KONYA’DAN YÜKSELEN ÇIĞLIĞI KİM DUYACAK?


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Nisan’da şu tespiti yaptı:

“... İhale Kurumu’nu tamamen değiştireceğiz; sağlıklı, tutarlı bir kurum oluşturacağız. Siz elektrik faturanızı öderken bir normal masrafınızı ödüyorsunuz; aydınlatma. İki; elektrik dağıtım işini alan firmanın yapacağı dağıtım işinin bedelini ödüyorsunuz. Üç; kayıp kaçak bedelini ödüyorsunuz. Fakat o firmalar bunu alıyorlar, yatırım yapmıyorlar. Isparta olayı bunu bize gösterdi, bir hafta karanlıkta kaldı. Pek çok yerde böyle oldu, bunun da hesabını kimse sormuyor. Dolayısıyla biz iktidar olduğumuzda hiç kimsenin endişesi olmasın ya adam gibi görevlerini yaparlar ya da kimse kusura bakmasın, o işleri onların elinden alırız. Yani deriz ki ‘Bu kamuya ait bir hizmettir; elektrik, su, internet artık 21. yüzyılda insan hakkıdır’...’’

Babacan da Kılıçdaroğlu’nun konuştuğu 30 Nisan günü gazeteci Özlem Gürses’in Youtube kanalındaydı ve mesajını net verdi:

“... Çok sık sorulan sorular var. Siz de bana sordunuz özelleştirme ile ilgili. Bu 6 partinin ortak cumhurbaşkanı adayı özelleştirme ile ilgili ne söyleyecek? Diyelim bugün adayımız şudur diye açıklasak... Genel başkanlara sorsanız her biri başka bir şey söyleyecek. Cumhurbaşkanı adayı da belki başka bir şey söyleyecek. Böyle bir tablo vatandaştan destek alabilir mi? Böyle bir tablo vatandaşın güvenini oluşturabilir mi? Mümkün değil!”

Evet... Altı partiyi oluşturan masanın en büyük sorununu Babacan saptadı: GÜVEN... Halkın güvenmesi! Nasıl bir ekonomi programlarının olduğunu halka anlatmaları... 

Örneğin... 24 Nisan’da tarım topraklarıyla ilgili önemli bir gelişme yaşandı!

TOKİ’ye verilmek istenen tarım arazisi


Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Konya Şubesi, “... Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü arazisinin kamu yararı gerekçesi ile TOKİ’ye devredileceği haberleri dillendirilmeye başlanmıştır. 1914 yılından bugüne kadar Türk tarımına hizmet etmiş ve bugün ülke tarımına tohumculuk ve hayvancılık konularında teknoloji üreten Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü görevine devam etmelidir” dedi ve şu bilgileri kamuoyuyla paylaştı:

“... Enstitüye tahsisli araziler yıllar öncesinden Konya’nın sulak daha sonraları Aslım Bataklığı olarak bilinen şehrin kot seviyesi en düşük bölgesidir. Burası zamanla drenaj kanalları açılarak ve iklim olarak daha kurak bir döneme girilmesi neticesinde fazla suların tahliye edilmesi ile 100 yılı aşkın bir süredir toprak ıslahı programı kapsamında iyileştirilmiş olan, birinci sınıf sulu mutlak tarım alanlarına sahiptir.

“... TOKİ’ye verilmek istenen bu alanda 100 yıldır hayvancılık ve tarla bitkileri üretim ve araştırma çalışmaları yanında Dünya Gıda Teşkilatı’na (FAO) bağlı CIMMYT ve ICARDA gibi Uluslararası Tarımsal Araştırma Kurumları ile ortak olarak yürütülen Uluslararası Kışlık Buğday Geliştirme Programı’nın (IWWIP) Türkiye adına koordinasyon merkezidir.

“... Bu proje dahilinde dünyada 50’den fazla ülkedeki 100’den fazla buğday ıslahı programlarına buğday materyali temin etmektedir. Bu çalışmalar sonucunda verimli ve kaliteli toplam 105 adet buğday çeşidi tescil ettirilerek dünya ve ülkemizin gıda üretimine önemli katkılar sağlanmış ve sağlanmaktadır.”

Türk tohumculuğuna darbe


Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün görev konuları ne mi?

Tahıllar, endüstri bitkileri, yemeklik tane baklagiller, tıbbi aromatik bitkiler, çayır-mera ve yem bitkileri, meyvecilik, sebzecilik, biyolojik çeşitlilik, genetik kaynaklar ve hayvancılık.

Peki enstitü arazisinde ne üretiliyor?

Ekmeğin elde edildiği buğday başta olmak üzere arpa, yulaf, tritikale, çavdar, nohut, kuru fasulye gibi iç tüketim ve ihracat ürünlerinin ıslah programları yapılıyor. Özellikle mısır, ayçiçeği ve soya fasulyesi gibi ithal ettiğimiz ürünlerde bu bağımlılığı azaltmak ve ortadan kaldırmak amacıyla stratejik bir konu olan tohumculuk sektörüne geliştirdiği ve geliştireceği çeşitlerle katkı veriyor. Enstitü, Türk tohumculuğunun yüzde 38’inin yer aldığı ve yürütüldüğü Konya’da 170’den fazla tohumculuk firmasına önemli destekler sağlıyor.

Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği, enstitünün sadece bitkisel alanda değil hayvancılık ve hayvancılığın temel girdisi olan yem bitkileri alanında önemli çalışmalar yaptığını da anlattı:

“... Hayvancılık alanında yapılan hayvan ıslahı çalışmaları neticesinde Hasmer ve Hasak koyun ırklarını ülkemize kazandırmıştır. Bu yeni koyun ırkları normaline göre 10 kiloya varan canlı ağırlık farkı oluşturmaktadır. Bunun yanında 2005 yılından itibaren ‘Halk Elinde Küçükbaş Hayvan Islahı Projeleri’ çerçevesinde Merinos, Akkaraman, Pırlak ve Dağlıç koyun ırkları yanında kıl keçisi, Honamlı keçisi gibi ırkların yer aldığı 18 ayrı proje yürütmektedir.”

Peki çözüm ne? Uzmanların yanıtını verelim:

“... Ülkemizin tarımsal üretimini artırmak için önemli görevler üstlenmiş olan tarımsal araştırma enstitülerinin arazilerini ‘Rezerv Arazi’ ilan etmek ülke tarımına ve tohumculuğuna yapılabilecek en büyük yanlışlıktır. Nüfus artışını da dikkate aldığımızda toprak oluşum süreci mevcut tarım topraklarının amaç dışı kullanılmasının telafisi mümkün olmayan olumsuzluklara neden olabileceğinin en önemli göstergesidir. Konut ve iş yeri insanlar için elbette önemlidir, yapılmalıdır ama tarım topraklarına, araştırma arazilerine değil.”

Bir not daha: Şu anda TOKİ tarafından Konya’da muhtelif bölgelerde konut yapımı devam etmekte ve bunların pek çoğu tarım dışı yamaç bölgelerde inşa edilmekte. Toplam yüz ölçümü 38 bin 873 kilometrekare olan Konya’da tarım dışı yapılaşmada kullanılabilecek alanlar çok. Unutmadan... Bu konuda tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım 26 Nisan’da yazdı ve Zafer Partisi de 28 Nisan’da açıklama yaptı!