Yeni teknik direktörle ilk maçına çıkan takımlar, büyük çaba gösterirler, oyun başladığında... Oyuncular kapasitelerini zorlarlar, değişimin olumlu olduğunu kanıtlamak için... Bu, genelde böyledir. Kadıköy’de, Emre Belözoğlu’nun sahaya sürdüğü kadro böyle oynamadı, ilk devre... Hatalı paslar, üretemeyen orta saha, rakip savunma tarafından kolaylıkla durdurulan forvetler... Denizlispor’un girdiği iki net pozisyon, ortaya çok farklı bir tablo çıkarabilirdi. Rakiplerinin kaybettiği haftada, maça hemen ağırlığını koyması gereken Fenerbahçe, ilk devreyi resmen çöpe attı. Kendi evinde oynuyorsun, kaleye isabetli şut oranın sıfır! Ceza sahası içinde çoğalamadığı için gol beklentisi grafiğin çok zayıf... Değişimden sonra, bu resim hiç olmadı. İkinci yarıya başlangıç daha farklı olunca, Denizlispor kendi cezasına gömüldü. Fenerbahçe gol için bütün hücum prensiplerini deniyordu. Suskun golcüsü Samatta topu ağlara gönderince, Fenerbahçe stresten arındı.

Bu maç öylesine önemliydik ki ev sahibi için... Gelecek galibiyet, şampiyonluk yarışına ortak olma anlamına geliyordu. İrfan Can ve Samuel’in oyuna girmeleri, sahada daha enerjik bir takım izlememize sebep oldu. Özellikle Pelkas dün iyi oynamadı. Ama şöyle bir gerçek var. İstanbul’a ligin son sırasında gelen Denizlispor karşısında çok daha etkili ve net galibiyet alması gerekiyordu, Fenerbahçe’nin... Sadece kazanma isteği yetmez. Bunu saha içinde pratiğe çevirmeniz gerekiyor.