Yılın en kısa ayı şubat, Türkiye’de en uzun ay olacaktı. 3 Şubat’ta sekiz, 10 Şubat’ta dört, 20 Şubat’ta iki, 22 Şubat’ta bir, 26 Şubat’ta iki, vatan evladı şehit düşerken, en uzun gece 27 Şubat yaşanmamıştı. Türk Milleti nefesini tuttu. Rakamla 9 denilse de 9 evlat, eş, oğul, baba, kardeş, yeğen, arkadaş, sevgiliydi. Saatler 03.50’yi takvim 28 Şubat’ı gösterirken, 34 şehidin acısı 783 bin 562 metrekarelik Türkiye haritasını siyaha boyamıştı. Tekirdağ’dan Batman’a 26 ilde şehiter, ‘Bu son olsun’ dualarıyla uğurlanıyordu.

24 SAAT DOLMADAN

Asker, sivil, siyasetçi, esnaf, köylü, kentli, öğrenci, öğretmen herkes sayı saymayı unutmak istiyordu. Buz gibi şubat ayıydı, 54 şehit milleti yaktı. Acının evrensel dili, sessizlikti. Boğazlar düğümlenmiş, ağızları bıçak açmıyordu. Savaşın kazananı, gözyaşının rengi yoktu. 27 Şubat Şehitlerinin 7’si, 40’ı hatta 24 saati dolmamıştı. MEB, harekete geçti. Atatürk’ün, ulusal birlikte ordular üstü değerle onurlandırdığı öğretmenler yakın takibe alınacaktı.

GECE MÜDÜRLER KALKTI

Genel Müdür, 81 ilin müdürüne whatsApp’tan,“Zaman, her türlü iç ve dış mihraklara karşı göğsünü siper edip, vatanı kahramanca koruyan Mehmetçiklerimizle birlikte, yek vücut olma zamanı. Kendini, eğitimin neferi gören, eğitimci kimliği olan hiç bir birey, bunun dışında farklı bir söylem içerisinde olamaz, farklı eyleme girişmesi dahi düşünülemez” dedi. Eğitim ordusunun neferi 1.1 milyon öğretmen bu fikre tereddütsüz zaten katılacaktır.

HAFİYELER HER YERDE

Asıl niyet ise “İlinizde kahraman ordumuza, milli ve manevi değerlerimize hakaret eden, küfür eden, devlet memuruna yakışmayacak çirkin ithamlarda bulunan, suç teşkil edebilecek ifadeler kullanan, MEB  mensubu öğretmen veya personelden tespit edilenlerle ilgili derhal gerekli idari işlemlerin başlatılmasını  önemle rica ederiz” diye ikrar edilecekti. Hafiyelik emri verilen il müdürleri de aynı gece okul müdürlerini uyardı. “Suriye’de işimiz ne?”, “Asker niye şehit oluyor?” sorularına cüret edebilen haindi!

EĞİTİM ORDUSUNA NİFAK

Türk Milleti acıyla kenetlenmişti ki, öğretmenler içinden hain çıkacağı gafletine düşüldü. Oysa tek bir cumhuriyet öğretmeni  yok ki, vatan evlatları şehadete yürürken tef çalıp oynasın. Atatürk’ün, “Eğitim ordusuna sahip olmayan bir millet, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, zaferler ancak eğitim ordusuyla kalıcı sonuç verecek” sözünden artık ders çıkarılmalıdır. Ulusal birlik, hafiyelik yerine 96 yıldır olduğu gibi ancak Tevhid-i Tedrisat’la sağlanabilir.

İHBARIMDIR ÖĞRETMENDİ!

“İllaki öğretmenler ihbar edilsin” ısrarında mısınız? Atadığınız ‘muhbir’ olmasam da MEB’i, MEB’e ihbar ediyorum. 27 Şubat Şehidi Teğmen Mustafa Bayrakdar kimdi? Şeyh Edebali Üniversitesi mezunu, atamadığınız bir öğretmendi. Özel okulda çalıştı, maaşını alamadı. Belediyeler, iş vermedi. Çaresizdi, tebeşir tutacağı eline silah aldı. Okul yerine orduya gitti. Coğrafya Öğretmeni Bayraktar, hiç bilmediği bir coğrafyada şehit düştü. “Papağan gibi tekrarlanıyor” diye Andımız’ı mahkeme kararına  rağmen Türk çocuklarına okutmayan MEB, hafiye ordusu kursa da ulusal birlik karşıtı hain eğitimcileri taşra teşkilatında bulamayacaktır.