Adalet Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de cezaevlerindeki hükümlü ve tutukluların sayısı 300 bin civarında.

Bunun 50 binden fazlasını tutuklular oluşturuyor.

Cezaevlerinde bulunanlara genel olarak bildiğiniz gibi “Kader kurbanı” denir.

Gerçekten de yarın bir gün kimin nerede ne ile karşılaşacağı bilinmez ve herkes potansiyel bir engelli olduğu kadar potansiyel bir kader kurbanı da sayılabilir.

300 bin kişiyi ortalama 4 kişilik çekirdek ailesiyle düşündüğünüz zaman 1.2 milyon insan eder.

Buna 2. dereceden akrabalarını, yeğenlerini, teyze, hala, dayı, amcalarını ve yakın dostlarını kattığınız zaman en az 3-4 milyon kişiden söz etmek mümkün.

İşte bu kalabalık grubun son zamanlarda dile getirdiği bir yakınmaları var.

Bana da çeşitli mesajlarla ulaşan gerek tutuklu ve hükümlüler gerekse yakınlarının mesajı bu.



Cezaevi koşulları ve cezaevlerindeki yaşam, talepler, ihtiyaçlar elbette çok önemli ama şimdi size söz edeceğim sorun inanın bütün bunların önüne geçiyor.

O da tutuklu ve hükümlülerin ailelerinin yaşadığı şehirlere çok uzak cezaevlerine gönderilmeleri…

Düşünün ailesi Adana’da olan, Adana’da suç işlemiş, Adana’da yargılanmış bir kişi Batman Cezaevine gönderiliyor.

Ya da Diyarbakır’daki bir hükümlü Tekirdağ cezaevine naklediliyor.

İzmir’deki Erzurum’a gönderiliyor. İstanbul’daki İzmir’e gönderiliyor, gibi…

Örnekler çoğaltılabilir.

Bir insan cezaevine girmekle onun aile ilişkileri bitmiyor.

O kişi yine annesinin çocuğu, oğlunun babası, karısının kocası…

Görüşmelerini, ilişkilerini sürdürmek istemeleri gayet doğal…

Fakat örneğin, Isparta’da oturan bir aile cezaevindeki yakınını görmek için Erzurum’a nasıl gidip gelecek?

Ya da Şanlıurfa’da  oturan aile Samsun’a nasıl gidip gelecek?

Yol fiyatları tavana vurmuş…

Zaten en az 3-4 bin TL yol paraları olacak…

Ceza ve Tevkifevleri Genel müdürü Yunus Alkaç


Gittikleri yerde bir de konaklama işi çıkacak ki otel fiyatları zaten malum…

Yeme içme masrafları deseniz o keza…

Ve bu yılda bir iki kez olan bir şey değil ki, bir anne çocuğunu her görüş günü görmek ister…

Ama bu şartlarda aileler nasıl gidip gelecekler…

Buradan Sayın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a ve Ceza ve Tevkifevleri Genel müdürü Yunus Alkaç’a bu sorunu çözmeleri çağrısında bulunuyorum.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ


Sayın Bakan,

Sayın Genel Müdür,

Lütfen bu sorunu çözün…

Ailelerin üzerindeki bu hasret ve ekonomik yükü azaltın.

Bu kişilerin kendi şehirlerinde ya da yakın şehirlerde cezalarını çekmelerinin ne sakıncası var?

Bildiğim kadarıyla bunu engelleyen bir yasa, yönetmelik yok…

Bırakın zaten çoğunluğu ekonomik açıdan sıkıntılı olan insanlar ağır bir yük altına daha girmesinler.

Zaten çileli ve acılı olan bu insanlar ve cezaevlerindeki kader kurbanları görüşmelerini daha sık yapabilsin.

Kaderin sillesini yemiş insanlara bir sille de siz vurmayın!...