Dünyanın birçok bölgesinde insanlar acı yemeyi seviyor. Tayland, Meksika, Çin, Hint, Etiyopya gibi bol acı kullanan mutfaklar oldukça yaygın. Bazı mutfaklarda acı hemen hemen hiç kullanılmazken bazıları neden acı şampiyonluğu için yarışıyor? Özellikle sıcak iklime sahip bölgelerde acı ve baharatlı yiyeceklere daha fazla rastlanıyor. Araştırmalar, bazı baharatların mikroplara karşı etkili olmasına bağlıyor bunu.

BBC Future'de yer alan haberde; araştırmacılar farklı ülkelere ait yemek kitaplarında yer alan yemek tariflerini incelediğinde şunu fark etmiş: Ortalama sıcaklık arttıkça (bu yiyeceklerin çabuk bozulması anlamına gelir) yemeklerde daha fazla sayıda ve daha bol miktarda baharat kullanılıyor ve bakterilere karşı etkili olan baharatların kullanımı artıyor.

Koruyucu özellik

Buzdolabı kullanımı yaygınlaşmadan önce, sıcak bölgelerde yemekler çabuk bozulduğu için, baharatlar yiyeceklerin ömrünü uzatan ve onlara lezzet katan bir işlev görüyordu.

Ayrıca acı ve baharat insanı terlettiği için serinletici bir etkisi de oluyor. Terlediğimizde buharlaşma nedeniyle vücudumuz serinleyip ısı dengesi korunuyor.

Nem oranı yüksek olduğunda ise terlemenin aynı etkiyi göstermediği biliniyor. Bir araştırmada egzersiz sonrasında sıcak su içen insanların vücudunun soğuk su içenlere kıyasla daha fazla serinlediği görüldü. Ama bu sadece nem oranının düşük olduğu yerlerde geçerlidir.

Ama baharat kullanımı sadece nem oranının yüksek olduğu tropikal bölgelerle sınırlı değil.

Acı biberin çıkış yeri Amerika kıtasıdır. 15. ve 16. yüzyıllarda Avrupalı tüccarlar sayesinde dünyaya yayıldı. Diğer baharatlar ise yemeklere ayrı tat katmak için yüzyıllardır Avrupa'da kullanılıyordu. Karabiber, zencefil, tarçın gibi baharatların birçoğu doğudan, Asya'dan geliyordu.

Baharatın fiyatı

18. yüzyıldan kalma bir İngiliz yemek kitabındaki tariflerde birçok baharatın bol miktarda bir arada kullanıldığını görüyoruz. Peki sonra ne oldu da bu durum değişti?

Belki de bir süre sonra bir yemekte birçok tadın bir arada olması pek hoş karşılanmadı. Günümüz Avrupa mutfağı, birbiriyle zıt keskin tatlardan daha çok birbirine yakışan az sayıdaki tadın bir arada olmasına dayanıyor.

1600'lerde Avrupa'da baharat fiyatları inişe geçince herkes onları satın alabilir oldu ve ünlü aşçılar baharat sevdasından vazgeçmeye başladı.

Kaliteli yemeklerde odak noktası yemeğin temel malzemesindeki asıl tadın öne çıkarılmasına ve bunu sağlayacak yardımcı tatlarla desteklenmesine kaydı. Kısacası, Avrupa damak tadının baharattan mahrum bırakılmasını burnu büyüklüğe bağlayanlar var.