Sevgili okurlarım, Türkiye son yıllarda kabuk değiştirdi. Toplumun dokusu değişti. Dikkat ediniz, her yerde olay var.
Hoşgörümüzü, insan saygımızı yitirdik.
Basit bir trafik kazasında bile silahlar çekiliyor.
Kadınlara ve çocuklara saygı kalmadı.
İstismar ve tecavüz olayları yaygınlaştı.
Gelen bazı mektuplardan biliyorum, bize karşı olanlar ya ölümle tehdit ediyor, ya da yakası açılmadık küfürler savuruyor.
Avukatım Serhan Özdemir bunları savcılığa şikayet ediyor, haklarında ceza davası açılıyor. Hemen ardından tazminat davaları geliyor.
Sonra bazıları yine çeşitli yollardan ulaşıp özür dilemeye başlıyor!
“Emin Bey ben evde yokken komşunun oğlu benim bilgisayarı kullanıp size hakaret etmiş, affedin!”
“Emin abicim alkol almıştım, ne yazdığımı bilemiyorum. Ne olur bir güzellik yapıp davanızı geri çekin.”
İşin ilginç yanı, bu hakaretleri savuranlar arasında kadınlar da var!

* * *

Güçlerini bu iktidardan alanlar iyice cıvıttı ve şımardı.
Onlar için her türlü yalan, her türlü hakaret serbest.
Herif üniversitede hoca. O yobaz kafasıyla öğrenci yetiştiriyor ve kendince konuşuyor:
“1924 yılında (Atatürk döneminde) bunlar camileri kapatıp bazılarını ahır, bazılarını kerhane yaptı.”
Biri çıkıp ötüyor, arkasından başkaları piyasaya çıkıp benzer lâflar ediyor.
Neresine bakıp nesine yanıt vereceksiniz!

* * *

Kadınla erkeğin asansöre aynı zamanda binmesi günah mı? Bazılarına göre evet!
Asansörün içinde her türlü taciz olabilirmiş, cinsellik yaşanabilirmiş.
Kesinlikle günahmış!

* * *

Bazıları şimdi kafayı sağlık sektörüne, hastanede yatan hastaların durumuna takmış durumda.
Herifler konuşuyor:
“Bizim görüşümüze göre kadın hastalara kadın, erkek hastalara erkek doktorlar bakmalıdır!”
Peki yoğun bakım üniteleri için ne düşünüyorlar?
“Yoğun bakıma alınan kadın ve erkek hastaların elbiseleri çıkarılır ve yarı çıplak duruma gelirler. Bu durumda kadınlarla erkeklerin yoğun bakımda aynı odalarda tutulması günahtır.”
Peki ne yapmalıdır?
“Kadınlara ayrı, erkeklere ayrı yoğun bakım üniteleri açılmalıdır!”
Herifçioğulları hiç utanmadan ve hiç sıkılmadan bunları söyleyebiliyor...

* * *

Türkiye’de din ticaretini ve din sömürüsünü bunlardan daha iyi beceren bir iktidar asla olmadı. Bazı okul kitaplarına bakın, yüzünüz kızaracaktır.
Bir zamanlar Necmettin Erbakan Hocaefendi vardı...
Şimdi görüyoruz ki, bunları yetiştiren Erbakan bugünkü kadroyla kıyaslandığında çoluk çocukmuş, amatör küme oyuncusuymuş.

* * *

Bu iktidar eline geçen devlet olanaklarını kendisi açısından çok iyi kullandı...
Ve yeni bir toplum yarattı:
Müslümanlığı kendi çıkarları doğrultusunda kullanan, kendi nasırına basılmadığı ve parasal çıkarlarına dokunulmadığı sürece ses vermeyen, ama ağzından “Allah ve din” kavramlarını düşürmeyen bir kesim...
Çoğu fakir fukara, ezik, borçlu insanlar.
Kısıtlı koşullar altında yaşamış ve yaşatılmışlar...
Örneğin hayatlarının gençlik dönemlerinde flörtleri, kız arkadaşları olmamış. El ele tutuşmamışlar.
Cinsel dürtüleri o yüzden güçlü.
Kinlerini sağa sola küfrederek boşaltmaya çalışıyorlar. Küfür onlar için bir tatmin yolu.
İçlerinde dinimizin kurallarına saygı yok, yüreklerinde Allah korkusu derseniz o hiç yok.
Bunu nereden bildiğimi sorarsanız, işte o yüzden sevmedikleri insanlara, örneğin yazılarını beğenmedikleri köşe yazarlarına en yakası açılmadık küfürlerle saldırıyorlar.
Ölmüş analara babalara bile ana avrat sövüyorlar...

* * *

Onlara göre bizim geçmişimiz şöyle:
Ermeni dölü, Rum tohumu, Yahudi piçi!
Şımardıkları için ekranlara çıkıp konuşuyor, açıkça tehdit edip suç işliyorlar:
“Sivil öldürecek olursak Cihangir’den başlarız. Nişantaşı, Etiler, Meclis, (en başta CHP milletvekilleri) bir sürü hain var.”

* * *

Din ticareti ve din sömürüsü şimdi bunların elindeki en güçlü silah.
İktidar yetkilileri ise bunlar kantarın topunu iyice kaçırınca ortaya çıkıyorlar:
“Çok ayıp etmiş, suç işlemiş. Hakkında gerekli işlem yapılacaktır!”
Oysa bu işin tohumlarını siz attınız, bu gibileri siz yetiştirdiniz kardeşim!
Asansöre erkekle binmeyin günahtır... Kadın hastayı kadın, erkek hastayı erkek doktor tedavi etsin... Yoğun bakımda kadın hastayla erkek hasta aynı odada kalmasın!..
İnsanlar orada can derdinde iken bunların sapık düşüncelerine bakınız!..
Ve piyasaya her gün yeni yalanlar, inanılmaz utanmazlıklar sürülüyor:
Atatürk döneminde camileri ahır, bazılarını kerhane yapmışlar!
Hani o kafası fesli Kadir Mısıroğlu var ya!.. Hani birkaç gün önce Cumhurbaşkanı ile Meclis Başkanı onu hiç sıkılmadan hastanede ziyaret etmişti ya!..
Geçmişte ne demişti o fesli herif!
“Kurtuluş Savaşı’nı keşke Yunan kazansaydı da, başımıza bunlar (Atatürk yönetimi) gelmeseydi!.. Onun heykellerini bir gün köpek leşi gibi sürükleyecekler...”
Başlarına, nefret ettikleri Atatürk kadar taş düşsün.