“Çevre konuları ve tarımla uğraşıp da Monsanto adını duymayan kalmamıştır.

Kalmış olsa bile bundan böyle duyacak demektir.

Çünkü Ege’nin iki bilinçli çiftçisi, hem GDO’lu tohum, hem de kanserojen olduğu kanıtlanmış zirai mücadele ilaçları üreten dünya devi Monsanto’ya karşı, uluslararası hukuk mücadelesi başlattılar.

Üreticiler, Bergama Çevre Platformu aracılığıyla avukat Senih Özay’a ulaştılar.

Çünkü Senih Özay, öteden beri çevre haklarını savunmakla ünlenmiş bir avukat...

★★★

Türkiye’de, belki de dünyada da bir ilki oluşturan süreç, şöyle gelişti:

Küresel dev Monsanto’nun, kanserojen ‘glifosat’ içeren ürünlerini ülkemizde rahatça sattığını belirleyen Avukat Senih Özay, ilk olarak Tarım ve Orman Bakanlığı’na başvurdu. Avrupa ve Amerika’da, hem şirket hem de ‘glifosat’ aleyhine verilen kararları anımsatarak, bakanlığın gıda güvenliği, toplum ve çevre sağlığı için harekete geçmesini istedi.

Dilekçesinde anayasa ve yasalardaki hükümler uyarınca ‘Monsanto’nun üretim çeşitleriyle glifosat’lı tarım ilaçlarının lisans ve ruhsatlarının iptal olunarak piyasadan toplatılmasını ve bu maddenin tarım ilaçları üretiminde kullanımının yasaklanmasını’ talep etti.

★★★

Ancak Bakanlık, başvuruya yasal süre olan 60 gün içinde yanıt vermedi. Bunun üzerine dava açma hakkı doğan Özay, davacı çiftçiler adına Ankara İdare Mahkemesi’ne başvurdu.

Monsanto’nun kanserojen ürünlerinin reçetesiz olarak serbestçe satıldığı vurgulanan dava dilekçesinde, şu görüşler yer aldı:

‘Türkiye’nin de imzaladığı uluslararası Rio Sözleşmesi’nin ihtiyat prensibi, bir faaliyetin çevre açısından olumsuz neticeler doğuracağı konusunda ciddi bir şüphenin var olması halinde, bilimsel bir kanıtın ortaya çıkışı beklenmeden, önleyici tedbirlerin alınmasını öngörmektedir. İhtiyat prensibi göz önünde bulundurulmadan tatbik edilecek işlemler, geri dönüşü mümkün olmayan zararların yaşanmasına, tarım ile uğraşan çiftçi yurttaşlarımızın ve dolayısıyla ilaçlanan zirai gıdalarla beslenen yurttaşların sağlık tehdidi altında yaşamasına sebep olacaktır. Yasa ve yönetmeliklere göre bayiler reçetesiz bitki koruma ürünü satamaz, ancak etken maddesi glifosat olan ruhsatlı birçok bitki koruma ürünü, dozaj belirlemesi yapılmaksızın, reçetesiz olarak ve denetimsiz biçimde uygulanmaktadır...’

★★★

Monsanto ürkütücü bir geçmişe sahip.

Yabani otlar için ürettiği ilaçlarda kullanılan ve Dünya Sağlık Örgütü’nün kanserojen ilan ettiği ‘glifosat’la ilgili olarak çok sayıda dava açılmış durumda.

Bayer’in 66 milyar dolara satın aldığı Monsanto şirketi hakkında bekleyen dava sayısının 8 bini bulduğu öne sürülüyor.

Monsanto aynı zamanda dünyanın en büyük GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) tohum üreticileri arasında bulunuyor...”

★★★

Değerli okurlarım,

Buraya kadar okuduğunuz satırları 1 Aralık 2018 tarihinde bu köşede yayımladığım yazımdan alıntıladım.

Şimdi de sonrasını anlatayım:

Çok sayıda ülkede yasaklanan etken maddesi glifosat olan tarım ilaçlarına Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilen izin ruhsatı, 14 Ekim 2020 tarihinde, Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin verdiği kararla iptal edildi.

Böylece sözü geçen etken maddeyi içeren ilaçlar ülkemizde yasaklı hale geldi...

★★★

Karar üzerine CHP’nin gayretli isimlerinden Ankara Milletvekili
Levent Gök, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin cevaplandırması istemiyle bir soru önergesi verdi.

Gök, önergesinde şu soruları yöneltti:

1- Glifosat maddesine verilen izin ruhsatının mahkeme kararıyla iptalinden sonra Türkiye genelinde piyasadan toplatılarak imha edilen glifosat içerikli tarım ilaçlarının miktarını açıklar mısınız?

2- Halen piyasada bulunan glifosat içerikli tarım ilaçlarının miktarını açıklar mısınız?

3- Ülkemizdeki glifosat kullanım istatistiklerine Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) internet sitesinden ulaşılabileceği, Bakanlığınız tarafından ifade edilmiştir. Ancak TÜİK internet sitesinde glifosat maddesine ilişkin herhangi bir veri bulunmamaktadır. Ülkemizdeki glifosat kullanım verilerinin yer alacağı platformu açıklar mısınız?

★★★

TUİK’in internet sitesinde yer almıyor ama yıllık tüketim miktarının 8 bin ton civarında olduğu tahmin ediliyor.

Yani ülkemizde tarım ürünlerinin ilaçlanmasında 8 bin ton glifosat adlı bu zehir kullanılıyor.

Böylece hem insanlar kanserojen etkiye maruz kalıyor, hem de çevre geriye dönüşü mümkün olmayan ağır boyutta kirleniyor...

★★★

Bilinçli iki Ege çiftçisi ve çevreci avukat Senih Özay’ın mücadelesi sayesinde glifosat yasaklandı. Konu Levent Gök tarafından da Meclis’e taşındı.

Ya diğerleri?

Dünya devlerinin kendi ülkelerinde kullanmayı çoktan bıraktığı ama bizde –bazıları tezgah altından-kapış kapış giden diğer tarım ilacı görünümlü zehirler...

Düşüncesi bile insanın tüylerini ürpertiyor...