Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş’ı bir süredir izler oldum. Daha doğrusu kendisi daha sık medyada görünür olduğu için radarıma girdi. Pos bıyıklı, enikonu yakışıklı Erkan Baş, internetteki bilgilere göre Bosna göçmeni bir aileden geliyor. 1979’da Berlin’de doğmuş ama Türkiye’de büyümüş. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden yüksek lisansı var. Çekirdekten yetişme bir Marxist. Türkiye Komünist Partisi genel başkanı bile olmuş. 2018 seçimlerinde HDP listesinden milletvekili seçilmiş. Milletvekili seçildikten sonra HDP’den ayrılmış ve Türkiye İşçi Partisi’ne girmiş. Türkiye İşçi Partisi dendiğinde, iktisat hocam Sadun Aren (1922-2008) aklıma gelir. Pek tabii Hürriyet Gazetesi’nde aynı yıllarda birlikte çalıştığım Çetin Altan (1927-2015) ustamızı da unutamam. Onlar da bir zamanlar Türkiye İşçi Partisi milletvekili idiler. 1965 seçimlerinde “milli bakiye” oylarıyla TİP (Türkiye İşçi Partisi) TBMM’ne 15 milletvekili ile girmeyi başarmıştı. TİP’in bugün böyle bir şansı yoktur. Kaldı ki, komünist ideoloji doğduğu Rusya’da kadük olmuştur. Komünistler, siyasetin “esas oğlanı” değil. Ama karakter oyuncusu olarak rollerini sürdürmekteler. K. Çin ve K. Kore çok özel vakalardır. O konuya hiç girmeyeceğim.

HERKES OTURDUĞU EVİN SAHİBİ OLACAK

Erkan Baş’ın sosyal medyada dolaşan bir manifestosu var. Sosyalist Türkiye’de (yani kendisi cumhurbaşkanı seçilince) derhal bir KKK (Kanun Kuvvetinde Kararname) çıkartarak “herkesi, oturduğu evin sahibi” yapacakmış. (Kiracı olanları kastediyor herhalde, çünkü Türkiye’de ailelerin yüzde 60’ı zaten kendi evinde oturuyor). Ayrıca, elektrik, su, doğalgaz ve internet faturaları ortadan kalkacakmış. Eğitim ve sağlık hizmetleri de parasız olacakmış. Her hastane ve okulda demek istiyor herhalde, çünkü halen Türkiye’de eğitim ve sağlık hizmetlerini, istenilen düzeyde olmasa da devlet kurumlarından pek bir bedel ödemeden alma imkanı var. Baş’ın bu sözleri bana, Bülent Ecevit’in “toprak işleyenin, su kullananın” sloganını hatırlattı. Ecevit, İsmet İnönü’yü yenip CHP’nin başına geçmiş ve başbakan olmuştu. Daha sonraki yıllarda CHP’den ayrılıp, DSP’yi kurdu ve yine başbakan oldu. Türkiye ekonomisi onun “solculuğu” yüzünden hem 1979’da hem de 2001’de krize girdi.

EV KİRACININ OLUNCA KİRALIK DÜKKAN DA ESNAFIN OLACAK

Manifestosunu deklare ettiği video kaydını izlerken, bana, sanki Erkan Bey, bıyık altından gülüyor gibi geldi. Kendi kendime; Erkan Baş herhalde Millet ve Cumhur ittifaklarının seçimi kazanmak için halka yaptıkları hayali vaatlerle kafa bulmak için bu uçuk konuşmayı yaptı dedim. Mesela az sayıda olsa da yalılarda veya ultra lüks dairelerde ayda 50 bin liraya (dolar mı desem acaba?) oturan “kiracılar” var. Öyleleri olduğu gibi, ücra bir semtte tek göz bir eve, ayda 2000 lira ödeyen “kiracılar” da var. Bay Baş’ın çıkaracağı KKK ile herkes oturduğu (kiracısı) olduğu evin sahibi olacağına göre, yüksek kira ödeyebilen yüksek gelirliler dört ayağının üstüne düşecek demektir. Üstelik 80 metrekare salonlu, ebeveyn banyolu, soyunma odalı, hizmetçi bölümlü o kocaman dairelerin, doğalgaz, elektrik ve su faturaları da garibanın kiralık evinin faturalarının belki de 10 katıdır. Onlar da bedava olacak! Revayı hak mı bu? Kiralık dükkan, AVM’de mağaza, kiralık işyeri, kiralık yazlık ev konularına hiç girmedim. Onu bunu bilmem ama şunu söyleyeyim, kiralık “taksi plakası” aracı kullanan şoförün olacak denirse, kan gövdeyi götürür vallahi.

Son söz: Öyle abart ki, herkes gerçek olmadığını anlasın.