TSK, Afrin’e girmekle, teröristlerin halk üzerindeki baskısını sonlandırdı. ABD’de, izlediği politikayla teröristlerin etkisiz hale getirilmesini önledi, Münbiç ve Fırat’ın doğusuna kaydırdı. ABD, bu yolla “terörist tasarrufu” yapmış oldu. Onlar lazım. Çünkü, ABD burada 4’ü havaalanı kapsamında 20 üs bölgesini boşuna kurmadı.
ŞEHİTLER DE VERİLECEKTİ
Teröristlerin kenti boşaltmaya başladığını askeri yetkililer de biliyordu. Ayrılmalarında sakınca görülmedi.
Çünkü, çatışma yaşansa, çok sayıda terörist öldürülecekti ama ister istemez askerimizden de şehitler olacaktı. Nitekim, teröristlerin çıkışlarına TSK, bu nedenle engel olmadı. Hele hele onların sivillerin arasına karışıp gitmesi de herkesin işine gelmiş oldu.
Kolay değil, meskun mahal çatışması. Unutmayalım, Sur, Cizre, Nusaybin gibi ilçeleri ele geçirmeye çalışan teröristlerle mücadele edilirken, 2016 yılında tam 723 şehidimiz olmuştu. Evet, şehitlerimiz oldu ama ilçelerimiz teröristlerden temizlendi. İlçelerimizde hava gücü kullanılmamıştı. Kuşkusuz Afrin’de de, sivillerin zarar görmemesi için hava gücü kullanılmayacaktı.
BİR GECE ANSIZIN, SİNCAR’A
PKK’lı teröristler Kandil Dağı’nı üs olarak kullanıyordu. En yakın ilçemiz Çukurca’ya 145 kilometre uzaklıkta bulunuyorlardı. Burası bir dağ değil, dağ silsilesi. Teröristler son dönemlerde, Kandil’i önemli ölçüde boşalttı, Sincar bölgesinde kamplar oluşturdu. Kuşkusuz, bunu da yine ABD desteğiyle gerçekleştirdiler. Orası, teröristlerin son dayanak noktası ve kalesidir.
Nasıl PKK’nın adı Suriye’de YPG, İran’da PJAK’sa, bu örgütün öncülüğünde 2014 yılında Sincar’da kurulan örgüt de, YBŞ adını taşıyor. Örgütün bulunduğu Sincar Dağı, stratejik bir konumda bulunuyor. Sincar İlçesi’nde ve çevre köylerde, hem peşmerge hem de YPG, kontrol noktalarını elinde tutuyor. Bölgenin batısı tamamen PKK kontrolünde.
Irak sınırları içerisinde olan Sincar Dağı, Suriye sınırına açılıyor. Sincar ayrıca Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde bulunan Habur Sınır Kapısı’na 109 kilometre, Mardin’in Nusaybin İlçesi’ne de 95 kilometre uzaklıkta. Yani, Kandil’den daha yakın. Bu durum, Türkiye’nin iç güvenliğine yönelik bir tehdit oluşturuyor. Sincar’daki kamplarda 2 bin kadar militan bulunuyor. Bunların bir kısmı “Zeytin Dalı Harekatı” sırasında Suriye’ye geçti. Sincar’ı, Suriye bağlantısı için elinde tutuyor.
TIR’LAR O KAPIDAN GİRDİ
Uluslararası Türkçe Konuşan Gazeteciler Derneği Başkanı Güngör Yavuzaslan, sohbetimizde YPG’ye gönderilen silah, mühimmat dolu 5 bin TIR’ın, Sincar’a yakın olan Semelka kapısından geçirildiğini belirtti. PKK, Sincar’da özerklik istiyor. PKK’yı Sincar’dan çıkaracağını söyleyen Bağdat yönetimi bugüne kadar önemli bir adım atamadı. IŞİD’in, 2014’teki saldırısının ardından bölge nüfusu yaklaşık 350 binden 100 binin altına düştü. Sincar nüfusunun yüzde 82’si Yezidi, yüzde 13’ü Müslüman-Kürt, yüzde 5’i ise Araplardan oluşuyor.
Sincar bölgesi yaklaşık 3 bin 500 kilometrekarelik alanı kapsıyor. PKK, 20 bin Yezidi’nin sığındığı Sincar dağlarında, IŞİD ilerlemesini fırsat bilerek yüzlerce genç Yezidi kadın ve erkeği alıp onlara silahlı ve ideolojik eğitim verdi, yanlarına çekmeyi başardı.
O GEREKÇEYLE YERLEŞTİLER
IŞİD saldırıları sırasında, bölgedeki istikrarsızlığı fırsat bilen PKK, 2014 yılından itibaren Sincar (Şengal) bölgesine yerleşmeye başlarken, Barzani’ye bağlı Peşmerge güçleri, örgütün bölgede faaliyetlerine müdahale etmedi. Örgüt, Sincar’da “Kanton yönetimi” şeklinde yapılandı. Kamplarda Yezidi gençlerin yanı sıra Musul ve çevresinde IŞİD’le bağlantısı olanlar da toplanmaya başladı.
Sincar’da 4 bin 500 kişilik “Ezidhan Savunma Birlikleri” oluşturuldu. Bölgede KDP Peşmergeleri de bulunuyordu. Irak Ulusal Ordusu ile Haşdi Şaibi, 2017 yılının Ekim ayında bölgeye geldi. Ama Sincar merkezde halen PKK kontrolü devam ediyor.
“Sincar, Sincar” dedikleri tam bir terörist yuvası. “Bir gece ansızın” gidilir mi, onu da bekleyip görelim.
