sahası içinde 1. derece arkeolojik sit alanları bulunmasıdır. Diğer yandan bölge için önemli bir simge olan, 5 bin yıldır bilinen ve kullanılan lüle taşının rezervlerinin büyük bölümü Eskişehir sınırları içinde bulunuyor. Projenin kül depolama sahalarının yapılacağı bölgede lüle taşı rezervleri var. Önemli bir kültür mirasımızı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyayız” dedi. Ataç, bölgenin su varlıkları açısından da kırılgan özellikler gösterdiğne vurgu yaparak “Buna rağmen termik santral gibi çok büyük miktarlarda su tüketen bir projenin burada yapılması planlanıyor. Bu durumun su varlıklarına ciddi tehdit oluşturacağını düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

ÇED RAPORU EKSİK

ÇED süreci ile ilgili aksaklıkların da altını çizen Deniz Ataç, “ÇED raporunda güvenli madencilik faaliyeti açısından kritik olan hidrojeolojik çalışmaların henüz tamamlanmamış olduğu belirtiliyor. Ayrıca atık su, kömür, kül depoları ve maden sularının drenajı ile ilgili sorunlara değinilmiyor. Yer altından kömürün çıkarılması için yapılacak susuzlaştırma çalışmalarına dair açık ifadelere yer verilmediği görülüyor; yer altından çekilecek suyun miktarı, Porsuk Nehri’ne boşaltılacağı yerde ne tür arıtma tekniğinin uygulanacağı gibi bilgiler eksik. ÇED Raporu bu haliyle çevresel etkileri ve alınacak önlemleri ortaya koymuyor ve önemli eksiklikler var” dedi.

 BAKANLAR KURULU İLAN ETTİ

Termik santralin planlandığı ve kömür madeninin çıkarılacağı alan, tarımsal potansiyeli nedeniyle Bakanlar Kurulu’nun “büyük ova” yani “tarımsal sit” ilan ettiği Alpu Ovası’nın içinde. Bakanlar Kurulu kararına göre, tarımdan başka faaliyet yapılmaması gereken ovada iki tarımsal sulama yatırımı başlamış durumda. Toplam 1.500 hektarlık alanın sulamaya açılması anlamına gelen bu yatırım her sene 6 milyon TL’lik ek tarımsal gelir ve 3.000 kişiye tarımsal istihdam anlamına geliyor. Buna karşılık, söz konusu termik santral projesi bu sulama projelerinin hepsini atıl hale getirecek. Yedi köyün yer altı suyu sulama kooperatiflerine ait yatırımları termik santral projesi nedeniyle zarar görecek. Derin su kuyuları ve bu sulara bağlı tarımsal faaliyetler etkilenecektir.