Dinler ve felsefi öğretiler onu en temel değer kabul eder. Kişinin olaylar karşısında takınacağı tutuma doğrudan katkı sağlayan bu haslet, bireysel ve toplumsal her türlü mücadelede (sağlık, hastalık, kayıplar ve ölüm merhalelerinde) bir karakter gücü olarak karşımıza çıkar. Elde ettiğimiz olanaklar ya da kaçırdığımız fırsatlar onunla bir türlü ilişiktir; aile içi ilişkileri etkiler, dostlukları sınar, sevgi ve muhabbeti ölçer, değerlerin hayatımıza nüfuz etmesini kolaylaştırır. Gereksiz paniği sevmez, etraflıca düşünme imkânı verir, yanlış yapmaktan korur. Kısaca o, iyi oluşun anahtarıdır. Derler ya “sabırla koruk helva, dut yaprağı atlas olur.”  Evet, sabırdan bahsediyorum;  ne yazık ki bu güzel değerin değerini yaş aldıkça daha iyi anlıyoruz.

SABIR ZORU KOLAYLAŞTIRIR

Sabır, umutsuzca beklemek değildir, bireyin düşünce dünyası ve manevi gelişimi için gerekli sürecin adıdır. A. Schimmel “sabırdır meyveyi tatlandıran, tohumu uzun kış mevsimi boyunca canlı tutan ve buğday durumuna getiren” der. İyi-güzel-doğru her hareketin, her eserin isteklendirme kaynağıdır sabır. Dindarlığın göstergesidir; sadece o inzal olsaydı, insanlık için yeterdi denilen Asr suresinin dört ana kavramından biridir. Yüze yakın ayette geçer. Namazı özenle kıl, kötü olana karşı koy, başına gelene sabret. İşte bunlar kararlılık gerektiren işlerdir. (Lokman/17)

Cuma akşamı sokağa çıkma yasağı ilanı sonrası, televizyonlara ve sosyal medyaya düşen görüntüler; market ve fırınlardaki kuyruk, caddelerdeki trafik sıkışıklığı, tekme tokat birbirine giren delikanlılar vs.;  telaşın ve kaygının sağduyuyu nasıl yok ettiğini ortaya çıkardı. Belki de hafta sonu tahmin edilen bulaşma oranına iki saatte ulaşılmış oldu. Bilim Kurulu üyelerinden gelen açıklamalar da bu yönde, ‘bir bedeli olacak’ deyip, ‘korkunç olasılıktan’ bahsedildi.

ÖNGÖRÜSÜZLÜK CEHALETLE BİRLEŞİRSE

Toplumsal krizleri yönetmek tecrübe gerektirir. “Devlet adamı” kavramı çok şey ifade eder, her yapılan yanlış ya da olabileceklerin öngörüsüzlüğü devleti ve milleti sıkıntıya sokar, bu meselenin bir yüzü. Toplumsal reflekslerde aceleciliğin ve cehaletin nereye götüreceği ise cuma akşamı görüldü.

İlkokuldan itibaren, bilimin, felsefenin, sanatın ve birlikte yaşamanın anahtarı olan sabrın önemini çocuklarımıza anlatmamız gerekiyor. Sırada beklemenin, başkalarının haklarına tecavüz etmemenin, duygudaşlığın, kanaatkârlığın vb. pek çok ahlaki ilkenin kapısını aralayacak olan sabırdır; dindarlık da budur. Emek sarf etmeden köşe dönenlerin, belli makamlara belli makamların işaretiyle gelmiş evlatların, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların, düşünmeyi zül kabul edenlerin, Tanrının da bir sıfatı olan sabrı anlamaları zor. Ne diyor geç dönem Stoacılardan imparator Marcus Aurelius:

“Yıldızların yer değiştirişini görmek mi istiyorsun, onlarla birlikte dönmen gerek.”