Ülkemizde ilk resmi Covid-19 salgın vakası 11 Mart 2020 tarihinde görüldü. Bunun üzerine 16 Mart günü, okullar kapatıldı ve bir hafta sonra uzaktan eğitim başladı.

Toplumumuzun geleceği açısından son derece önemli olan eğitim konusu üzerine o tarihten bu yana çok sayıda yazı kaleme aldım. Yazılarımda Vefa Lisesi ve İstanbul Erkek Lisesi’nde müdürlük yapmış, 40 yıllık eğitimci, değerli Dr. Sakin Öner Hocamızın engin deneyim ve görüşlerinden yararlandım.

★★★

Son olarak bu köşede 31 Aralık 2020 günü yayımlanan röportajımızda Sakin Hoca, 5 ana başlıkta topladığımız önerilerde bulundu.

Zaman içinde gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, gerekse Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’un yaptığı açıklamaların, önerilerimizle büyük ölçüde örtüştüğünü gördük.

Şöyle ki;

İlk önerimiz “Aslolan yüz yüze eğitimin yapılmasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı 2020-2021 öğretim yılının hiç olmazsa ikinci döneminin başlayacağı 15 Şubat 2021 tarihinden itibaren yüz yüze eğitime geçilmesi için bütün imkanları zorlamalı” şeklindeydi.

Nitekim Bakan Selçuk, 15 Şubat’ta tüm bağımsız anaokullarının ve özel eğitim okullarının açılacağını, 1 Mart’ta ilkokulların bütün sınıflarının haftada 2 gün olarak yüz yüze eğitime başlayacaklarını ve sınav dönemindeki (Ortaokul son-8. sınıf, lise son-12. sınıf)  öğrencilerin de, tam zamanlı olarak öğretim imkanına kavuşacaklarını açıkladı.

★★★

İkinci önerimizi dile getirirken de “Köy okulları derhal açılmalı ve bu okullara hemen çevreden sözleşmeli öğretmenler görevlendirilmelidir” demiştik.

Bakanlık, 15 Şubat Pazartesi gününden itibaren köy okullarının tüm sınıflarda yüz yüze ve tam zamanlı olarak açılacağını açıkladı. Ancak halen kapalı durumdaki 17 bin köy okulundan ne kadarının eğitime açılabileceği ve bu amaçla kaç yeni öğretmenin görevlendirileceği hususları netlik kazanmadı.

★★★

Üçüncü önerimiz şuydu:

“Bu devasa sorun merkezden yönetilemez. Covid-19 vakalarının görülmediği veya çok az görülen yerlerde bütün sınıflarda yüz yüze eğitime geçilmeli. Ayrıca okullar, uzaktan eğitimden yararlanamayan öğrencilere açılmalı...”

Bakanlık, önümüzdeki süreçte farklı sınıf düzeylerinde il bazlı ve velilerimizin kararına bağlı olarak yüz yüze eğitime başlanması kararları alınabileceğini açıkladı. (Bu aşamada uzaktan eğitimden yararlanamayan öğrenci velilerinin çocuklarını okullara göndermelerinin uygun olacağını düşünüyoruz.)

★★★

Dördüncü önerimize gelince:

“Milli Eğitim Bakanlığı, bu soruna çözüm üretme konusunda, eğitimin bütün paydaşlarının katıldığı bir Milli Eğitim Bilim Kurulu oluşturmalı...”

Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, bir önceki basın toplantısında Eğitim Bilim Kurulu oluşturulduğunu açıkladı. Fakat bu kurulun kimlerden oluştuğu konusunda bilgi vermedi.

★★★

Henüz değerlendirilmeyen beşinci önerimiz ise uzaktan eğitimden yararlanamayan öğrencilerle ilgiliydi: “3 milyondan fazla öğrenci uzaktan eğitimden yararlanamıyor. Bu öğrencilerden bir bölümünün yaşadığı yerlerde internet bağlantısı mevcut değil. Büyük kısmının da internet bağlantısı olsa bile bilgisayarı, tableti, akıllı telefonu yok. İçlerinde televizyonu olmayanlar bile var, Bu 3 milyon öğrencinin büyük çoğunluğu dar gelirli ailelerin ve çok çocuklu ailelerin evlatları. Milli Eğitim Bakanlığı bu çocuklara 500 bin tablet dağıtılacağını açıkladı. Fakat şu ana kadar, ancak yarısı dağıtılmış durumda. Tamamı dağıtılsa da problem çözülmüş olmayacak. Bu amaçla devletimizin önderliğinde, milletçe bir seferberlik başlatılmalı...”

★★★

Milli Eğitim Bakanı’nın açıklamasında bu konuda herhangi bir görüş belirtilmedi.

Bakanın yüz yüze eğitime başlayan öğretmenlerimiz için şubat ayı içinde aşı planlaması yapılacağını açıklamasını da olumlu bir gelişme olarak görüyoruz.

★★★

Özetlersek;

Uzaktan eğitim sürecindeki eşitsizlikler acilen ortadan kaldırılmalı. Uzaktan eğitime ulaşamayan öğrencilere okullarında, hafta sonlarında, hatta yaz tatillerinde telafi programı uygulanmalı ve sürecin sonunda yapılacak sınav sonuçlarına göre sınıf geçme notu verilmeli.

Bakanlığın tüm çabası, salgında yüz yüze eğitim alamadıkları için ağır kayba uğrayan öğrencilerin mağduriyetlerini ortadan kaldırmaya dönük olmalı...