Dönüşüm iyiye olduğu sürece yararlı bir gelişme aşamasıdır. Günümüzde özellikle siyasal alanda yaşanan olumsuzluklar dönüşümdeki bozukluğu ortaya koymaktadır. Ankara’mızın doğal yapısını yakından ilgilendiren bir uzman yazısını okurlarımızın bilgisine sunarak başkentimizle daha yakın ilgilenmeye çağırmayı görev sayıyoruz.

CUMHURİYET DÖNEMİ ANKARA KENTİ PARK VE BAHÇELERİN DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİ


“Ankara kentinin 1927 yılında İmar Planı’nın yapılması için sınırlı bir uluslararası yarışma düzenlenmiş ve yarışmayı kazanan Jansen plânında;

İncesu Vadisi’nin rekreasyon alanı, Bent Deresi’nin yüzme havuzları tesisi, kent çevresindeki tepelerin bakı terasları olarak değerlendirilmesi ve vâdilerin doğal ya da kültürel değeri yüksek alanların büyük yeşil alan ve parklar olarak plânlanarak birbirleriyle yeşil koridorlarla bağlanması, bugünkü yeşil alanlarının pek çoğu, Hipodrom, 19 Mayıs Spor Sitesi, Golf Sahası (Bugünkü Altın Park), Gençlik Parkı, Güven Park, Ankara Kalesi Parkı, Çubuk I Rekreasyon Alanı vb. öngörülen kullanımlardır.

Plân süreci ile oluşan Güven Park’tan güneye doğru TBMM Park ve Bahçeleri, Millî Egemenlik Parkı, Atatürk Bulvarı üzerindeki yabancı elçilik bahçeleri, Kuğulu Park, Polonya Sefareti Bahçesi, Seymenler ve Botanik Parkı, İngiliz Büyükelçiliği Bahçesi ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün oluşturduğu koridor, kent içi yeşil alanların önemli bir bölümüdür.

1924 yılında Bahçeköy’de Yüksek Orman Mektebi’nde kurulan fidanlık, 10 yıl boyunca, yılda 50 bin fidanı park ve bahçelerde kullanılmak üzere Ankara’ya göndermiştir.

Park ve bahçelerin, geçmişin doğal ve kültürel varlıklarını günümüze ve yarınlara ileten belgesel miraslar olarak korunması, değerlendirilmesi; yeni örneklerle bu mirasın daha da zenginleştirilmesi gerekiyor. Ancak günümüzde, gerek yapısal gerekse bitkisel tasarımın olumsuz yönde değişkenlik gösterdiği park ve bahçelerin önemli ölçüde kimliklerini yitirdiğini izlemekteyiz. Ankara’nın simgelerinden Kızılay Meydanı’nın tamamlayıcısı tarihî Güven Park ve yıkılan Kızılay binası önündeki meydan, daralmış, park özelliğini yitiren Güven Park ile meydanda çevresiyle uyumsuz düşen anıt kalmıştır.

Jansen planı ile eski ve yeni kenti birbirine bağlayan en güçlü aks olan Atatürk Bulvarı’nın ağaçlandırılması; refüj ve kaldırımlarda 4, yer yer 6 sıra dikilen ağaçlarla son derece başarılı olmuştur.

Atatürk’ün talimatı doğrultusunda kurulmuş olan Kurtuluş Fidanlığı (Kurtuluş Parkı) 1960’larda Hacettepe Tıp Fakültesi, Hacettepe Üniversitesi ve Hacettepe Çocuk Hastanesi’nin kuruluşuyla kaldırılmış, Ankara Palas’ın hemen üstünde Cumhuriyet yönetiminin ilk parkı olan “Millet Bahçesi” l00. Yıl Çarşısı’na dönüştürülmüştür.

Gençlik Parkı, 19 Mayıs 1943’de başbakan, Meclis başkanı, bakanlar ve milletvekillerinin bulunduğu bir törenle açıldı.

Opera’dan yeni yapılmakta olan gara doğru geniş bir açıklık bırakmak amacıyla geometrik stilde tasarlandı. Daha sonraki yıllarda lunapark, restoran, çay bahçesi ve lokantalar, metro alanı vb. gibi tesisler eklendi. Günümüzde; yeni yapıların eklenmesi, havuz üzerinden geçişi sağlayan özgün köprünün yıkılıp yenisinin yapılması, havuz başında bulunan 2 kadın yontusunun kaldırılması ve sert zemin yüzeylerinin artırılması ile park, özgün kimliğini önemli ölçüde yitirmiştir.

Atatürk, 1925 senesi ilkbaharında tanınmış tarımcılara çağrıda bulunarak Ankara dolaylarında modern bir çiftlik kurulması için uygun arazi alınması emrini verdi. 5 Mayıs 1925 günü kurulan çadırlarla çiftlik çalışmalarına başlandı. AOÇ’nin kuruluş amaçları arasında “hububat cinslerinin ıslahı için İç Anadolu Bölgesi’ne uygun yeni türlerin araştırılması, halka tanıtılması ve dağıtılması; hayvancılığın geliştirilmesi, yeni hayvan ırklarının araştırılması; elde edilen tarım ürünlerinin işlenmesi; tarım öğretimini uygulamalı olarak halka aktarmak için pratik kurslar ve stajlar düzenlenmesi; Ankara halkına temiz ve ucuz gıda maddeleri sunularak kooperatifleşmenin sağlanması; makineli tarıma geçiş ve büyük alanlarda tarım için ziraat, alet ve makineleri üreten bir atölye kurulması” bulunmaktaydı.

Büyük Kurtarıcı, 11 Haziran 1937 günlü dilekçesiyle, çiftliklerini Hazine’ye, taşınmaz mallarının bir bölümünü de Ankara Belediyesi’ne bağışlamıştı. Ancak; özel yasa çıkarılarak yapılan devir ve satış işlemleri sonucunda, kâr ortaklıkları oluşturarak ya da yap-işlet-devret yöntemiyle, kiralayarak, 1939 ve 1983 yılları arasındaki 44 yıllık süre içinde 22 bin dekar arazi AOÇ’den alındı. 1992 yılında 2436 no.lu yasayla ‘sit’ statüsü verilmiş olan AOÇ. 1998 yılında 5742 no.lu yasayla 1. Derecede Doğal Sit Alanı iken; 2011 yılında, AOÇ 3. Derecede Doğal Sit Alanı’na dönüştürülerek yapılaşmaya açıldı. 2012 yılının nisan ayında, Atatürk Orman Çiftliği sınırları içindeki Gazi Yerleşkesi arazisi, ‘Başbakanlık Hizmet Binası’ yapılmak üzere, Bakanlar Kurulu’nca, Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı olarak ilân edildi. Bu tarihten itibaren yapılan devir ve temlik işlemleri sonucunda, AOÇ arazisinin büyüklüğü 102.000 dekardan 33.891 dekara düşmüştür.

Ankara kent ölçeğinde diğer kentlere de örnek olabilecek kapsamlı bir envanter çalışması yapılması zorunludur. Bakım, koruma çalışmalarını denetleyebilmek, uygun bitki türünün seçimi, dikimi ile kent bütününde plânlama ve uygulama çalışmalarını yönlendirebilmek amacıyla ilgili meslek odaları, meslek grupları ve derneklerin işbirliği ile ağaç koruma yasası çalışmaları başlatılmalıdır.

Kentsel dönüşüm projelerinde yeni ağaçlandırma alanları, bitki ağırlıklı parklar, koleksiyon bahçeleri, botanik bahçesi vb. alanlar kazanmak amacıyla kamuoyu oluşturularak olanaklar araştırılmalıdır.

Prof. Dr. Mükerrem Arslan
AÜ Ziraat Fakültesi
Peyzaj Mimarlığı Bölümü Başkanı”

plusbanner2x