Tüm dünyada 2020 pandemi yılı olarak geçti. Alışkanlıklarımız değişti, yeni bir normale adapte olmak zorunda kaldık. 2021'in de muhtemelen önemli bir kısmı pandemiyle mücadeleyle geçecek. Pandemi hepimizin yaşamına bir noktada temas etti. Ortak temas noktalarından biri de ekonomi...

Dünya, farklı mücadele örneklerini ele alıyor, ders alınabilecek süreçleri arıyor. Bu noktada The New York Times da gözünü virüsün çıkış noktasına çevirdi. "Güç, Vatanseverlik ve 1.4 Milyar İnsan: Çin Nasıl Virüsü Yendi ve Yeniden Şahlandı" başlığıyla yayınlanan makale, Çin'in 2020'de nasıl dünyada anlamlı bir büyüme kaydeden tek ülke olduğuna değiniyor. Çin ekonomisi 4. çeyrekte yüzde 6.5 ile beklentilerden hızlı büyüyerek, corona virüsüne rağmen 2020'nin tamamında yüzde 2.3 büyüme kaydetti.

Dünyanın ABD'den sonra ikinci büyük ekonomisi olan Çin, eldeki mevcut verilere göre 2020'de daralma yaşamayan tek büyük ekonomi oldu. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'na göre, geçen yıl Çin, doğrudan yabancı yatırımda beklenmedik bir şekilde ilk kez ABD'yi geride bıraktı. Dünya çapında yatırımlar yüzde 42 düştü, Çin'de ise yüzde 4 büyüdü. Bunun sebeplerinden biri olarak Çin'in virüsü yaz aylarında büyük ölçüde kontrol altına almış olması gösteriliyor. Peki bu nasıl başarıldı?


12 OCAK'TA İLK SERT PLAN!


Tarihler 12 Ocak'ı gösterdiğinde Çin'in ilk sert planı yürürlüğe girdi: 13 Ocak'tan itibaren hızlıca insanları karantinaya almak için prefabrik kentler inşa edilecekti. Otoriter bir rejim ve sayısal olarak çok büyük bir insan kaynağı ve iş gücüne sahip olmadan bunu başarmak zor elbette. Bir inşaat şirketi sahibi olan Wei Ye, bu planda görev alan isimlerden biriydi. Şirketi, devlet tarafından el konulan uygun tarım arazilerine bin 300 yapı inşa etti.

Wei, "Her şey; kontrat, planlar, kullanılacak yapı malzemeleri birkaç saat içinde belirlendi" derken kendisi ve çalışanlarının dar teslim tarihine uyabilmek için canla başla çalıştıklarını aktarıyor. Konu Çin olunca "canla başla" çalışmanın ne anlama geldiğini tahmin etmek de güç değil.

[special_article_template title="" desc="Bir baskı hissettik ancak üzerime düşeni yaptığım için onur duyuyorum." who="İnşaat şirketi sahibi Wei Ye">

Çin, bu süreçte pek çok ülkenin atmayacağı ve belki de istese bile atamayacağı adımlar attı. Xi Jinping bu sürece "Halkın savaşı" diyordu. Komünist Parti'nin tüm gücünü özel sektörü ve tabanı ikna edebilmek için kullandı.

Virüsün çıktığı ilk günlerde dünya korkuyla Çin'den gelen haberleri takip ederken bu sürecin uzun vadede Çin'in başarısına dönüşeceğini kimse tahmin edemezdi. Hatta NY Times'ın makalesinde yer alan ifadelere göre 1989 Tiananmen Meydanı Olayları'ndan beri hükümet böyle bir baskıyla karşı karşıya kalmamıştı. Günün sonunda Çin'in başarısı ise ABD ve diğer büyük ekonomileri baskı altına almış durumda ve Çin'in yükselişi dev ekonomileri, kendi tablolarına baktıklarında endişeye düşürüyor.

Bu ikonik fotoğrafa da sahne olan 1989 Tiananmen Meydanı Olayları; 15 Nisan-4 Haziran 1989 tarihleri arasında yaşandı. Öğrenciler, aydınlar ve işçilerin önderliğinde gerçekleşen gösterilerin odağı Pekin'deki Tiananmen Meydanı'ydı. Protestolar kanlı bir şekilde bastırılırken pek çok sivil yaşamını yitirdi. Ölü sayısı Çin'in resmi kaynakları tarafından 200-300, Çinli öğrenci örgütleri ve Çin Kızılhaçı tarafından ise 2000-3000 olarak açıklandı. Yozlaşma, baskıcı tutum, fazla ileri giden reformlar, enflasyon ve işsizlik olayların çıkış noktasıydı. (Fotoğraf: Reuters)


Virüsle mücadele noktasında Wuhan'daki yetkililer başlangıçta siyasi misillemelerden de çekinerek harekete geçmekte ağır kalsa da Hebei bölgesinde şu an milyonların teste tabi tutulması ve gerektiğinde izole edilmesi için iyi tasarlanmış bir plan uygulanmakta. 1.4 milyar nüfuslu ülke mutasyon alarmına geçen dünyaya kıyasla günlük sadece birkaç düzine vaka açıklıyor. Çalışmalar yeniden sıfır vakaya dönmek için tüm hızıyla devam ediyor.

Şu an dünyada toplam vaka sayısında 89 bin 681 ile 83. sırada yer alan Çin, 4 bin 636 ile Covid-19 kaynaklı ölümlerde ise 50. sırada yer almakta. 17 Mayıs 2020'de 4 bin 634 olan toplam ölüm sayısı, 14 Ocak 2021'de 4 bin 635, 26 Ocak 2021'de ise 4 bin 636 oldu. Şeffaflık ile ilgili soru işaretleri ise sürecin başında olduğu kadar kendisine yer bulmuyor. 1 Aralık 2020'de CNN'in yayınladığı belgelerde Çin'in salgının yönetiminde şeffaf davranmadığı ortaya çıkmış ve iç yazışmalardaki skandallar gündeme gelmişti.

ŞEFFAFLIK KRİZİNE RAĞMEN...


Bu şeffaflık krizinin tam zıt noktasında ise alınan önlemler duruyor. Hükümet, işletmeleri desteklemek ve pandemiye bağlı işten çıkarmaları önlemek için kredileri ve vergi indirimini genişletirken, yıllardır alışık olunan oyun alanı olan altyapı projelerine ise büyük bir kaynak aktarımı yaşandı.

Şehirlerin topyekün karantinaya girmesi, toplu taşıma sistemlerinin dahi tamamen durduğu kapanma dönemleri ve bu yönde alınan bölgesel kararlar, pek çok uzman tarafından görece başarının şifreleri olarak öne çıkarılırken Covid-19 sürecinde oldukça hızlı bir şekilde inşa edilen üç büyük sahra hastanesi ile hafif ve orta derecede vakaların dahi tam izolasyonla kontrol altında tutulması da kilit noktalardan biri olarak gösteriliyor. Dahası, SARS döneminde de uygulanan sert önlemlerin, Covid sürecinde de işin ciddiyeti tüm dünya tarafından anlaşılınca yeniden hatta fazlasıyla devreye girmiş olmasının da altı çiziliyor.

Çin’in Wuhan şehrindeki spor salonları ve sergi alanları da hastaneye çevrildi. Wuhan’da bu şekilde 4 bin kişilik hastane oluşturuldu. (Fotoğraf: Depo Photos / Şubat 2020)

AŞI İÇİN TEŞVİKLER


Makalede yer verilen bir diğer nokta da aşı sürecindeki devlet desteği. Hükümet, hızlı takip ve test sistemleri için onay verirken yeni aşı üretim tesislerinin kurulması için de arazi, kredi ve sübvansiyonlar sundu. Şu an iki Çin menşeli aşı seri üretimde. Bu iki aşı, Batılı rakiplerine karşı daha düşük etkinlik oranları göstermiş olsa da Pekin'in ısrarlı desteğiyle Batı'daki rakiplerine karşı çok daha hızlı teslimat sözü veren bu aşı üreticileriyle Türkiye de dahil olmak üzere 24 ülke anlaşma sağlamış durumda.

TÜRKİYE'NİN DE KULLANDIĞI AŞININ HİKAYESİ:


Şubat 2020'de, virüs ülkenin en büyük aşı üreticilerinden biri olan Wuhan'ı harap ederken, Sinovac Biotech, virüse karşı yeni bir aşı geliştirebilecek durumda değildi. Şirket, ihtiyaç duyulan riskli araştırmayı yürütmek için yüksek güvenlikli bir laboratuvardan yoksundu. Ne aşıyı üretebilecek bir fabrikası ne de bir fabrika yapabilecek fonları vardı. Bu yüzden şirketin genel müdürü Yin Weidong, yardım için hükümete ulaştı.

  • 27 Şubat'ta Çin Politbüro üyesi Cai Qi ve bir bilim insanı olan Pekin Belediye Başkanı Chen Jining ile bir araya geldi. Bu toplantıdan sonra Sinovac ihtiyacı olan her şeye sahipti.

  • Yetkililer, araştırmacılara ülkenin en güvenli laboratuvarlarından birine tahsis etti. 780 bin dolar sağladı ve yardım için hükümetin bilim adamlarını görevlendirdi.

  • Pekin'de yeni bir fabrika inşaatının önünü de açtılar. Şehir arazi bağışladı.

  • Belediyenin büyük hissedarı olduğu Pekin Bankası, 9.2 milyon dolarlık düşük faizli kredi temin etti.

  • Sinovac, yurt dışından ithalatı genellikle 18 ay süren fermantasyon tanklarına ihtiyaç duyduğunda, hükümet başka bir üreticiye bunları yapmak için günde 24 saat çalışmasını emretti.


Pekin'in salgının her noktasında elde ettiği başarı; kaynaklarını ve insanlarını hızlı bir şekilde mobilize eden bir otoriter sisteme da dayandırılıyor ve Çin'in ABD gibi devlere kıyasla avantaj elde ettiği noktanın bu olduğunun altı çiziliyor. Adeta bir rapor niteliğindeki makaleye göre, amansız bir dürtüyle, topyekün bir mücadeleye girebilen bir halkın varlığı sonuç alma noktasında hayati bir önem taşıyor.

Dünyanın neredeyse tamamının kısıtlamalara tabi olduğu dönemde Çin 2021'e çoşkulu kalabalıkların katıldığı kutlamalarla girmişti. Fotoğraflar: Depo Photos

KISITLAMALAR, ZORLAYICI ARAÇLAR...


Fordham Üniversitesi'nde Çin hukuku ve siyaseti profesörü olan Carl Minzner bu durumu "Tek parti devletinin tüm kaynaklarını bir araya getirmeyi başardılar. Bu elbette, hem zorlayıcı araçları -milyonlarca insan için ciddi, zorunlu hareket kısıtlamaları- hem de sadece Çin'e özgü olabilecek etkili bürokratik araçları içeriyor" sözleriyle ifade ediyor.

Zorlayıcı araçlar ifadesini açmak gerekirse; Komünist Parti yetkilileri ifade özgürlüğünü ve aykırı sesleri bastırdı, muhalif görüşleri kontrol altında tuttu ve kimini tasfiye etti ve bireysel özgürlük veya hareket özgürlüğü gibi kavramları neredeyse askıya aldı. Bunlar demokratik toplumlar için kabul edilemez yaklaşımlar ancak bu saydıklarımız içinde sert karantina önlemlerinin virüsle mücadelede fark yarattığı da aşikar. Özellikle Ocak 2020 ve Mart 2020 arasında yaşanan sert sokağa çıkma yasağı ve karantina uygulamaları, Çin'in vaka ve ölüm sayılarında görece başarılı olmasında önemli pay sahibi oldu.

PARTİ HAREKETE GEÇTİ


Komünist Parti de birleşirken 2020'nin son günlerinde gerçekleşen ve Politbüro Daimi Üyeleri'nin politikalar üzerine en azından teori noktasında eleştiri getirdikleri yıllık performans incelemesinde hepbir ağızdan partinin sergilediği liderliğin öneminin altını çizdi. Çin'e karşı artan küresel güvensizlik gibi konular bile gündeme getirilmedi.

Xi Jinping: "Günümüz dünyası, bir asırdır görülmemiş türde büyük bir dönüşüm geçiriyor ancak zaman ve ivme bizim tarafımızda." (Fotoğraf: Depo Photos)


Son dönemde ise yerel yönetimler harekete geçirilirken 5 milyona kadar nüfusa sahip bölgelerin iki günde, 5 milyondan fazla nüfusa sahip bölgelerin ise 3 ila 5 günde ikamet eden herkese test yapabilecekleri tesisler inşa edildi. Aynı zamanda testi pozitif çıkanlarla birlikte temaslıların da karantinaya alınabileceği yapılar oluşturuldu. Hükümet ayrıca gönüllü bulmakta da zorlanmıyor. Ocak 2021'de vakalar yeniden artış gösterdiğinde 4 bin sağlık çalışanı gönüllü olarak Hebei bölgesine gitti.

GÖNÜLLÜ HAREKETİ


Hükümet maddi çıkarlara olduğu kadar vatanseverlik, görev ve fedakarlık duygusuna da güveniyor ve bu duygulara başvuruyor. Sert karantina döneminde sokağa çıkma yasağı getirilen 11 milyon nüfuslu Shijiazhuang'ın dışında bir köyde yaşamını sürdüren parti üyesi Zhou Xiaosen, üyelerin halka yardım için gönüllü olduğunun altını çizdi ve "İlaç veya market ihtiyaçları için dışarı çıkmaları gerekiyorsa, bunu onlar için yapmaya hazırız" şeklinde konuştu.

Karantina döneminde Wuhan'da bulunan gazeteci-yazar Chen Min ise "Pek çok önlem aşırı gözüküyordu ancak görünen o ki aşırı olmak zorundaymış. Eğer bu şekilde davranılmasaydı, sonuç alamazdık" ifadelerini kullandı.

[special_article_template title="" desc="Başlangıçta pandemi Xi tarzı yönetişimin temel patolojilerini açığa çıkarmıştı. Aslında, zaman içinde geriye bakıldığında, Xi Jinping'in tam da umduğu gibi sistemin büyük ölçüde işlediğini görüyoruz." who="Washington'da Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nde araştırmacı olarak görev yapan Jude Blanchette, Xi Jinping'in planının işlediğini vurguluyor.">

ŞOV DEVAM ETMELİ! ÜRETİM NASIL SÜRDÜ?


Pek çok ülkede, halk sağlığını korumak ile ekonomiyi çalışır durumda tutmak arasındaki denge üzerine tartışmalar alevlenmişti. Çin'de ise bu konuda çok az tartışma vardı. Çünkü ikisini birden yaptılar. Yetkililer; 76 gün boyunca neredeyse tamamen kapanan Wuhan'da bile, çelik fabrikaları ve yarı iletken fabrikaları dahil olmak üzere büyük endüstrilerin faaliyetlerine devam etmesine izin verdiler.

Çin'in deneyimi, birçok uzmanın önerdiği ancak çok az ülkenin takip ettiği tavsiyelerin altını çizdi: Pandemiyi ne kadar çabuk kontrol altına alırsanız, ekonomi o kadar çabuk iyileşebilir.

Çin'de üretim tüm hızıyla devam ediyor. (Fotoğraflar: Reuters)


Hükümet anlaşma iptallerinin yaşanmaması için şirketlere yardım etmek adına kredi ve vergi indirimi sundu ve haliyle çok az işçi işten çıkarıldı. Xi Jinping, geçen yıl "Salgının kontrolü ile ekonomik ve sosyal kalkınmada ilerlemeyi koordine ettik. Hayatı ve üretimi eski haline getirme konularına aciliyet verdik" demişti.

Örneğin, Zhejiang Huayuan Automotive Parts Company üretimini yalnızca 17 gün durdurdu. Şirket, Yeni Ay Yılı tatili için dağılmış olan ve bu tatil pandeminin ilk günlerine denk geldiği için kolayca geri dönemeyen işçileri getirmek için otobüsler kiraladı. Hükümet yetkilileri, otobüslerin seyahatleri kısıtlayan kontrol noktalarından geçmesine izin verdi. İşçilerin sadece fabrika ve yatakhaneler arasında gidip gelmesine izin verildi, vücut sıcaklıkları sık sık kontrol edildi.

Tüm bunların ışığında Çin, 2020'i büyümeyle kapatırken 2021'de de ivmesini sürdüreceğe benziyor. Batı'nın devleri pandemi mücadelesini atlatamadığı sürece yıllardır söylenen "Çin geliyor" sözü, "Çin geçti, gidiyor" şeklinde bir değişim gösterebilir.