CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü konusundaki yasa teklifi çıkışı, başta CHP tabanı olmak üzere birçok kesimden “Ne gerek vardı, ülkenin gündemi bu mu?” ve “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a koz verdi” diye özetlenebilecek tepkiler aldı.

Erdoğan’ın bu pası alması, “Yasa yetmez, Anayasa’yı değiştirelim” diyerek bir üst seviyeye çıkarması Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirileri haklı çıkaracak nitelikteydi.

Erdoğan’ın, başörtüsüyle yetinmeyip anayasa paketine “aileyi korumak”, “ahlakı korumak” gibi gerekçelerle “cinsel yönelim” alanında da düzenlemeler ekletmesi, sadece Kılıçdaroğlu’nu değil, bütün muhalefeti sıkıştırma amaçlıydı.

★★★

Gelin görün ki Erdoğan ve AK Parti de uzun süredir siyaset ve strateji üretme konusunda muhalefeti aratmıyor. Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan’ı Anayasa değişikliği teklif etmeye yönlendirenler/ikna edenler, işin önünü sonunu pek hesaba katmamışlar.

Şöyle ki referandumsuz Anayasa değişikliği için teklifin TBMM Genel Kurulu’nda en az 400 oy alması gerekiyor. Şayet 360 ile 400 arasında milletvekili evet derse o zaman referanduma gitme şansı yakalanır.

Cumhur İttifakı’nın TBMM’de 335 sandalyesi var.

Yani Cumhur İttifakı’nın referandumlu ya da referandumsuz bir Anayasa değişikliğini gerçekleştirmesi imkânsız.

★★★

Hal böyle olunca da AK Parti diğer partilerden destek istemek zorunda kaldı.

AK Parti heyeti CHP, İYİ Parti ve HDP’yi ziyaret etmek zorunda kaldı.

Bugüne dek “HDP=PKK” ya da “altılı masanın yedinci ayağı HDPKK” diyen Cumhur İttifakı liderleri, HDP ziyaretinin doğal sonuçlarını ve gelecek sert eleştirileri kestiremedi.

Ziyaret sadece muhalefet tarafından değil, Cumhur İttifakı tabanından da tepki çekti.

Anayasa değişikliği teklifi iktidar açısından, terörist diye kapatmaya çalıştıkları HDP’yi ziyaret etme zorunluluğunu yaratmakla kalmadı, Anayasa değiştirme süreci açısından da köşeye sıkıştırdı.

Şimdi CHP “Yasa teklifimiz ortada, Anayasa değişikliğine gitmeye gerek yok” diyerek kapıyı kapattı.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Cumhur İttifakı’nın içine düştüğü çelişkili durumu fark etti ve beklentileri ve stresleri devam etsin diye kapıyı ne açtı ne kapattı.

Bir tek HDP, teklife destek olabilecekleri sinyali verdi.

Başlangıçta “Millete soralım, hodri meydan” diyen ve kısa süre sonunda “Temel haklar referanduma götürülemez” diyerek bu görüşünü 180 derece değiştiren Erdoğan’ın şimdiki hedefi, teklife HDP’nin desteğini alarak referandum çoğunluğunu sağlamak ve CHP’yle İYİ Parti’yi “Referanduma gerek kalmasın” diye “evet” demek zorunda bırakmak.

İYİ Parti de destek vermezse HDP tek başına buna fırsat verir mi bilmiyorum ama CHP’yi ve diğer muhalefeti Anayasa değişikliği ile sıkıştırmak isteyen Erdoğan ve AK Parti’nin, HDP’ye mecbur kaldığı gerçeği karşımızda duruyor.

★★★

Sonuç hangisi olursa olsun bu gelişme, Cumhur İttifakı’nın Altılı Masa’ya yönelttiği “Yedinci ayağı HDPKK” eleştirisinin zeminini ortadan kaldırdı. Cumhur İttifakı’nın tabanında “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” hissini yarattı. İttifak liderleriyle parti yöneticileri “HDP’yle neden görüştük, hele bir sorun” diyerek savunma pozisyonuna düştü.

Bütün bu gelişmelerden dolayı AK Parti Anayasa değişikliği teklifini TBMM’ye sunmayabilir, sunsa dahi gündeme almayabilir.

Zira, Anayasa değişikliği yapacağım derken daha fazla “Ava giden avlanır” durumuna düşebilir.