Meclis, tatile girmeden önce ‘Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’u Genel Kurul’da kabul etti.7186 kanun, Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak 19 Temmuz 2019 tarihli mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Kamuoyunda, bu kanun ile getirilen Merkez Bankası yedek akçesi ve varlık barışı düzenlemeleri sıkça tartışıldı. Bu kanun içinde yer alan ve yasalaşarak yürürlüğe giren, yurtdışından düşük ÖTV ödenerek yurda sokulan araçları satın alanlara yapılan kıyak, dikkatlerden uzak tutuldu. Kanunun genel gerekçesinde bu tür bir düzenlemeye neden ihtiyaç duyulduğuna ilişkin bir açıklama yer almamaktadır. Hem gümrük hem de kaçakçılıkla mücadele kanununda bu af düzenlemesi için yapılan değişikliklerin madde gerekçelerinde özetle; el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilen ve aynı maddeye ilişkin olarak mevcut bir soruşturma kapsamında bulunan taşıtların sahiplerine iadesi 31.12.2019 tarihine kadar ilgili gümrük idaresine başvurulması ve taşıtın ilk iktisabında ödenmesi gereken Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) yüzde 25’ine tekabül eden tutarın, yine düşük ÖTV ödeyerek araç satın aldığı halde, henüz haklarında soruşturma açılmamış olanların, belirlenen sürede kendiliklerinden başvuru yapmaları halinde; ödenmesi gereken ÖTV tutarının yüzde 15’ini bir ay içinde ilgili tahsil dairesine ödemeleri kaydıyla, iyiniyetli üçüncü kişilerin mağduriyetinin giderilmesi amaçlanmaktadır denilmektedir.

Sözün özü, devletten korktuğu için tam ÖTV ödeyerek ithal araç satın alan, vergisini tam ödeyen vatandaş iç huzuru ile yaşarken, 2 milyon liralık araca 1 milyon lira ödeyerek araç alanlar, durumlarına göre ÖTV’nin yüzde 25 ya da yüzde 15’ini ödeyerek ve iktidar tarafından iyiniyetli mağdur ilan edilerek paçayı kurtarıyor.

YASALARA UYMAMAYI TEŞVİK ETMEK!

Ülkemizde otomotiv üzerindeki ÖTV ve KDV yükü dikkate alındığında; motor silindir hacmine göre yüzde 160 oranında ÖTV hesaplandığını, 2 milyon liraya satılan araç bedelinin içinde ÖTV ve KDV’nin 1 milyon 300 bin liralara ulaştığı gerçeğini kabul etmemiz gerekmektedir. Aşırı vergileme neticesinde, özellikle lüks ithal otomobillerin ihtisas gümrüklerine ve hapis cezalarına rağmen, bu kadar kolay Türkiye sokulabilmesi rantın ve organize yapının üzerinde ayrıntılı bir şekilde durulması zorunluluğunu göstermektedir. Hal böyle iken, ülkeyi yönetenler yasalara uymayan ve suç işleyen otomobil ithalatçılarını ve bunlardan mal alanları, iyiniyetli mağdur kabul ederek ödüllendirmektedir.

2017’DE YAPILDI

2017 yılında benzer bir af düzenlemesi çıkartılarak 53.000 aracın düşük ÖTV İle ülkeye girişi yasalara uygun hale getirilmişti. Bu düzenlemenin üzerinden iki yıl bile geçmeden aynı konuda yeni bir af kanunu çıkartıldı. Şimdi sıkı durun! İki yıllık sürede bu kanundan faydalanabilecek 41.312 araç ülkemize eksik ÖTV ve KDV ödenerek sahte belgelerle sokulmuş ve herkes uyumuş! 2017’de çıkartılan yasadan faydalanan 53.000 araç yaklaşık 13 yıllık dönemde ortaya çıkan rakamı ifade ederken, son iki yılda 41.312 aracın bu kapsama girmiş olması, burada birilerinin birilerini teşvik ettiği, onlarla birlikte organize hareket ve menfaat birliği içinde hareket ettiği sonucuna bizi götürmektedir.

Getirilen düzenleme bir af düzenlemesidir. Dolayısıyla Meclis Genel Kurulu’nda, Anayasa’nın 87. maddesindeki nitelikli çoğunluk olan beşte üç yani 360 milletvekilinin oyu ile kabul edilmesi gerekmektedir. Oysa ki bu yasa, 270 milletvekilinin oyu ile Meclis’te kabul edilmiştir. Konunun Anayasa Mahkemesi’ne taşınması durumunda, kanunun af düzenlemelerinin iptal edilmesini kuvvetle muhtemel görüyorum.

Vatandaşın gözünün içine baka baka, belli bir topluluğun suçunu ortadan kaldırmak ve maddi olarak onları ödüllendirmek için, kanun çıkartılabilme rahatlığının takdirini sizlere bırakıyorum.

“Adaletin olmadığı yerde ahlaktan bahsedilemez.”  Montaigne