AKP’li Nurettin Canikli, kısa bir süre önce “Ülke ekonomisinin çok iyi olduğunu, AKP dönemi boyunca her konuda büyük gelişmeler sağlandığını” iddia etmişti.

Dünkü gazetelerde gördüğüm iki fotoğraf Nurettin Bey’i yalanladı.

İlk fotoğrafta, çaresizlik içindeki insanlar “Yeni yıl belki şans getirir” diye umutlarını piyango biletine bağlamışlardı. Eminönü’nde, şans getirdiğine inanılan bir piyango gişesinin önünde yüzlerce metrelik uzun bir kuyruk oluşmuştu.

İkinci fotoğraf ise işsizler kuyruğu idi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi 420 kişilik personel alımı yapılacağını duyurunca tam 15 bin işsiz başvurdu. İstenilenden 35 kat fazla!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan işsizlik rakamları korkutucu!

Geçen yıla göre 817 bin daha artan işsiz sayımız 4 milyon 566 bin kişiye yükselmiş. Resmi rakam bu... İş bulmaktan umudunu kesip iş aramayanlar işsiz sayılmıyor!

Ekonomimiz çok iyi gidiyor ha, öyle mi? Aman ne güzel!



Memlekette harika saraylarımız var...

Ankara’da kışlık saray...

Marmaris’te yazlık saray...

İstanbul’da Boğaziçi sarayları...

Van gölü kıyısında başka bir saray...

Uçan saray, yüzen saray, vs.

Bir “Simit Sarayı” eksikti. O da oldu.

Şimdi devletin “Simit Sarayı” da var!

Nur topu gibi bir saray!

★★★

Bir kamu bankası olan Ziraat Bankası, malî durumu bozulan Simit Sarayı’nın yüzde 51 hissesini satın almak için Rekabet Kurulu’na başvurdu.

Kurulun bu başvuruyu kabul etmemesi mümkün değil.

Ziraat Bankası’nın asli görevi ne? Ziraatla uğraşan çiftçileri desteklemek, onlara kredi vermek, tarım ürünlerinin arttırılmasını sağlamak ve tarım sektörünün çeşitli problemlerini halletmek...

Koca bankanın, köylüyü, çiftçiyi bir yana bırakıp Simit Sarayı’nın sahibi Abdullah Kavukçu’yu kurtarmaya soyunması tuhaf değil mi?

Peki, banka simit ticareti ile mi uğraşacak?

Bir banka, bankacılık yapar. Simitle ne işi var? Simit ticaretinden ne kazanır ki?

Mesele başka tabii...

Maksat, piyasalara 500 milyon dolar borcu olduğu iddia edilen Simit Sarayı’nın sahibi Abdullah Bey’i kurtarmak...

Anlaşılan onu koruyan kudretli kişiler var!

Emir büyük yerden gelince banka ne yapsın?

Daha önce de kamu bankaları gereksiz işler yapmadı mı, lüzumsuz krediler vermedi mi?

★★★

500 milyon dolar gibi büyük bir meblağı üstlenen devletin bankası Ziraat’teki paralar kimin?

Bu milletin...

Sizin, bizim, hepimizin...

Demek ki Abdullah Bey’in borçlarını millet ödeyecek!

Allah’tan reva mı?

Yazık değil mi bu millete?

Davutoğlu ve AKP oyları!


Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu “Gelecek Partisi” ne yapar?

Yeni parti vatandaştan oy alabilir mi? Küskün AKP’liler Davutoğlu’nun partisine yönelir mi?

AKP iktidarı bu partiden rahatsızlık duymakta haklı mı?

Yalnız siyasi kulislerde değil, sokakta, evde, kahvehanede herkes bir tahmin yürütüyor.

Ben şimdilik bir tahmin yapmak istemiyorum. Tüm sorulara meslektaşımız Burhan Ayeri’den bir alıntı yaparak cevap vereceğim. Neden Burhan Ayeri?

Dikkatle takip ettim. Ayeri’nin, bundan önceki tüm seçimlerde, siyasi partiler hakkında yaptığı tahminler büyük oranda isabetli çıkmıştı. Bu nedenle onun görüşlerini nakletmek istedim. Bakınız ne diyor?

★★★

“Ahmet Davutoğlu’nun partisi, tespitlerime göre umulan oy oranını yükseltiyor.

Yavaş yavaş bile olsa, sandık gününe kadar epey artacak. Hatta BBP ve Vatan’ın toplamından çok daha fazlasını elde edecek.

Durum, bir takım yağdanlıkların bip atması gibi değil. Gelecek Partisi’nin, götüreceği oyların tamamını AK Parti’den toplaması kesin.”

TEBESSÜM

“Eşek nerede?”


Osmanlı döneminde Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, gemiyle Kıbrıs’a
gidecek olan Şair Nihat Bey’den, dönüşte beyaz renkli cins bir eşek getirmesini istemiş.

O tarihte, sevimli ve güçlü bir cins olan Kıbrıs eşekleri Mısır’da çok tutuluyormuş. Fakat... Seyahat uzun sürüp, araya çeşitli meşgaleler de girince Nihat Bey eşek almayı unutmuş.

Mısır’a döndüğünde paşa:

“Nihat bey bizim eşek nerede?” diye sormuş.

Şair Nihat Bey şaşkınlıkla “Vallahi paşam unutmuşum. Sizi görünce eşek aklıma geldi” deyince paşa kızmış ama bozuntuya vermeden:

“Üzülme canım” demiş “Sen geldin ya yeter! Ona lüzum kalmadı!”

GÜNÜN SÖZÜ


İnsanlar dünyaya çalışmak için geldiklerini bilip hep çalışmalıdır!