Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan “2017 Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu”nun Türkiye ile ilgili bölümleri hakkında yöneltilen bir soruya yazılı cevap verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan raporun Türkiye kısmının incelendiğini aktaran Aksoy, söz konusu raporun ABD Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl kendi görüşü doğrultusunda yayınladığı mutad bir çalışma olduğunu vurguladı.

[old_news_related_template title="Dışişleri'nden Almanya'ya miting tepkisi!" desc="Dışişleri Bakanlığı, Almanya'nın seçim yasaklarına karşı açıklama yaptı. Açıklamada, 'Almanya’nın bu şekilde bir faaliyete müsaade etmesinin açıklanabilir ve kabul edilebilir yanı bulunmamaktadır. Terör örgütü PKK’nın sembolleri ve Almanya’daki uzantılarının katılımıyla gerçekleşen sözkonusu mitinge izin verilmesi, çifte standartın en son örneğini oluşturmaktadır' denildi. Öte yandan AB Bakanı Ömer Çelik'te yaptığı açıklamada, 'Almanya'nın terör örgütü yandaşları tarafından yapılan mitinge izin vermesi, demokrasi ve hukuk anlayışıyla bağdaşmaz' ifadesini kullandı" image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/05/iecrop/disisleri-bakanligi-depophotos_15266926-1_16_9_1527343580.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/dunya/disislerinden-almanyaya-miting-tepkisi-2431536/"]

“15 TEMMUZ TERÖRİST DARBE GİRİŞİMİNE YETERİNCE DEĞİNİLMEMESİ CİDDİ VE VAHİM BİR HATADIR”

Türkiye ile ilgili metnin önemli bir kısmının mesnetsiz iddialardan meydana geldiğini açıklayan Aksoy, “Ülkemize ilişkin metnin önemli bir kısmı, önceki yıllarda öne sürülen mesnetsiz bazı iddiaların tekrarı niteliği taşımaktadır. FETÖ/PDY’nin terör örgütü niteliğine sadece Hükümetimize atıfla yer verilmesi, anılan örgütün ülkemize ve milletimize verdiği zararlara ve 15 Temmuz terörist darbe girişimine yeterince değinilmemesi ciddi ve vahim bir hatadır” ifadelerini kullandı.

[old_news_related_template title="Dışişleri'nden ABD ve İsrail'e kınama" desc="Dışişleri Bakanlığı'nca ABD’nin Tel Aviv Büyükelçiliği'ni Kudüs’e taşıması kınanarak, 'Bu tasarrufu hukuki açıdan yok hükmünde saydığımızı yineliyoruz. Filistin halkının meşru haklarını yok sayan bu adımın bölgesel barış, güvenlik ve istikrara hizmet etmeyeceğini vurguluyoruz' denildi. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/05/iecrop/disisleri-bakanligi-depophotos_15266926_16_9_1526318273.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/dunya/disislerinden-abd-ve-israile-kinama-2407113/"]

“TERÖR ÖRGÜTLERİYLE BAĞLANTILARI SEBEBİYLE HAKLARINDA İŞLEM YÜRÜTÜLEN ŞAHISLAR RAPOR KAPSAMINDA GÖSTERİLEMEZ”

Türkiye’de hiç kimseye din veya etnik köken gibi kriterler temelinde adli veya idari işlem yapılması söz konusu olmadığının altını çizen Aksoy, şu açıklamada bulundu:
“Bazı şahıslar hakkında terör örgütleriyle bağlantıları sebebiyle yürütülen işlemler bu kapsamda gösterilemez. Esasen raporun hazırlıklarından sorumlu ABD’li yetkiliye, Nisan 2018’de ülkemize yaptığı ziyaret sırasında bu hususlar müteaddit kereler vurgulanmıştır. Raporda, ayrıca, ülkemizdeki Süryani vatandaşların muhtelif taşınmaz taleplerine ilişkin iddialara da yer verildiği görülmektedir. Bilindiği üzere 21 Mart 2018 tarihinde çıkarılan ‘Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla’ Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde bulunan 56 adet taşınmazın Süryani vakıflarına tescil edilmesi sağlanmıştır. Bu adımla, ülkemiz, din ve ibadet özgürlüğü alanındaki açık fikirli ve yapıcı tutumunu bir kez daha teyit etmiştir.” İHA