Sevgili okuyucularım, yaşadığımız dünyada bütün olağanüstü gayretlerimiz, kuşkusuz öncelikle çocuklarımızındır. Benim ilk göz ağrım olan, şimdilerde 26 yaşını dolduran büyük kızım Talya Kılıçarslan, çok uzun yıllardır Kanada’nın Vancouver şehrinde öğrenimini sürdürdü. Önümüzdeki aylar içerisinde Langara Üniversitesi Medya Film Yönetmenlik ve Politika bölümlerinden mezun olacağından birçok konu üstünde makaleler yazıyor. Son yazdığı koronavirüs ile ilgili yazı yaşadığı şehirde büyük ilgi gördü. Bana yollayınca gururlanarak “İşte bu bana bayram hediyesi oldu” dedim. Bire bir sizlere şimdi bu köşemden aktarıyorum...”Hep robot arkadaşıma çok komplike bir sisteme sahip olduğunu düşündüğüm için mesafeli yaklaştım. Benim robot arkadaşım diye adlandırdığım yanımızdan ayıramadığımız, telefonlarımız ve bilgisayarlarımız. Çin’in Wuhan kentinde başlayıp tüm dünyaya yayılan Covid 19 ile savaştığımız, koronavirüs hayatımıza girdiğinden beri çevremizdeki herkesten izole olmak zorunda kaldığımız zamanlardan geçerken, robot arkadaşlarımız ile hepimiz eskisinden daha çok vakit geçirmeye başladık. Özellikle kendine bu teknolojik aletler ile ayrı bir dünya kurmuş yeni bir nesil yetişiyor. Fakat unutmamalıyız ki bağımlısı olduğumuz her şeyin kölesi haline geliriz. Robotlarla ilişkimizi belli bir denge de tutmamız açısından, 16. Yüzyılın önemli Fransız yazarı Michel De Montaigne’i örnek almamız gerektiğini düşünüyorum. Politika hayatının içindeyken, bu isleri bırakmaya karar vermesi sonucu kendisini şatosuna kapatan ünlü düşünür, zamanını kitaplar okuyup yazarak ve en önemlisi kendisini tanıyarak geçirmiştir. Evlerimizde zaman geçirdiğimiz bu süreçte Montaigne’in şatosunda kendisini izole ettiği zamanlar yazdığı, ‘Montaigne Denemeler’ adli eserini tekrar okumasını herkese tavsiye ederim. Günümüze gelirsek; bir dünya düşünün insanların işlerini, hobilerini, eğitim almasının, sosyal ilişkilerinin tamamen bir cihaza sahip olmaya bağlı olduğunu, aynı zamanda sokağa çıkmanın, arkadaşlar ile görüşmenin bile yasak ilan edilmek zorunda kalındığı, özgürlüklerin hatıralarda kaldığı ülkeler… Ben yeni bir dünya hayal ediyorum! Yeni Türkü grubunun “Maskeli Balo” şarkısını dinleyerek, sanki bir balonun içerisindeyiz. Bu baloya maskesini takmadan ve robot kavalyesini almadan gelen herkes, geri çevrilecek. Öyle bir dünya ki vals dansı yapar gibi maskeli balonun içerisinde robotlar bizi döndürüyor. Koronavirüse yakalanma korkusu hayatımıza girdikten sonraki gelen yeni kurallara ve yeni düzene biran önce adapte olmak ve hayata bir balo gözü ile bakmak bizim elimizde. Dünyanın şatosuna çekilen yeni Montaigne’ler yetiştirmesi dileğiyle, sevgiler...” Ben bu yazıya bayram hediyesi derim. Sevgi ile kalın...