Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Muharrem ayında Cemevi ziyaret ettiğinde, herkesin doğal tepkisi “seçim için Alevi açılımı yapıyor “ oldu.

Ben, bu işareti Ertan Aydın önderliğinde bir seçim strateji ekibi kurulması gibi başka işaretlerle birleştirip, Erdoğan’ın yüzde 40’larda dolaşan oylarını yüzde 50’nin üzerine çıkarmak için ciddi bir açılım arayışında olduğunu, Cemevi adımını bir Kürt açılımının takip edebileceğini yazdım.

Zira Alevi ve Kürt seçmenlerde Erdoğan ile partisinin oyu tarihinin en düşük seviyesine düşmüştü. Zaten AK Parti’nin TBMM’de çoğunluğu kaybetmesine kesin gözüyle bakılıyor. Alevi ve Kürt seçmenlerle ilgili durum değiştirilemezse Erdoğan’ın da seçimi kazanması imkânsız olabilirdi.

Alevi açılımı, Alevilerde hayal kırıklığı yarattı. Çünkü Erdoğan muhafazakâr korkularını aşamadı ve (İttifak ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açık açık “ibadethanedir” dediği) Cemevlerini Kültür Bakanlığı’na bağlı “kültürel alanlar” ilan etti.

★★★

Sıra Kürt açılımına gelmişti.

“Türbana Anayasal güvence” ve “eşcinselliğe Anayasal engel” için düşündükleri Anayasa değişikliği fırsata çevrildi. AK Parti heyeti teklife destek bulmak için yıllardır “HDPKK” diye andıkları, “HDP eşittir PKK” dedikleri HDP’nin kapısını çaldı.

HDP de büyük bir pragmatizmle (HDP’nin kazandığı bütün belediyelere kayyum atayan, eş başkanı Selahattin Demirtaş dahil binlerce HDP’liyi cezaevinde tutan, her fırsatta kendilerini HDPKK diye anan) Erdoğan’ın gönderdiği elçilere kapısını sonuna kadar açtı. Açmakla kalmadı ve Anayasa değişikliğine destek verebileceğini duyurdu.

Gelin görün ki Taksim’deki terör saldırısı tam da HDP-AK Parti flörtünün zirve yaptığı, HDP ile muhalefetin önemli partisi İYİ Parti’nin ağır kavga ettiği günlere denk geldi ve iktidarı zor durumda bıraktı.

★★★

Siz de fark etmiş olabilirsiniz:

Hiçbir açılım artık Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki oylarını yüzde 40’lardan yüzde 50’nin üzerine taşıma konusunda işe yaramıyor.

O halde muhalefet ittifakını bölmek, iktidar ittifakını büyütmek lazım.

İşte Erdoğan’ın “İYİ Parti’nin Altılı masada ne işi var” sorusu da bu tespitin bir sonucu. İktidar stratejistleri, Altılı Masa’da ayrı telden çalmaya başlayan İYİ Parti’yi ayartmanın tam zamanı olduğu yorumlarını yapıyor.

Ancak, siyaseti zerre kadar bilen herkes iyi bilir ki İYİ Parti ve lideri Meral Akşener iktidar safına geçerse İYİ Parti İYİ Parti olmaktan çıkar, seçmen desteği de büyük ölçüde gider.

★★★

Alevi açılımı olmadı, Kürt açılımı ters tepti, İYİ Parti’nin saf değiştirmesi imkansız gibi. Peki ne yapmalı?

Belki yeniden 2003’ten 2010’a kadar Erdoğan’a ve AK Parti’ye kayıtsız şartsız destek veren sol liberallere, sol demokratlara dönmek lazım.

Erdoğan’ın Diyarbakır’daki ilginç çıkışı gözünüzden kaçmıştır.

Önceden belirlenmiş sorularıyla, aynalı camda hazırlanmış cevaplarıyla tam bir mizansen olduğu anlaşılan gençlik buluşmasında kendisine “Sayın Cumhurbaşkanım, Ahmet Kaya ile hukukunuzun iyi olduğunu biliyoruz, bize bir anekdotunuzu anlatır mısınız” sorusu soruldu.

O soruya uzun uzun Ahmet Kaya güzellemesiyle karşılık veren Erdoğan iki gün önce de ailesi izin verirse Ahmet Kaya’nın mezarının Türkiye’ye getirilebileceğini açıkladı.

Memlekette ne zaman bir Kürt açılımından ya da sol liberal ve demokratlara göz kırpmaktan söz edilse akla Ahmet Kaya’nın mezarının taşınması geliyor.

Belli ki “Yorgun Demokrat” hâlâ sol liberal ve demokratlara giden kapının anahtarı olarak görülüyor.

Erdoğan’ın seçilmesi önünde ciddi zorluklar var.

Bu yüzden de açılımlarla, yeni müttefik arayışlarıyla çıkış arıyor.

Yakında “Siz benim neler çektiğimi nereden bileceksiniz” ya da “Yorgun demokrat” şarkısıyla karşımıza çıkarsa şaşırmayın.