Ayçiçeği yağına, domatese, narenciyeye, süte zam yapılınca ohoo dış güçler, teröristler... Vergiye zam bindirilince güçlü devlet, güçlü Türkiye...

Yahu daha iki gün oldu, “Vatandaşımızı marketlere ezdirmeyiz” diyeli... Kendi ezecek besbelli... Son çaredir herkesi etkileyecek vergilere zam yapmak. İşte size tükenmişliğin portresi...

★★★

AKP döneminde “deprem” adıyla toplanan vergiler 70 milyar lirayı geçti. İsmini değiştirdiler ki rahatlıkla harcayabilsinler.

“Deprem vergileri illa depreme gitmez” diyerek Özel İletişim Vergisi koydular adını... Adı özel kendi genel... Hepimizin cebindeki, evindeki iletişimi kapsıyor. Yetmiyor demek ki... Bize özel bir durum yok yani...

★★★

Nereye topladılar bu vergileri? Afiyetle yediler ayıptır söylemesi... Parasızlıktan Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesine bile el koyanlar sizce deprem için para mı bırakırlar?

Parayı geçtim deprem için ayrılan toplanma alanlarına ne oldu? Onlar bile satıldı! Plaza dikildi, AVM kuruldu! Çıkıp; “İstanbul’a ihanet ettik” falan demişti.

★★★

“Günümüz şehirleri insana huzur vermiyor. Beton, beton, beton... Orada ruh yok, orada huzur yok” gibi bir şeyler söylemişti. Ne para kaldı ne de arsa...

Sözde birileri faizlerin yükseltilmesine karşı ama sürekli yükseltiyor vergileri... Bu zihniyetin iktidardaki 20’nci yılı... Neden ekonomi belini doğrultamaz anladınız mı? Böbreklerimizi satsak ödeyemeyiz yaptıkları borçları...

★★★

Bütün bütçeyi bitir. Türkiye’nin geleceğini yap-işlet-devret projeleri ile yandaş şirketlere zimmetle... Sonra da ülke ekonomisinden iyi bir şeyler bekle!

Bırakın iletişimi, aldığımız nefese bile vergi gelse, biz oyuna gelmeyeceğiz. Dış güçlere ülkemizi yedirmeyeceğiz. Hemen yeni bir saray daha yapıp gerekli cevabı vereceğiz.

TRT’ye ek ödenek gerek!


AKP’den önce akıllı telefon mu vardı? O zaman bu vergi daha da artmalı... Yanına da TRT payı eklenmeli... Var mı öyle bedava Abdülhamit izlemek?

Bugünkü ülke yönetimi Abdülhamit dönemiyle hemen hemen aynı... Benzer fikirler, benzer çelişkiler... Bire bir bakış açıları... Zaten bu sebeple filmini yapıyorlar.



Bugün ülkeyi yönetenler en az Abdülhamit kadar iyiler... Sanırsınız ruh ikizleri... Alınan kararların ardından yaşanan başarılar da ortada... Abdülhamit gelse ülkeyi yönetse inanın aradaki farkı anlayamaz kimse...

Demem o ki; dünyanın sayılı yöneticilerinden varlığı ile gurur duyduğumuz bu şahsiyeti bize ve genç nesle aktaran TRT’ye ne kadar ödenek ayırsak az...

Vahdettin için de böyle bir dizi çekilse ya... Alt tarafı bir imparatorluk batırdılar ama oraya çok da takılmamalı...

Gündem fakirlik değil 3 milletvekili!


Televizyonda, “Halkın partisi olmaktan çıkmış CHP’den istifa etmeleri çok gurur duyulacak hareket” falan diyordu biri... Kanalı değiştirdim dinlemedim gerisini... Millet çöpten yemek toplamaya çalışırken tartışılan konu bu!

Ne yalan söyleyeyim tanımıyordum ayrılan 3 vekili... Kim ki? Kuvvetle muhtemel 3 değil 33 milletvekili istifa etse de tanımam hiç birini... Ne işe yapıyorlar ki?

Vergi kararı nerede alınır? Meclis’te diye biliyordum ben... Hop diye bir gecede vergiler artırıldı resmen... Başkanlık sisteminde Meclis’e gerek var mı hakikaten?



Toplasan 50-60 kişi dışında safi masraflar... Aralarında bu memleket için çabalayanlar var. Ancak onlar da sisteme kurban gidiyorlar. Kalabalıkta onların önünü açabilsek ülke bir üst ligde...

Seçim sistemi böyle olduğu sürece bize 200 milletvekili bile fazla... Az olsun, hiç değilse maliyet azalır. Ya da acil olarak sistem değişir, gerçekten milletin vekilleri olurlar.

★★★

Milletvekili seçildin... O dakikadan sonra vekilin ve ailesinin ölünceye kadar tüm sağlık harcamaları Meclis tarafından ödenecek.

Öyle devlet hastanesi de değil... Gidecek, istediği doktora, muayene ve tedavi olacak, ailesi estetik yaptıracak, bunu bile millet ödeyecek.

★★★

Cep telefonu ve internet de milletin sorumluluğunda... Arabasıydı, şoförüydü, sekreteriydi, danışmanıydı... Harcırahlar, ödenekler, yolluklar... Biletler, sosyal tesisler... Üç kuruşa beş köfteler... Hemen ertesinde emeklilik de cabası... Çok yoruluyorlar ama...

Maaş tak diye yatıyor, bankamatikten şak diye çekiyorlar. Yaş, prim, eksik gün söz konusu değil! Zaten faturayı yine halk ödüyor. Üstüne maaşlar yatsın diye bankalar promosyon ödüyor.

★★★

Peki, milletvekili ne yapıyor? Hür bir şekilde oylamalara mı katılıyor? Ayrı ayrı çalışmalara mı imza atıyor? Hayır!

Hepsi grup başkanına bakarak el kaldırıyor veya indiriyor. Genel başkanları ne derse onu savunuyor. Ne ekleme ne çıkarma yapıyor. Kendi fikirleri yok!

Sistem bu olduğu sürece mucize falan bekleme... Fakirlik ve sefalet seni bekliyor aman diyeyim gecikme!