Taksici kardeş, taksici kardeşin taksisine binen vatandaş, binmeyip “plaka ağalığı- plaka tekeli- önerilen yeni model- Taksiciler Odası Başkanı’nın ‘siyasetin kaderini değiştiririz’ tehdidini” şaşırarak izleyen tüm vatandaş, uzun farlarımızı yakalım.

İyice bir bakalım!

Bu klasik oyun.

Çelme takma.

Kokmuş siyaset.

Çalıştırmama.

Önünü kesme.

Hakkını çalma.

Tipik adi numara.

Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) “sarı taksi plakalarının sayısını artırmaya yetkili ve Belediye Genel Sekreteri’nin başkanlık yaptığı” bir kurumdu. 21 üyesi vardı. 11 üyesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin memurlarından, 10 üyesi de çeşitli bakanlıkların temsilcisi üyelerden oluşuyordu. Yani sarı taksilerle ilgili bir karar alınacaksa bu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne verilmiş bir haktı.

Doğru olan da buydu.

Önce bu hak çalındı.

UKOME üye sayısı 21’den 27’ye çıkarıldı. İstanbul Belediyesi üyesi sayısı yine 11’de kaldı, fakat Ankara’da iktidarın kontrolündeki bakanlıkların temsilcilerinden oluşan üye sayısı 16’ya çıkarıldı.

Oylama oldu.

Yeni Başkan Ekrem İmamoğlu yönetiminin getirdiği “Taksi plakası tekelini ve ticari plaka ağalığını kaldırma önerisi” kabul edilmedi.

★★★

Taksici kardeş!

Uzun farları yak.

Birlikte bakalım.

Bir malın arzı kısıtlanırsa rant doğar. İstanbul’da nüfus 1977 yılında 9 milyon iken bugün 15-16 milyonu bulmuş, kent içi yol ağı 36 bin kilometreyi geçmiş, taksi ile yolculuk ihtiyacı büyümüş fakat plaka arzı dondurulmuş ve 17 bin olarak kalmıştı. Buradan büyük bir taksi plakası rantı doğmuş, bu ranttan “plaka ağası” denilen küçük bir zümre peydahlanmıştı. Bunlar ellerindeki plakaları taksi sahiplerine aylık yüksek bedellerle kiralıyor, taksi sahipleri de “gündüz-gececi” denilen sarı taksi şoförü emekçileri ile “hasılat paylaşımı benzeri” bir modelle çalışıyorlardı.

Taksici Kardeş!

Şimdi sen say!

Taksi plakasına para.

Taksi sahibine para.

Depo yakıtına para.

Araba bozulursa para.

Trafik cezasına para.

Taksici Kardeş, bu kadar parayı toplayıp sonra kendisine ve ailesine de günlük geçinebilecek birkaç yüz lira kalsın diye aşırı çalışıyor, sollama yapıyor, makas atıyor, gereksiz korna çalıyor, sinir sistemi tahrip olduğu için zaman zaman müşteri ile kötü söz dalaşına giriyor ve trafik canavarına dönüşüyordu.

★★★

Taksici Kardeş!

Uzun farları yak.

Ekrem İmamoğlu yönetimi, hem taksiciyi hem de taksi tutmuş olmanın keyifli yolculuğunu yapmak isteyen vatandaşı mutlu etmek için “İstanbul’da plaka tekelini kurmuş plaka ağalığına son vermek için” bir çözüm önerisi getirdi.

Öneri eksik.

Demediler.

Model yanlış.

Çözüm tutarsız.

Bunu da demediler.

Belediye taksicilik yapmaz. Plaka arzını artırıp belediyeyi taksici yapacağınıza kendisi de bizzat şoförlük yapan taksi sahiplerine bu plakaları açık artırmayla satma şartı getirip mevcut plaka ağalığını yıkabilir ve yeniden plaka tekeli oluşmasın diye iyi hesaplanmış bir denetim düzeni kurulabilirdi.

Hiçbirini demediler.

Ekrem İmamoğlu’nun önünü kestiler. Niçin? Belediye Başkanlığını onların partisinden aldığı için.

Taksici Kardeş!

Yolcu Vatandaş!

Uzunları yakalım.

Oyunu görelim.