Çıplak gözle görebildik; ne gazeteciler varmış. Sedat Peker ile Süleyman Soylu arasında “arabuluculuk”  yaparlarmış. Peker’e söz verilmiş. Nisan ayında Türkiye’ye dönecekmiş. Gidişinden de ve dönüşünden de İçişleri Bakanı haberliymiş. Kasetteki gazeteci; “Süleyman Soylu ile hukukum var, Peker’i de tanırım” diyor. Süleyman Soylu da “Keşke başıma bir iş gelseydi de bu günleri görmeseydim” cümlesini kurmak zorunda kalabiliyor. Peker’in AKP’ye destek mitinglerini Süleyman Soylu’nun bakanlığı döneminde yaptığını da herkes biliyor.

Kasetin gücü!

Gizleneni açık etti.

Örtüleri kaldırdı.

Soylu, Peker ve kasetteki gazeteci, “dost-arkadaş-yoldaş” olmuşlar. Birlikte plan, program yapıyorlar.

İnkardan gelemezler.

Kaset, kir sökücü.

İnkarcıyı faş edici.

★★★

Şimdi bütün toplum; ev kadınları, öğrenciler, öğretmenler, hemşireler, doktorlar, mühendisler, eczacılar, tamirciler, kaportacılar, profesörler, seyyar satıcılar, diplomatlar, akademisyenler, kahvehane sahipleri, kafe işletenler, su tesisatı döşeyicileri, soğuk demirciler, inşaat işçileri, fabrika emekçileri, emekliler, taksi şoförleri, belediye çalışanları, sera sahipleri, çiftçiler, kırtasiyeciler, imamlar, müezzinler, Diyanet’ten kadrolu 120 bin din adamı, ilahiyat profesörleri, müzisyenler, hırdavatçılar, oto yıkamacılar, kadın kuaförleri, erkek berberleri, kuru temizlemeciler, oyuncakçılar, camcılar, çilingirler, bakırcılar, ayakkabıcılar, tuhafiyeciler, konfeksiyoncular, otobüsçüler, matbaa işçileri, pazarcı esnaf, mankenler, aktörler, sahne sanatçıları, kağıt ve plastik toplayıcıları herkes...

Açıklama bekliyor.

Ne oldu?

Ortaklık neden bozuldu?

Soylu ile Peker’i ve o kasetteki gazeteciyi bir araya getiren ortak çıkar nedir? Peker ile Ağar niçin çatıştılar? Soylu neden Ağar’ın yanında yer alıp, Peker’i dışladı? Bu ilişkiden parti başkanları Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli’nin haberi yok muydu? Her olandan haberleri var, “Peker-Ağar-Soylu ve Yandaş Gazeteci ilişkisinin hangi ortak çıkar etrafında kurulduğundan” habersiz, bilgisiz olabilirler mi?

Olamazalar.

Hayatın olağan akışa aykırı. Peker ile Ağar, ikisi de gizlemeden, saklamadan, herkesin duyabileceği, görebileceği yol ve yöntemlerle iktidar partilerini ve onların liderlerini, açıkça desteklerken ne oldu da Peker dışlandı, Ağar “dörtlü fotoğraf” çektirip bütün herkesin ve Cumhurbaşkanı’nın da görebileceği şekilde yayına soktu?

Birlikteydiler.

Şimdi ayrı düştüler.

Ne oldu?

★★★

Ve karıştırıp, bulamaç edicilik başladı. Geçmişte o bunu yapmış, bu bunu yapmış! 1990’a benziyormuş. Susurluk’ta kamyon otomobile çarpmış, ölenler arasında bir de manken kız varmış.

Sayıp döküyorlar.

Geriye doğru gidiyorlar.

Sıralayıp saçıyorlar.

Kiri dağıtma süreci.

Noktalara indirme.

Bütünü gizleme.

Korkarım; “ne oldu da ortaklık bozuldu” ana sorusunu unutturmaya getirecekler. Bir süre sonra toplumda “zaten herkes kirli” algısını yaratıp, kapatacaklar.

Fasulye ekmiştik.

Kabak çıktı.

Diyecekler.

Noktalara takılma.

Ana soruyu unutma.

İçişleri Bakanı, “Keşke başıma bir iş gelseydi de bu günleri görmeseydim” cümlesini kurmak zorunda kaldı, atlama.

Fasulye ekersen.

Kabak çıkmaz.

Kabak, kabaktır.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Aşı yerine Uğur Hoca’nın itibarı!


Türkiye’de doğmuş ve Almanya’da büyüyüp tıp profesörü olduktan sonra doktor eşiyle birlikte BioNTech aşını bulmuş Prof. Dr. Uğur Şahin’in bugün yapılacak Bilim Kurulu toplantısına “çevrim içi” katılacağı açıklandı. Sağlık Bakanı, “Uğur Hoca’nın Bilim Kurulu toplantısına çevrim içi olarak katılmasını” topluma korona salgınını yenmek için yeni bir güçlü adım gibi sunuyor. Hatta Uğur Şahin’i “Haziran ayında Türkiye’ye gelmesi için davet ettiklerini ve onun da daveti kabul ettiğini” başarı öyküsü diye anlatıyor. Çok karmaşık bir formülü bularak şu anda dünyanın en güvenilir aşısını eşiyle birlikte geliştiren Prof. Dr. Uğur Şahin ile konuşup şu aşamaya kadar halkını aşılamakta çok geride kalan Türkiye’nin neler yapmasını öğrenip bunu uygulamak varken; “çevrim içi bağlanacağız... Davetimizi kabul etti... Haziran’da ağırlayacağız...” demenin ne anlamı var? Aşı tedariğinde başarısız olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Uğur Hoca’nın itibarından kendi sarsılan durumunu kurtarmaya mı çalışıyor?